Kayıt:1 Deneme:3

25 5 0
                                    


Sıçrayarak uyanmamla titreyen elime baktım. Zarif'e gittiğimden sanırım rüyamda onu görmüştüm. Kesilen nefesime dayanamayıp camı açtım ve ciğerlerime derin bir nefes aldım. Saat daha gecenin üçüydü.

Gözüm sehpanın üzerindeki kameraya takıldığında ilk kez anlatmaya karar vererek kamerayı elime aldım. Hayatımın miladı olan Zarif'i anlatmak istiyordum.

---

Açılan görüntüde ekran çok karanlıktı. Mirel camdan gelen soluk ve cılız turuncu ışık sayesinde biraz görünüyordu. Nasıl başlaması gerektiğini bilmez şekilde kameraya bakıyordu.

"Şimdi diyeceklerimi ilk kez birisine anlatıyorum. Hayır, cansız bir kamera birisi sayılmaz. O zaman ilk kez sesli dile getiriyorum demem gerek." dedi sesli düşündüğünü belli ederek.

"Bu kameranın birinin eline geçmeyeceğine, kimsenin beni tanımadığına ve beni umursamamasına güvenerek anlatıyorum." dedi genç kız aslında onu merakla izleyen iki kişiden bihaber.

"Hani dün birinin yanına gittiğimi dedim ya sana? İşte o kişi benim ilk ve son dostumdu." Buruk bir tebessümle söyledi kızın ismini. "Zarif."

"İlk kez bu kadar mutlu değil mi?" dedi genç adam videoyu durdurarak. Onayladı kadın ve merakla videoyu devam ettirdi.

"Biz ikimiz yetimhanede birbirimize kol kanat germiştik. Ben kendimi bildim bileli oradaydım ama o sonradan gelmişti. Hala dün gibi hatırlıyorum o lanet kapıdan nasıl üzgün girdiğini. Yaşıtlarına göre uzun bir kızdı ona rağmen çok utangaçtı. Bense aksine minyon bir ufaklıktım ama o kadar şımarıktım ki benim paçamı kurtara kurtara o da alışmıştı buranın yaşam koşullarına."

Histerik bir şekilde güldü. O karanlığa rağmen yanağından süzülen bir damla yaş görünüyordu. Silmedi göz yaşını. Aksine ıslanan yerlerin üşüttüğü ince soğuğu içine aldı.

"Zaman geçmiş ve biz yıllarımızı geçirmiştik o kokuşmuş yerde. Bu sırada ikimizin dostluğu daha da artmış yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez olmuştu. Dokuz. Dokuz yaşındaydım ondan ayrıldığımda. Bir gün..." dedi kız. Boğazından gelen hıçkırıkla kafasını eğdi. "Ben bizi dövmelerine haksızlığa boyun eğmediğim için o sonsuza kadar gözünü yumdu! Şimdi söyle bana ben bu saatten sonra haklı olsam ne yazar?"

"Bir gün Müdire Hanım beni çağırınca anlamıştım aslında bir şey olacağını ama kötüye yormamıştım. Zaten her zamankinden kötü ne olabilirdi ki? Birisi Müdire Hanım'ın odasındaki tabloyu boyamış. Mirel asabi ya! Mirel şımarık ya kesin o yapmıştır! Bütün suç bana kaldı. Kimseye inandıramadım kendimi." dedi ve hüzünle dışarı baktı.

"Beni bekleyen cezayı biliyordum. Sesimi duyan Zarif beni korumaya çalışınca Müdire onu da saçlarından tuttu..." dedi ve gözlerini acıyla yumdu. Elleri saçlarına gitti. "Saçlarımdaki o acıyı hala hatırlıyorum. O kadar canım yanmıştı ki en üst kattan sesimi duymuştu Zarif. Keşke bağırmasaydım... Keşke duymasaydı çığlıklarımı..." Başını dizlerine koyarak ağladı bir süre.

"Bodrumda aç susuz bırakma cezasıydı bize uygun gördüğü ceza! O kadar gözü dönmüştü ki, Zarif'i var olan tüm gücüyle itti bodruma. Hep ceza alan biri olduğum için ezbere bilirdim orayı..." dedi ve elini ağzına bastırdı. Ses çıkarmamaya çalışıyordu. Hıçkırıklarını yutmaya çalışıyordu.

"Bodrum yapılmamış olduğundan yerden tavana doğru uzanan yarısı kesilmiş yarısı tavana uzanan inşaat demirleri vardı. Kadın Zarif'i itince kendini toparlayamayan Zarif demirin üstüne sırtüstü düşmüş. Ben çığlığını duyunca girdim odaya. Zifir karanlıkta onu buldum. Bir yerinin kanadığını fark ettim. Yardım istedim. Hayatımda ilk defa yardım istedim Alaca. Kimse gelmedi. Çocuk aklı işte, yaralandığını biliyordum ama öldüğünü bilemezdim!" dedi kız sessiz bir haykırışla.

Kızgın ve KırgınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin