çok eski zamanlardan...
Açtı sırtını rüzgarına
Bir ümit yaladı geçti yanaklarını.
Baktı avuçlarına
Son kalan umutlarına.
Mırıldandı elinde kalanlara
Aradı ruhunu kırıntılarda.
Ezdi onu sürü, kendi yamaçlarında
Bıraktı kendini başkalarının yokuşuna
Savrulup gitti kayboluşlarla
Çıktı herkesin hayatından yokoluşlarlaYokluğundan kalan sessizliklerle
Soğuk fayansın sezdirdikleriyle
Toparlanmak zordu sırtında bıçaklarla
Güçlü kalmak zordu batan binlerce kalp kırıklıklarıyla&&
Devam etmek midir hayata, yalnızca nefes almak?
Yaşamayı sürdürmek hayata devam etmek için yeterli midir?
Sadece var olmayı sürdürmek yaşamak mıdır?
Yoksa bir şeyler yapmak mıdır?
Hisler, acı verse de insan mı yapar seni?
Yoksa yalnız mutlu olan mı yaşar?&&
Ne yapacağım ben senin ateşinden kalan koru,
Oysa sönmedi canlanır bir yelle birçoğu
Akıp geçen zamanın borcu
Gözlerimdeki yaşların tuzu
Arkanda bıraktın darmadağın tozu...&&
Sırtı açık rıhtımlarda
Arkamda bıraktıklarımdan kaçıyorum.
Kaçıyorum çünkü korkuyorum
Beni yakalar da hesap sorarlar diye
Yok bir cevabım onlara
Niçin sevmediğimi anlatamam ki dolananlara
...&&
Çok zorlamışım olmamış ama eski zamanların hatrına çekmecemde çürümemesi için yazmak istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
what a wonderful world
Poesiebenden birkaç kırık parça, bazı yerleri ise hiç kırılmadı halbuki. belki bu kitabın bitiminde kırılmış olur. bazı yerleri kırıldı. ama yine de 'benim hâlâ umudum var' 06.10.2019-06.01.2021