bugün okuldan sonra, iki hafta süreden sonra bana bir şeyler yapalım mı diye sordun. o kadar sevindim ki, anlatamam.seni özlediğimi biliyordum, bokuto, ama bu kadar özlediğimi tahmin edemezdim. son zamanlarda o kız yüzünden o kadar uzaklaşmıştın ki benden, sadece öğle araları bir aradaydık. oysaki eskiden her gün birlikte takılırdık, hatırlıyor musun?
her neyse. benim yanımda gülümsemeni çok özlemişim, bokuto. sen gülünce, nasıl anlatsam, her şeyi unutuyorum sanki. bir tek seni görüyor gözlerim, bir tek senin sesini duyuyor kulaklarım ve kendim için değil, senin için çarpıyor kalbim.
o kalbi nasıl da kırdın ama.
belki kırdığını fark etmemişsindir bile.
saçlarını, alnına tutam tutam döküldüğünde daha çok seviyorum. bazı yerleri gözlerine giriyor, sinir oluyorsun ve durmadan bir ileri bir geri atıyorsun saçını. bir sağa bir sola savuruyorsun. bir mücadele veriyorsun sanki. en sonunda dayanamayıp bağlıyorsun ön tarafını. en çok o manzarayı seviyorum.
ama bugün, saçlarını yukarı doğru taramıştın. nedenini sorduğumda da şöyle dedin kendi kendine gülümseyip, "yoshiko-kun, bana bu şeklin daha çok yakışacağını söyledi."
saçlarının bana özel olduğunu düşünmüştüm, bokuto. artık onunla bile avutamıyorum kendimi.
sevgilerimle,
a.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
listen before i go ✫ bokuaka
Fanfictionuyarı: angst - if you need me, wanna see me better hurry 'cause I'm leavin' soon - bokuaka #3 - 04.09.20 • 28.09.20