8: Music

5.5K 661 1.6K
                                    

"Dedi ki; 3000 yılına gittim. Fazla bir şey değişmemişti ama su altında yaşıyorlardı. Ve senin torununun torununun torunu; iyiydi."

Louis şarkı dinleyip eşlik ederek çantasını toplarken çok eğleniyordu. Mesaisi bitmişti, Doktor Styles saatlerdir heyet toplantısındaydı ve Louis'ye iş çıkışı saati gelince eve gidebileceğini söylemişti.

"Yıl 3000'e bir gezi yaptım. Bu şarkı pek çok platin kazanmıştı. Herkes yedinci albümümüzü almıştı."

İş kıyafetlerini çantasına tıkıştırıp paravanın arkasından çıktığı anda odanın kapısı açıldı. Doktor Styles içeriye girip kapıyı kapatırken göz ucuyla masaya baktı. Louis'nin telefonu oradaydı ve müzik sesi oradan geliyordu.

"Hazırlanıyordum, yalnız olunca da müzik dinlemek istedim." dedi Louis. Şarkı dinlediği için azar yemeyeceğini umuyordu, ses son derece kısıktı ve Louis sesin odanın dışına çıkıp çıkmadığını üç kez kontrol etmişti. Hastaları rahatsız etmiyordu.

Doktor Styles "Dinlediğin şeyin müzik olduğundan emin misin?" diye sordu masasına doğru yürürken. "Kuru gürültüye benziyor."

"Hayır, çok tatlı bir şarkı! 3000 yılına yapılan zaman yolculuğunu  anlatıyorlar. Acaba 3000 yılında yaşamak nasıl olurdu?"

"Siz gençlerin gelecek sevdasını hiç anlamıyorum. Yıl geçtikçe dünya daha berbat bir yere dönüşüyor, gelecekten ne bekliyorsunuz ki? İnsanlar internete bağımlı, yapay zeka olmadan kendi sebzesini bile yetiştiremeyecek olan amiplere dönüşecek. Tüm işleri makineler yaptığı için işle meşgul olamayan insanlık da şiddete yönelecek."

"Vay canına," dedi Louis. Doktor Styles'ın bu kadar uzun konuşabilmesi için her konuyu açmayı denemişti ama kestirme cevaplarla karşılaşmıştı. Oysaki sadece gelecekten bahsetse yetermiş!

"Siz gençler mi dediniz? Tanrı aşkına, kaç yaşındasınız ki?"

"Yirmi yedi."

"Pfft, aramızda altı üstü beş yaş var. Duyan da sizi elli, beni on beş yaşında zanneder. Doktor Styles, size üzücü bir haberim var; siz de gençsiniz."

Harry onaylamayarak başını iki yana salladı, "Kendimi bu gençliğe ait hissetmiyorum." dedi. "O yüzden sayıların önemi yok."

Louis aslında çıkmak üzereydi ama sonunda Doktor Styles ile bir konuda sohbet edip onun hakkında bilgi sahibi olma fırsatı yakaladığı için bundan vazgeçti. Çantasını kenara bıraktı, masanın karşısındaki misafir sandalyelerinden birine oturdu ve hala çalıyor olan şarkıyı kapattı. "İnsanlığın geleceği konusunda çok umutsuz görünüyorsunuz."

"Sence iyiye mi gidiyoruz? Biraz düşün, özellikle yaşıtlarını düşün. Oyunlarla ve sosyal medyayla saatlerce vakit geçirmekten aptala dönen kafalar, her şeyi dizilerdeki gibi toz pembe sanan polyannalar, aklı sadece belaltına çalışanlar, kendini ifade etmekten aciz olanlar... Etrafın bunlarla dolu değil mi?"

"Öyle, haklısınız. Sizce ben de onlardan mıyım?"

"Hayır." dedi Harry. Söylediği şeyleri o üstüne alınsın diye söylememişti ki. "Seni kast etmedim, gördüğüm kadarıyla yaşıtlarının çoğundan iyi durumdasın."

"Teşekkür ederim. Müzik dinlememe kızdınız mı? Eğer kızdıysanız bir daha olmaz, söz veriyorum. Beni de o aptal kafalardan biri gibi görmenizi istemiyorum."

Harry onun bu söylediğine birkaç saniyeliğine gülümsedi. "Müzik dinlemek insanı aptallaştırmaz. Sadece dinlediğin şeyi beğenmedim o kadar, bana uymuyor."

INTERNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin