he buried his soul - final

1.3K 147 237
                                    



"yine ben," diye mırıldandı bokuto, toprak alana otururken. üstündeki takım elbisenin kirlenmesini umursamıyor gibiydi. "seni fazla rahatsız ediyorum, biliyorum. ama gelmeden yapamıyorum işte."

sırtını arkasındaki mermer yüzeye yasladı, kollarını diz kapaklarına koydu. "iyi haber, mezun oldum." dedi ve elindeki rulo yapılmış kağıt parçasını havaya kaldırdı , arkadaşı da görsün diye. gülümsemeye çalıştı.

"eğer sen de olsaydın o büyük çiçekli geçidin altında fotoğraf çekinirdik, akaashi." dedi, iki damla yaş aktı gözlerinden. "eğer sen de olsaydın."

dudağını ısırdı içten, ağlamak istemiyordu. buraya ağlamak için değil, arkadaşıyla mutluluğunu paylaşmak için gelmişti. eskiden attığı sevinç çığlıkları, can çekişen ruhunun attığı çığlıklara dönüşmüştü zamanla.

yanağındaki ıslaklığı sildi elleriyle. "özür dilerim, ağlamayacağıma söz vermiştim. bari bu sözümü tutayım, değil mi?" güldü acı acı.

"çok zor, akaashi," dedi ve öne doğru eğildi, dizlerinin üstündeydi şimdi. elindeki kırmızı kurdeleli kağıdı mermerin üstüne bıraktı. "sen olmadan mutlu olmak çok zor."

çiçeklere zarar vermemeye çalışarak, arkadaşının toprağını avuçladı. "sen olmadan üzgün olmak da çok zor, sen olmadan nefes alıyor olmak çok zor."

ondan izinsiz bir şekilde gözlerinden süzülen birkaç yaşı umursamadan devam etti. "keşke nefeslerimi sana verebilseydim, akaashi. bu daha kolay olurdu. çünkü ölümün dokunduğu birini sevmek çok zor."

burnunu çekti, başını yukarı kaldırdı, gökyüzüne. güneşliydi hava. "sen yokken de doğuyor güneş, ve sen yokken de batıyor. sen yokken de yıldızlar parlıyor, rüzgarlar esiyor. ama.." başını önüne eğdi yeniden. "ben hissedemiyorum."

yumruk yaptığı ellerini o kadar çok sıkıyordu ki, tırnakları derisini koparabilirdi. "çok yoruldum, akaashi. kendimden nefret etmekten çok yoruldum. beni anlayan tek kişi olmaktan çok yoruldum. her kahve kokusu aldığımda gözlerimin dolmasından, denize her baktığımda gözümün önüne gelen gözlerinden, sokak şarkıcısının söylediği şarkının senin sesini hatırlatmasından çok yoruldum."

hıçkırarak ağlamak istiyordu. içindeki ne olduğuna emin olamadığı histen kurtulmak istiyordu. pişmanlık, aşk, hüzün? ne olduğunu bilmiyordu. ama bu his ona cehennem azabı yaşatıyordu sanki. kalbini söküp atmak istiyordu.

"ya beni de alsaydın, ya da gitmeseydin, akaashi." dedi zar zor. "sana yaşattığım acılardan dolayı sensizlikle mi cezalandırıyorsun beni?"

sert bir rüzgar esti, gri saçları dalgalandı. "canım yanıyor," dedi kendi kendine. daha sonra yumruk yaptığı elini mermer zemine indirdi hızlıca. fiziksel acının zihinsel acısının önüne geçmesi için yapmıştı bunu, ama içinde fırtınalar kopuyordu hala.

"geri dön." dedi ağlarken. "geri dön, akaashi! geri dön! gerçekten ailen olacağım bu sefer, söz veriyorum. bir dakika bile ayrılmayacağım yanından, her an seninle olacağım. üşürsen sarılırım, ağlarsan silerim gözyaşlarını, istersen öperim seni. ama sadece.. geri dön, akaashi. hem karanlığı sevmezsin sen, değil mi? hadi, geri dön."

sıcak yaz havasında titreyen ellerini, kollarına sardı. kollarını mermer zemine koydu, sonra da başını kollarının üstüne. arkadaşının mezarının üstündeki çiçeklerin kokusuyla birlikte, arkadaşına sarıldığını hayal etti.

ondan başka kimse ağlamadı. ondan başka içi parçalanmadı kimsenin. yalnızlıktan titreyen genç çocuk, artık nefes almayan ruhunu arkadaşının yanına gömdü.


vay be. ciddi ciddi final yaptık.

son iki bölümü yazmak gerçekten zordu benim için, ikisi için de çok üzülüyorum çünkü. ama bazı hikayelerin sonu üzücü bitmeseydi hikaye olmazlardı :)

şimdiye kadar attığınız bütün oylar, yaptığınız bütün yorumlar için teşekkür ederim. laf olsun diye söylemiyorum, gerçekten benim için çok önemli hepsi <3

bir süre boyunca yeni bir şeyler yayımlayacağımı sanmıyorum, aslında taslaklarımda çok fazla kurgu var ama birkaç bölüm atıp gerisini getiremem diye yayımlamak istemiyorum.

eğer isterseniz diğer kurgularıma göz atabilirsiniz, orada da buluşuruz ^^

sizi seviyorum, kendinize iyi bakın, ve kahve içerken akaashi'yi hatırlayın.

listen before i go ✫ bokuakaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin