Yaralar sarılmak içindir

106 17 1
                                    

Bıçağı dediği şey karşında ona verdiğimde direk tuttuğu elimden beni kaldırdı ve kucağına aldı. Beni üst kattaki banyoya taşıdı ve küvetin kenarına bıraktı. Ellerime sus tuttu ve bir havluyu yaralı olan avucuma bastı. Aynayı açtı ve içinden bir çanta çıkardı. Beni kaldırdı ve odama çekiştirdi. Odadaki koltuğuma oturttu. Boş gözlerle yaptığına bakıyordum. Başım dönüyor. Önce avucuma ilaç sürdü ve sardı. Sonra bütün parmaklarımı sardı. Kolumdaki tırnak  izine de ilaç sürdü. 

-Üzeri- üzerini değiştirelim dedi gözlerini bir kaç saniye kapalı tutup açtığında. Ne dediğini algılayamıyordum. Sadece duyuyordum. Kalkıp dolaptan bir gecelik çıkardı. Beni kaldırıp elbisemin fermuarını açtı ve çıkardı. Üzerime geceliği geçirdi. Bana komidinin üzerindeki suyu verdi ve içmeme yardım etti. Üşüdüğümü anlamasın diye kollarımı kendime bastırıyordum. 

-Bugün nişanlandın. Neden buradasın ? 

-Saat 3 Min. Sabaha kadar orada mı dikilecektim ? dedi saat 3 olmuş muydu ? Neden buradaydı ? Siyah takımı üzerinden çıkarmamıştı. Neden ? diye düşündüm. Sonra niye neden diye düşündüm diye düşündüm. Düşünceleri düşündükten sonra aklımdan gidiyordu. Ateş yüzüme vurdu. Sıcak. Rahat.

--JİYONG

-Neden kendine bunu yaptın ? dediğimde bayık gözlerle bana baktı ve koltuğa ayaklarını uzatarak yattı ve bana sırtını döndüm. Üşüdüğünü biliyordum. Fark etmemi sağlamak için kollarını vücuduna bastırdığını biliyordum. Hep böyleydi. Yavaşça kalktım ve şömineyi yaktım. Yakarken gözleri üzerimdeydi.  

-Ne dedi sana ? dedim. Ben salak değildim. Bu hale geldiyse bir şey olmuştu. 

-Önceden burada oturur ve kitap okurduk

-Sana ne dedi ? Sizi gördüm. Ona dehşet içinde bakıyordun. Belki herkes bana bakıyor olabilir ama ben sana bakıyordum dedim. Yarın bunların hepsini unutacaktı. Biliyordum çünkü bu olayı ilk defa yaşamıyorduk. Her seferinde unuturdu. Sarhoş olduğunda hep yapardı ve sabah unuturdu. Her sarhoş olduğunda eğer üzgünse kendini en yakın kesici alete itiyordu. O yüzden alkol almasını istemiyordum. O yüzden yasaktı. 

-Mahalle takımı, şampiyonlar ligi, sürtük dedi gözlerini kapatıp. Kaşlarım çatıldı. Bu da neydi ? 

-Bana düzgün açıkla

-Sen şampiyonlar ligindesin Ji. Ben ise...ben sana bakabilecek bir konumda bile değilim

-Ne diyorsun sen ? 

-Song Ah dedi. Song Ah ablasıydı. Bunu biliyordum. Onun aksine ben onun ailesi ile alakalı her şeyi biliyordum. Onun hakkında her şeyi biliyordum. Ablası şarkıcı olmak istiyordu. Yaşasaydı o sesle olabilirdi de ama yanlış birine bulaşmıştı. O zengin herif onu kullanıp atmıştı, oda kendini köprüden attı. Herif para ile ailesini susturmaya çalıştı ve ailesi kabul etmedi. Sonuç herif ceza almadı. Ailesi o yüzden bize karşı gelmişti. Kimin karşı geldiği umurumda değildi zaten. 

-Bana şunu düzgün anlat dedim onu sarstım. Boş gözlerle bana baktı ve Na Na'nın ablası hakkında dediği şeyleri anlattı. Ona sürtük dediğini ve yağmurda öpüştüğümüzü gördüğünü. Sinirle koltuğun kolunu sıktım. Kendini tekrar koltuğa bıraktı ve gözlerini kapattı.  Bu gece olmazdı. Bu gece burada,evde kalacaktım. Bu gece onu yalnız bırakamazdım. Uyanırsa yine düşünmeden bıçağa sarılırdı. Yanına uzandığımda onu kendime çektim. 

-Burada uyuyamayız. 

-Uyuruz dedim onun gibi fısıltıyla. Kafasını iki yana salladı. 

-Bugün nişanlandın diyerek tekrar hatırlattı. Biliyordum. Canının yandığını biliyordum. Orada olmak bile ona ağır gelmişti biliyordum. 

-Ve sen çok güzeldin. Sen gördüğüm an nefesim kesildi

-O zaman onu bırakıp beni almalıydın

-Düşünmedim değil dediğimde gülümsedi. Sargılı elini avucumun içine aldım. 

-Sen beni sevmezsin ki 

-Ben sana vuruldum kadın. Sen beni tamamen dibe batırdın. Aşık ettin, mahvettin dedim. Ağzını şapırdattığında gülümsedim. Uykuya dalmak üzereydi. 

-Yalancı dedi saçlarına bir öpücük kondurdum. Yalan değil Min. Yalan değil. Ben yalan söylemem. 

KİM BU KIZ ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin