''Ne biçim çocuklarsınız siz ya ? Böyle çocuk mu olur ? Abin yetmiyordu bir de senin sorunların mı çıktı başımıza ? Dışarda ne olacağı belli mi sana ? Birde gecenin bu saatinde.Bir daha böyle bir terbiyesizlik ne duyayım ne göreyim Eslem.Yemin ederim kızım demem,sokağa atarım seni.'' dedi bağırarak babam. Ben her zaman ki gibi çaresizliğime ağlıyordum.
Odadan tam çıkacakken birden ayağa kalktım. Gözyaşlarımı hızla sildim ve titreyen sesimle konuştum.
''Abim olsaydı ''Bir daha yapma oğlum.Böyle şeyler sana yakışıyor mu oğlum.'' derdin baba. Söylesenize benim ondan farkım ne ? Bende sizin çocuğunuzum. Üveymiyim söyleyin de biliyim.Abimin yanından geliyorum. Suratımı da bu hale getiren o toz konduramadığınız oğlunuz.Haberiniz yok belki ama bana en çok zarar veren abim.'' dedim. Oda da fırtına öncesi sessizliği belirten bir sessizlik oldu.
Annem köşeye oturmuş,oğluna ağlıyordu. Babam beni oğlu için azarlıyordu. Kapı yavaşça açıldı.İçeri ayakta zor duran abim girdi.Sarhoş olduğu her halinden belliydi.Uzakta olmama rağmen içki kokusunu duymak zor değildi.
''İyi geceler mutlu ailem ve her şeyin içine sıçan kardeşim.'' dedi sözcükleri ağzında yuvarlayarak.Babamın ettiği küfürle sinirlendiğini biliyordum.
''Hepinizden tiksiniyorum.Senden,senden ve çok değerli kardeşimden.'' dedi parmaklarıyla bir bir hepimizi gösterirken.
Babam abime yavaşça yaklaştı ve okkalı bir tokat attı.Abim yere boylu boyunca serilirken annem daha şiddetli ağlamaya başlamıştı.
''Artık kendinize geleceksiniz.Kardeşinede bir daha vurduğunu duymayacağım.'' dedi babam.Dayak yiyen yiyeneydi.
Abim sendeleyerek ayağa kalktı.Dış kapıya doğru yöneldi ve hızla dışarı çıktı. Onunla beraber arkasından hepimiz dışarı çıktık.
Daha sonra bir anda acı bir fren sesi duyuldu.Herşey o kadar yavaş ilerliyordu ki. Görüş alanım yavaşça daraldı. Sokakta annemin acı çığlığı duyuldu.
''Melih.'' dedi annem yola atlayarak. Abim kanlar içinde yatıyordu.Nereden geldiğini bilmediğim bir yaş gözümden kayıp gitti.Ağlamamam lazımdı. O pislik için ağlamamam lazımdı.
Komşular koşarak evlerinden çıktılar.Herkes telefonlarına sarılırken ben köşede olanları izliyordum.
Babam kaldırıma oturup ağlamaya başladı. Annemi gelenler sakinleştirmeye çalışıyordu.Ambulans geldiğinde abimi sedyeye koydular. Sesleri zor duyuyordum.Boğazımda ki yumru geçmiyordu.
Ayağa kalktım ve arabaya doğru ilerledim.Arkaya oturdum. Önde ambulans arkada biz gidiyorduk. Annem abimin yanına binmişti.
İlk defa görüyordum babamı ağlarken. Ben de bu durumda olsaydım benim için de ağlarmıydı ? Cevabı en iyi ben biliyordum.
Hastanenin önüne geldiğimizde arabadan hemen indim.Annemin abimin elini hiç bırakmadığını gördüm.
Sedyenin arkasından koşarken ne yaptığımı bilmiyordum. YOĞUN BAKIM yazan kapıyı suratımıza kapattılar.Buzlu camdan abimi görmeye çalıştım.Herkes o kadar telaşlıydı ki.
Anneme sakinleştirici vurmak için ikna etmeye çalışıyorlardı.Sırtımı duvara dayayarak yere oturdum.
O benim için ağlamaz. O beni düşünmezdi.Ağlamama engel olamıyordum. Yalnızca gözlerimi kapatıp uyumak istiyordum.
''Hanımefendi iyimisiniz ? '' dedi bayan hemşire. Ona öyle bir bakış attım ki bir adım geriledi.
''Bu saçma soruyu sormak için mi eğitim alıyorsunuz ? '' dedim titreyen sesimle.Bana umursamaz bir bakış atıp uzaklaştı.
Babamı göremiyordum. Koridor bomboştu.Bu saatte dolu olmasıda beklenemezdi. İçimde acının tarif edilemez sıcaklığı vardı. Odadan bembeyaz önlüğüyle doktor çıktı. Oturduğum yerden kalkıp doktora doğru ilerledim.
''Durumu nasıl ? '' dedim titreyen sesimle. Yavaşça göz yaşlarımı sildim.
''Siz neyi oluyorsunuz ? '' dedi beni baştan aşağı süzerken. Genç bir doktordu.
''Ben kardeşiyim.'' dedim tiksinir gibi.Doktor bizi görse buna kahkaha atardı.
''Abinizin kaburgalarının belirli yerlerinde çatlamalar mevcut.İç kanama olmasından korkuyoruz.Tahlil sonuçlarına baktım.Muhtemelen ameliyata alınması gerek. Fakat felç kalma riski çok yüksek.Yani burada herşey size kalmış.Ya ameliyat olmasını ister riski göze alırsınız ya da hastanın ölümünü izlersiniz.'' dedi acımasızca.Alt dudağımı dişledim. İnanamıyordum.
Beni orada öylece bırakıp tam uzaklaşıyordu ki durdu.
''Birde tahlillere göre abinizin kanında uyuşturucu bulunuyor.Abiniz uyuşturucu bağımlısımıydı ? '' dedi. Kaşlarımı çattım. Uyuşturucu.Boğazımdaki yumruyu çığlık atarak yok etmek istiyordum.Kafamı olumsuz yönde salladım.
Doktor aldığı cevapla uzaklaşırken arkasından öylece baktım. O anda Yiğit'in söyledikleri aklıma geldi.
''Uyuşturucu satan piçin teki.'' Demişti Barlas için. Abimde ondan mı almıştı ?
Bir sandalyeye yavaşça yığıldım. Gözlerimi sımsıkı kapattım ve akan gözyaşlarını hissettim.
''Yalvarırım.''diye içimden geçirdim.''Yalvarırım ölmesin.''
Hikaye'nin yeni bölümü çok geç geldi. Farkındayım. Fakat bölüm sonuna belli bir sınır koydum.Sınır çok uzun bir zamanda geldi ne yazık ki.Tabiki daha çok okuyucum olmasını isterim. Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yazarsanız sevinirim :) Yorumlarınız ve oylarınız için teşekkürler :) Sınır yok.
