En güzel hediyemsin

100 15 14
                                    

-Oppa ne kadar ilerleme kaydettiğimizin farkında mısın ? dediğinde gülümsedim. Cha Young tam karşımda oturuyordu. 

-Bence artık buraya bile gelmene gerek yok oppa. Tabi yine arada seni yoklarım 

-Ciddi misin sen ? 

-Tabi ki. Gerçekten ilerleme kaydettik. Min Ah unnie de aynı şekilde düşünüyor. Dün gece siz beşli birbirinizi kovalarken biraz konuştuk. O kadar mutlu ki oppa. Görmeliydin. Gözlerinin içi parlıyordu dediğinde gülümsedim. Biliyordum. O parıltı için canımı bile verirdim.

-Cha Young aslında... bugün biz resmi olarak ilişkimizi açıklayacağız

-Biliyorum. Unnie grubumuzdan yazdı 

-Sizin bir grubunuz mu var ? dediğimde gülerek kafa salladı. 

-Ahh dedikoducusunuz dediğimde kahkaha attı. 

-Neyse ondan sonra.. Bu gece ona evlilik teklifi edeceğim

-Sen ciddi misin oppa ? Gerçekten mi ? bu harika dedi sevinçle kalkıp bana sarıldı. 

-Evet ama bunu sakın gruptan yazma yoksa seni mahvederim 

-Asla. Asla yazmıyorum. Yüzük aldın mı ? dediğinde elimi cebime attım ve kutuyu çıkardım. 

-Aslında bunu baya önce almıştım. Min bir defilede bunu ve setini takmıştı. Ona o kadar yakışmıştı ki.. bende seti ona aldım. Haberi yok ama artık olacak dedim kutuyu açtığında ağzı açık bir halde yüzüğe baktı. 

-Bu dünyada gördüğüm en güzel şey. Çok güzel. Buna bayılacak. Zaten kabul edeceğine bir trilyona bile bahse girebilirim

-Edecek dimi ? Eder yani dedim panikle. Aşırı heyecanlıydım. Hem de aşırı

-Oppa kafayı mı yedin ? Sana deli gibi aşık

-Bende ona Cha Young. Ben de ona

--------

Yürürken instaya girdim. Bahçedeki papatyaların resmini atmış. Bir köşesinde sadece üzerimdeki elbise çıkmış. Herkes öylesine diye düşünse de vıpler ve ben bunun bilerek çekilmiş bir fotoğraf olduğunu biliyoruz. Altına da en güzel hediyem yazmış. Resmi hesabımdan beğendim. Zaten bir saat sonra resmi olarak herkes öğrenecekti. Gelen aramayla yüzümdeki gülümseme daha da genişledi. Üzerimdeki beyaz kısa elbiseyi düzelttim ve telefonu açtım. 

-Efendim aşkım

-Neredesin ben çıktım ? 

-Geliyorum. Hatta seni gördüm şuan dedim tam karşısına baktığında beni görmesi için el salladım. Tanınmamak için siyah maskesini ve şapkasını takmış. Bende aynı şekildeydim zaten.

-Hadii ama hızlıı ol seni özledim diye şirinlik yaptı

-Orada bekle. Geliyorum dedi ve telefonu kapatıp koşmaya başladım. Gözümü ondan ayırmıyordum. Bir anda yüzü paniğe kapıldı. İki elini kaldırdığında fren sesi duydum. Kafamı sağa çevirir çevirmez bana doğru gelen kamyonu görmem bir oldu. 

----

Koştum. O kadar hızlı koştum ki onun yanına varmam bir kaç saniyemi aldı. Kamyonun onu sürükleyip benden daha da uzağa götürmesine rağmen. Kamyonun önüne geldiğimde beyaz elbisesi kan ile kıpkırmızı olmuştu. Yanına oturdum. 

-Min. Min sakın kapama gözlerini. Ambulansı arayın diye bağırdım bir adam ambulansı arıyordu zaten. Min'e döndüm ve kafasını kucağıma koydum. 

-Ji-jiyong dediğinde elini tuttum. 

-Buradayım. Ben buradayım hemen yanında. Ambulans geliyor. Duydun mu ? Dayan bebeğim dedim 

-Can-canım acıyor dediğinde elimi beton yere vurdum. 

-Lütfen dedim ona sarılırken derin bir nefes aldım. 

-Lütfen dayan. Beni bırakma. Beni böyle bırakma. Böyle olmaz. Nolur

-Se-seni seviyorum dedi zorla. Nefes alışları çok azdı. Göz yaşlarımı silerken ellerimdeki kan umurumda değildi. 

-Ben de seni bebeğim. Ben de seni seviyorum. Çok seviyorum. O yüzden lütfen. Benim için dayan tamam mı ? Bak- bak duydun mu ? Geliyor. Ambulans geliyor dedim siren sesini duymamla. 

-Özür di-dilerim aşkım dedi parmağımı tutan eli elimi çok hafifçe sıktı. 

-Hayır hayır hayır. Dayanmalısın. Yine inatçılığın tutmalı. Bebeğim lütfen. Yalvarırım dedi bana son kez tebessüm ettikten sonra gözlerini kapattı. Gözünden akan yaşı sildim. 

-Hayır. Min hayır. Bebeğim. Bebeğim gitme hayır diye bağırdım ama artık çok geçti. Biliyorum. 

KİM BU KIZ ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin