Telefonunu açmadığı için ona mesaj attım.
Jiyong'un evinde ygfam partisi varmış. Seunghyun mesaj attı. Telefonu açmadın. Bu yüzden orada olduğunu tahmin ediyorum. Hayır daha dün parti varken neden yine var anlamıyorum. Gerçekten dedikodular doğru. Ygfam parti seviyor^^mesajı yolladım. Ve taksi onun evinin önünde durdu. Eve baktım. 3 yıl önce ağlayarak çıktığım eve. İçeride pek ses yoktu. Belli ki daha başlamamıştı. Kapıyı çaldığımda ajumma açtı. İsmini bilmiyordum çünkü çalışanlarla yakın olmam yasaktı ama kadın 3 yıl önce de burada çalışıyordu. Bana şaşkınlıkla baktığında eğilip selam verdim.
-Yukarıda. Odasında dediğinde içeri girdim. Etrafa bakındım. İyi de burada kimse yok.
-Gelmişsin dedi merdivenlerden inen Jiyong'a döndüm. Diğerleri nerede ?
-Parti yok mu ? Dediğimde alayla güldü ve yanıma gelip kolumu tuttu ve beni salona doğru çekiştirdi.
-Gerçekten ne kadar aptal olduğunu kanıtlıyorsun
-Ne ?
-Artık parti kızı mı oldun ?
-Ayıp olmasın diye geldim ama sanırım boşa geldim
-Vay be çabuk kavrıyorsun dedi alayla ve beni itip koltuğa oturdu. Şaşkınlıkla suratına baktım.
-Beni kandırdın mı ? Ama Seunghyun mesaj attı. Ne yapmaya çalışıyorsun?
-Bana sesini yükseltme dedi ve elini alnına koyup kafasını yana eğdi. Onu hiç tanımıyor olsam şu hareketinden sonra masum olduğunu düşünürdüm. Çünkü öyle gözüküyordu.
-Sana sesimi yükseltmiyorum dedim ama bu sefer bağırmıştım. Gözlerini bana dikti.
-Ne var biliyor musun ? Bu kadar. Ben gidiyorum. Senin oyunlarınla uğraşacak vaktim yok dedim sinirle ve kapıya doğru yürümeye başladım.
-Bir adım daha atma dediğinde ayaklarım otomatik olarak durdu. salak salak salak neden duruyorsun ?
-Jiyong oynayacak başka birini bul. Hatta kız arkadaşına ne dersin ? Dedim ona dönerek.
-Bu tarafa gel. Konuşurken yüzüme bakmaman büyük kabalık dediğinde sinirle dediğini yaptım. Kesinlikle bunun tahtaları eksikti.
-Min. dedi. Baştan aşağı beni süzdü. Bugün düne rağmen daha kapalı giyindiğim için sevindim.
-Dans et dediğinde kaşlarım çatıldı. Ne diyordu bu salak ?
-Jiyong
-Sana dans et dedim. Dün partide ettiğin gibi dedi ve şarabını yudumladı.
-Saçmalamayı kes lütfen. Sen.. sen gerçekten acımasız birisin,kibirlisin, dediğim dediksin, gerçek bir psikopatsın dedim dün öğrendiklerimden sonra ona kızgındım. Şuan dedikleri ise içimdeki bombayı patlatan son nokta olmuştu. Ben onun sevgilisi değildim, arkadaşı hiç değildim.
-Devamı var mı? Eğer bittiys-
-Beni mahvettin diye sözünü kestim. Hiç bir zaman bunu yapmamdan hoşlanmamıştı. Umurumda değildi nasıl hissettiği. O benim ne istediğimi hiç umursamıyordu.
-Beni mahvettin. Aşkımı bitirdin. Beni süründürdün, aşağıladın,kırdın, ağlattın ve ben gerçekten bir aptal olduğum için yanında kaldım diye bağırdım. Ellerimi saçıma geçirdim.
-Beni aldattın. Defalarca. Gözümün önünde, benimle uyuduğun yatakta, benimle kaldığın evde dedim ağlamamak için dudağımı dişledim.
-Bana özel sandım biliyor musun ? O kibrini, her şeyi ben bilirim tavrını önceden hep kendime özel sandım. Dedim ki ahh sadece sevgisini nasıl belli edeceğini bilmiyor ? Aa gitmemden korkuyor, bırakmamdan korkuyor o yüzden böyle derdim ama anladım ki sen buymuşsun. Gaddarmışsın, insanların içindeki aşkı öldürürmüşsün, engel olurmuşsun onlara. Seni tanıdığımı sanırdım. Seni hiç tanımamışım. O..o ilk karşılaştığım Jiyong. Sabaha kadar beni dinleyen, benimle konuşan adamı tanımışım ben. Bu bencil, kalpsiz, acımasız adamı değil dedim sesim o kadar yüksek çıkıyordu ki. Kendimi parçalıyordum, o ise sakince beni dinliyordu. Sanki burada benimle konuşmuyordu. Sanki isyan etmiyor ona bugün ne yaptığımı anlatıyordum. Gözümden bir damla aktığında sinirle sildim. Onun için değil, kendim için akmıştı o yaş. Kendime acıyordum.
-Seni gördüm Jiyong. Normalde hayallerimi unutmuştum ama senin haberini gördüm. Na Na ile ilişkini açıklamışsınız dedim canım o kadar acıyordu ki tırnaklarımı yine alışkanlık olarak koluma geçirdim.
-Sende intikam mı almak istedin? o yarım aklınla dedi alayla. Kahkaha atarak kafasını arkaya yasladı. Bu alaylı konuşmasından nefret ediyordum. Bu tavırlarından, aşağılamalarından.
-Hayır. Kendi hayatımı yaşamak istedim. Hayallerimi hatırlamak istedim. Dedim ki ben ondan ilişkimizi duyurmamızı istediğimde ki bunu beni aldatman yüzünden istemiştim. Artık yapma diye istemiştim ama dayak yedim. Hatırladın mı? Bana vurduğun o günü. Sürünerek senden kaçmaya çalışırken saçımdan tutup beni geri çektiğini. Kafamı o sehpaya çarpıp bayılana kadar beni dövdüğün günü. Sonrada başıma oturmuş ayılmamı beklemiş ve beni yanına alarak uyumuştun. Sen uyumuştun ama ben ağrıdan gözümü bile kırpmamıştım, uyuyorsun diye ağlama demiştin. Ağlama uyuyacağım demiştin. Ağlayamamıştım bile. Sonrada gelmiş bir kızla ilişkini açıklıyorsun. O zaman dedim ki...be-ben neden değilim ? Neden ben hayatımı yaşamıyorum ? Neden onun yüzünden buradayım ? dedim ve geldiğim gibi eski sen oldun. Ben oyuncağın değilim. Ben de o kız gibiyim. Canım yanabilir,ağlayabilirim,üzülürüm, kalbim kırılır çünkü bende o kız gibiyim. Seni başka bir kızla gördüğümde kendimi değersiz hissederim dedim tırnaklarımın altındaki deriden kanlar aktı avuçlarıma doğru.
-Çünkü bende o kız gibiydim Jiyong. Sen bunu görmedin.
-Sen o kız gibi değilsin dedi. Gözlerini dikmişti. Hiç etkilenmemişti. Bu dediklerimi bir duvara anlatsam oturur benim için ağlardı ama onda tepki yoktu.
-Ne ? dedim dediği şeye
-Sen Na Na gibi değilsin. Olamazsın da dedi bacak bacak üzerine attı ve şarabını yudumladı. Sinirle ağzımdan bir kahkaha kaçtı. Salonun kapısı gürültüyle açıldı. Sa Na ve Seunghyun. Daha çok kahkaha attım. Sa Na hemen yanıma koştu.
-Hey bu parti saçmalığı da ne ? dedi Seunghyun.
-Beraber bir parti yaptık hyung dedi gözleri hala kahkahalarla gülen bendeydi.
-Gidelim buradan dedi Sa Na ve beni evden çıkardı. Kapı önündeki arabaya bindirdi.
-Hey böyle gülmen beni korkutuyor dedi . Seunghyun arabaya bindi ve çalıştırdı. Jiyong kapıya çıkmıştı , araba uzaklaşırken göz göze geldiğimizde gülümseyip elindeki kadehi kaldırdı. Araba evden uzaklaşırken ağlamaya başladım. Uzun zamandır ağlamadığım kadar şiddetle ağlamaya başladım. Hala ellerimden avucuma kadar akan kana baktım ve orada Seunghyun'un arabasının arkasında hıçkırarak ağlamaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİM BU KIZ ?
Teen FictionOnu ilk gördüğümde etrafında benden uzak dur levhası eksikti bir tek. Bakışlarından duruşuna hatta giyimine kadar her şey bela olduğunu gösteriyordu. Göz göze geldiğimizde utanarak kafamı arkadaşlarıma çevirdim ama biliyordum bu son göz göze gelişim...