Okulumun bitmesi ve benim çalışmaya başlamam çok hızlı olmuştu. Neredeyse biteli beş ay zaman geçmişti ve ben büyük bir mağazada çalışıyordum.Büyük derken kastım bir aile şirketi olmasıydı. Alt katı restoran; bir üstü erkeklere ait, onun bir üstü ise kadınlara aitti.
Ben genelde en üst katta, kadın reyonunda görevliydim.
Bütün sosyetenin gözü kulağı olan bu mağaza Kuzeyoğullarının sahip olduğu binlerce şeyden bir dükkandı,
Ve evet benim için bu devasa mağaza onlar için olsa olsa dükkân olurdu.Düşünceli halime bir son verip kata bir göz attım. Bugün pazar olduğu için kimse yoktu. Genelde pazar günleri dahi sosyetenin mağduru olurduk ama dediğim gibi tatildeydik. Daha doğrusu para kazanma ihtiyacı olmayan herkes tatildeydi. Ben değildim.
Telefonumun çalmasıyla tekrar etrafa göz gezdirdim ve soyunma kabinlerinin oraya adımlayarak telefonumu açtım. Arayan Yusuf'tu.
"Mirel?" diyerek seslendiğinde oldukça durgun bir seste olduğumu düşünerek boğazımı temizledim ve neşeli bir sesle,
"Yusuf? Nasılsın?" dedim.
Bezgin bir ses tonuyla,
"Neredesin? Seni almaya geliyorum." diyerek bana hiçbir şey sormadan konuştuğunda,"Yusuf, ben çalışıyorum gelemem." diye karşılık verdim.
"Ne demek çalışıyorum? Ben sana demedim mi çalışmana gerek yok diye?!" diye bağırdığında telefonu kulağımdan uzaklaştırdım.
"Neredesin? Geliyorum oraya." diyerek kızdığında, "Konum atarım." dedim ve telefonu yüzüne kapattım.
Hızlı bir şekilde müdüre giderek gerekli izni aldım. Neyse ki gün bitmek üzereydi ve iş yoktu.
Dışarı çıkarak beklemem neredeyse üç dakikamı almıştı. Hemen gelmişti, önümde duran arabanın arka koltuğuna bindim. Yusuf'un yanında hep orada olan Bade oturuyordu, arabaya binmemle gazlaması bir oldu.
"Ben sana kaç kere diyeceğim Mirel? Neden ısrarla çalışmak istiyorsun ve neden benim sevgilimden haberim yok?" diyerek tekrar bağırmaya başlamasıyla hızla gözümü yumdum.
Aklıma gelen hatıralarla sakin kalamıyordum.
BİZ SEVGİLİ DEĞİLDİK!
Beni sevdiğini söylüyordu ama sevgi bağırmak, sahiplenmek, kıskanmak değildir!
Lisenin ilk günü bana sormadan sevgili olduğumuzu ilan edip, beni yok saymasını da, bana her zaman kaba davranıp Bade'ye bile daha yakın olmasına da, beni sadece birkaç aptala göstermek için yanına çağırıp sonra kullanılmış bir çöp gibi bırakıp gitmesinden de, asla yanımda olmayıp beni yanına da yaklaştırmamasından ve yanında bir süs gibi dolanmaktan bıkmıştım.
Ben artık bu aptal ilişki, hatta ilişki bile olmayan ilişkiden BIKMIŞTIM!
"Arabayı durdur." diye sakin bir sesle konuştum.
"Ne?" diyerek kafasını hafifçe arkaya çevirdi ve geri önüne baktı.
"Arabayı kenarı çek." diyerek tekrar sakince konuşmamla iyice hırslanarak frene bastı ve durdu.
Dışarı çıkmamla peşimden çıktı ve tam karşımda durdu. Her zamanki gibi bana karşı ya sinirli ya umursamazdı ama şu an kesinlikle sinirliydi.
O an ilk kez o yanımdayken bir başkası gibi davranmayı kestim. Hayatım güzelmiş ya da neşeliymiş gibi davranmak yeterince bok gibi hissettirmiyormuş gibi bir de bunun tavırlarını çekiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızgın ve Kırgın
ChickLitBen Mirel Ilıkan. Hikayem başlamadan biten bir romanken biri benim olduğum sayfaları koparıp kaçmış olmalı ki ilk kez nefes aldım. Doğarken ölümün, ölürken doğumun sancısıyım. O yüzden pekte nefes sayılmaz benim ki.. Beni Alacadan tanıyorsanız...