12: The Talk

6.1K 699 1.9K
                                    

"Ağzınızı genişçe açın, dilinizi dışarı çıkarın." dedi Louis işlem odasındaki sedyede yatan hastaya. "Sprey sıkacağım, yutabilirsiniz. Tadı biraz acı olabilir."

Kadın onu gözlerini kırparak onayladığında Louis spreyi sıktı, hastanın yüzünü buruşturup yutkunmaya çalışmasını izledi. Onun iyi durumda olduğunu görünce de "Uzanın, ben nasıl yatmanız gerektiğini göstereceğim." dedi.

Hastaya doğru yatış pozisyonunu verdi, ağzına ağızlık taktı. Odadaki stajyer hemşireye "Doktor Styles'ı çağırır mısın?" diye sordu. Artık işleme başlayabilirlerdi.

Oğlan ayağa kalktı, "Tabi ki," deyip odadan çıktı. Harry gelene kadar hastanın boğazı uyuşmuş olurdu zaten. Odadaki hemşire bu sürede sterilizasyondan gelen cihaz ucunu monitöre takıyordu. Louis masa başındaki sandalyeye oturdu, sekretere yaklaştı. "Nasılsın? Nasıl gidiyor?"

"İyi gidiyor, Bay Tomlinson. Teşekkürler. Siz nasılsınız?"

"Gençliğimin en güzel yılları doktorumu beklemekle geçiyor."

Sekreter bunu sadece işlem odasında beklemek olarak algılayıp ufak bir kıkırtıyla geçiştirse de, Louis cidden hayatını doktorunu bekleyerek geçiriyordu. Doktor Styles onun beklediğinden daha da inatçıydı. Louis'ye davranışları her gün daha da yumuşak bir hal alıyordu ama ilişki istemiyorum saçmalığından da ödün vermiyordu. Bir şekilde Louis'yi yıldırmayı başaracağını sanıyordu.

Tabi ki Louis ondan vazgeçmeyecekti! Bir şekilde ona ruh eşi olduklarını kabullendirecek, zorla da olsa onu bu ilişkiye alıştıracaktı. Sonrasında alfanın ondan çekeceği vardı, Louis onun peşinden koştuğu günlerin hesabını ödetecekti.

Odanın kapısı açıldı, Doktor Styles ile birlikte stajyer hemşire odaya girdi. Harry iki kat eldiven takarken hemşirelere "Kayıt cihazını çalıştırın." dedi. "Louis, gel. Endoskopu sen kullanacaksın."

"Geldim!" Louis oturduğu sandalyeden zıplayarak kalktı, doktorun yanına gitti. Endoskopun ucunu tuttu ve kendisine öğretildiği şekilde mideye kadar indirdi. "Evet?"

"Kamerayı biraz geriye çek, corpusu baştan sona inceleyeceğiz. Yavaş hareket et ki ekranda her şey net görünsün."

Doktor Styles midenin görüntülendiği ekrana dikkatle bakarken Louis onun söylediği gibi yavaş hareketlerle endoskopu kullandı. Sonunda bir yerde Doktor Styles "Dur." dedi. "Polip var, parça alacağız. Hareket etme."

"Tamam."

Hemşire malzemelerin olduğu çekmeceden gerekli biyopsi aparatını çıkarıp paketini açtı ve ona uzattı. Harry aparatı endoskopun uzundaki delikten içeriye soktuktan sonra ucunu Louis'ye verdi. Stajyerinin hemen arkasında duruyordu. "Polipi gördün mü?"

"Gördüm, Doktor Styles."

"O zaman alabilirsin. Dene."

Louis için biyopsi alma işlemi cidden çok zordu. Parçayı yakarak koparmak için kullanılan alet o kadar minikti ki, onu kontrol etmek imkansız gibiydi. Parçayı almayı başarsa bile endoskopun içinden çıkarıp biyopsi kapına koyana kadar saatler geçebilirdi. "Yardım eder misiniz?"

"Tamam, sıkı tut." Harry iki kolunu da onun arkasından uzattı. Bir elini Louis'nin endosopu tutan elinin üstüne koydu, diğer eliyle de biyopsi aparatını tutan elini kavradı. "Kamerayı biraz sola çevir."

Louis vücudunun onunkine yaslanmış olması ve ellerinin temas halinde olması sebebiyle kendini hiç iyi hissetmiyordu. Aradaki eldivenlere rağmen elinin sıcaklığını hissedebiliyordu ve kendisi de farkındaydı, kalbi yine düzensizce çarpmaya başlamıştı. Harry'nin de hissettiğinden emindi.

INTERNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin