Selâmünaleykûm ♥️
Keyifli okumalar...
Okul çıkışı sözlümün fikri ile yolda yürüyerek evlilik hakkında konuşmaya karar vermiştik. Sözlüm... Evet, evet...
"Yarıyıl tatilinde düğünü yapalım diye düşünüyorum..." Başı eğik hâlde bana döndüğünde yüzümdeki saçma gülüşü atmaya çalışıp konuşmaya başladım.
"Tamam..." Önüne döndüğünde sesini duydum.
"Zaten 2 ay gibi bir süre var..." Ona bakarak başımı salladığımda birden bana dönmesiyle kalakalmıştım. Kaşlarını çatarak bana bakıyordu. Ne oldu bu adama... Gözlerini hemen kaçırıp konuşmaya başladı.
"Sen de bir şey söylemek ister misin?" Ben mi... Y-yani... Hem bizim evlil-...
"Umarım birbirimizi yanlış anlamıyoruzdur... Biz Allah'ın izniyle evleneceğiz. Yani sahte bir evlilik değil. Böyle bir evliliği kabul edemem, etmedim de..." Aman Allahım... Bu adam ne diyor... B-ben... Kafam karışmış bir şekilde ona dönerek konuştum.
"Nasıl yani... Sen..."
"Evlilik kolay bir mesele değil... Sana da söylediğim gibi biz evleneceğiz..." Ben bu adamı neden yanlış anladım ki...
"Özür dilerim başımdaki mesel-..." Kalın bir ses duymamla sözüm kesilmiş, sesin geldiği yöne dönmüştüm. Bu çete tayfası... Ne diye hala karşıma çıkıyorlar... Neden acaba... Hayal dünyasına dalıp durursan asıl meseleyi unutursun canım...
"Vay, vay, vay... Kimler varmış burada..." Sağ elimin tersiyle vurmak isterdim ama neyse... Takip ettiğinizi anladık... Gereksizler...
"Uzatmayı kes! Ne diyeceksen de!.." Mehmet'in yüksek ve sert çıkan sesiyle ürpermiş, kaşlarımı çatarak adamlara bakmaya başlamıştım. Eee sözlüme ayak uydurmam gerek yani...
"Sen hâlâ akıllanmadın mı? Ne diye yanından ayrılmıyorsun kızın..." Laubali konuşmasına kaşlarımı çatarken gözüm sözlüme kaymıştı. Tamam böyle de tatlısın ama fazla sinirlenme lütfen... Ben ne diyorum ya... Ah iyice kafayı yiyorum. Bu durumda bile böy-...
"Sözlüsü olarak yanındayım! Lafı geveleme de konuş!.." Söylediklerine sevinsem mi sinirlensem mi bilemedim. Sözlüsü dedi ya... Hüma kendine gel! Evet son kararım, sinirleniyorum. Kaşlarımı çatarak adamlara bakmaya başladım.
"Hemen kızı sahiplenmişsin... Ee bu güzellikte kaçırıl-..." Mehmet'in adama kafa atmasıyla küçük bir çığlık atarak ağzımı kapatmıştım. Hayır ya... Bırakın onu... İnsafsızlar üzerine doğru geliyorlardı. Hayır!.. Etrafını çevreleyerek pis sırıtışlatıyla ona yaklaştılar ve... Gözlerimden akan yaşlara aldanmayıp kavgaya karışmaya başladım. Adamlara gücüm yettiğince ellerimi yumruk yapmış bir şekilde vuruyordum.
"B-bırakın pislikler... A-adam mısınız siz... M-mehmet..." Her ne kadar adamlara vursa da çok olduklarından bedeni yerle birleşiyordu. Kimse yok mu ya... Etrafıma baktığımda ara sokakta olduğumuzu gördüm. Allahım...
"H-hüma... Git..." Mehmet'in konuşmasıyla burnumu çekip iki elimle hızla göz yaşlarımı sildikten sonra zorbela konuşmuştum.
"H-hayır... S-sen olmadan ol-maz..." Adamları daha fazla yumruklamaya başlamıştım. Durmuyorlardı işte durmuyorlar!.. Göz yaşlarıma hakim olamayıp sesli hâlde ağlamaya başladım.
"D-defolun g-gidin!.. S-sizin i-ş-şiniz benimle!.." Mehmet'imin sesini duymamla göz yaşlarım daha hızlı akmaya başlamıştı.
"Hüma git!.." Ah... Alnından süzülen kanı gördüğümde kalbime ağırlık çökmüştü. Mehmet... Güçsüz kalan bedenimle dayanamayıp adamları yumruklamayı bırakmıştım. B-ben... Önümde bir hareketlilik hissedince başımı hızla kaldırdım. Pislikler iğrenç gülüşleriyle uzaklaşıyorlardı. Önümde tanıdık bir yüz durduğunda göz yaşlarıma aldanmayıp kaşlarımı çatabileceğim en üst düzeyde çattım.
"Güzelim, işimiz seninle...Ha... Sözlünü de hedefimiz bil!.." Elini yüzüme doğru uzatmasiyla hızla kendimi geri çektim.
"Bırak lan onu!.." Mehmet'in sesini duymamla bakışlarım onu bulmuştu. Yerden kalkmaya çalışıyordu. B-ben... Hızla yanına adımlamaya başladım.
"Görüşeceğiz..." Kahkahalarla uzaklaştığında çoktan Mehmet'imin yanına ulaşmıştım. Onun yüzüne daha yakından baktığımda yüzünün kanlar içinde kaldığını gördüm. Gözlerimden sağanak sağanak yaşlar akıyordu. M-mehmet...
"B-ben ö-özür dilerim. S-sen çok-..."
"Özür d-dileme..." Yorgun çıkan sesiyle kendime gelip yere fırlattığım çantama uzanmıştım. Bu tarafa düşmesiyle rahat nefes almıştım. İçinden hızla peçete alıp titreyen elimle ona uzattım. Mehmet'ime...
"A-al lütfen..." Yüzündeki gülümsemeyle zorbela peçeteyi elime değmemeye çalışarak almıştı. Bu hâline akan göz yaşlarım eşliğinde gülümsemiştim. Gülümsemişti... Ben nasıl gülümsemezdim...
"B-ben seni koruyamadım..." Şaşkınlıkla gözlerim kocaman açılmıştı. Nasıl düşünebilirdi böyle şeyi... Kendini ortaya atmıştı.
"O pisliğin eli..." Oturduğum yerde dikleşip hemen atıldım.
"Hayır! Sen beni korudun... H-hem dokun-..."
"O an karım olmanı o kadar çok istedim ki..." B-ben... Dilim tutulmuş hâlde ona bakakalmıştım. O-o karım mı dedi... Zorlukla yerinden kalkıp duvara elini yaslamıştı. Sağ eliyle alnını silip bana doğru döndü. Ciddi sesiyle konuşmaya başlamıştı.
"Bu böyle olmayacak... Bu durumda... Erkenden dinî nikahımızı kıyalım..." Söyledikleri başımda şok etkisi yaparken kalbimin hızlı atışlarına engel olamadım. Evlilik... Dini... Ama nasıl...
"Allah katında evli olacağız..." Başımı sallayıp onayladım. B-ben...
"Ailemize haber vermemiz gerekiyor..." Söyledikleriyle hemen atıldım.
"Benim ailem dini nik-..."
"Anladım..." Sözümü kesmesiyle nefes verip rahatlamıştım. Onlar bu durumda tepki bile verebilirlerdi... Ama ben nasıl söyleyeceğim... Din konusunda ters tepkiler veriyorlardı. Ondan da hayatımda yer almamıştı bu konu... Sözlüm ailesine söyleyecekti. Bende kendi aileme. Ama ondan önce Mehmet'in iyi olması gerekiyordu. Ona doğru baktığımda üzerini çırptığını gördüm. Çoktan iyi olmaya başlamıştı bile. Canım sözlüm benim...Mehmet'ten
HümaNur'u evine bıraktıktan sonra,adımlarımı eve doğru çevirdim. Heryerim ağrıyordu,ama bu işi hemen halletmeliydim.Hemen annemler'le konuşup İmam nikâhımızı kıydırmak istediğimi söylemem gerekiyordu.
Eve geldiğimde ayakkabılarımı çıkarıp içeriye girdim.Annem salonda oturuyordu.
" Selamünaleyküm." Dedikten sonra bende karşı koltuğa oturdum. Annemin yüzünü bana dönmesiyle yerinden kalkması bir oldu " oğlum anlına ne oldu senin böyle."
"Birşey yok annem ufak bir kaza,hem benim seninle konuşmak istediğim bir konu var"
Diyerek konuya giriş yaptım. Haydi bismillah.. Annem inanmayan gözlerle bana baksada fazla üstemek istemediğine eminim..
" Hayır olsun oğlum."
"Hayır anne hayır,HümaNur'la şimdiden dini nikahımızı kıymak istiyoruz." Annem de ani karara şaşırmış olacak ki kaşlarını havalandırıp " Bu kadar çabuk mu oğlum HümaNur kızımın ailesi müsade edecek mi ? düğün tarihiniz bile belli değil daha." Annem haklıydı. HümaNur'un annesi babası tepki gösterebilirdi. Ama bende haklıydım.
"Evlilik süresini fazla uzatmak istemiyoruz. Evlenene kadar şimdiden dini nikahımızı kıyalım."
" Hayırlısı olsun oğlum,madem uzatmayacaksanız düğünü,kıydıralım nikâhınızı, bir an öncede hazırlıklara başlayalım." Heyecanla konuşan anneme bakıp gülümsedim.
" Tamam sultanım,heyecan yapma yarın üst kattaki evi temizletip,yavaş yavaş eşyaları dizeriz." Dedim
" Nasıl heycanlanmayayım oğlum evleniyor,ben heyecan yapmayacağım da kim yapacak."Anneme gülümseyip ağrıyan bedenime inat,odama doğru ilerledim. Üzerimdekilerden kurutulup yatağımın üzerine oturdum. Aldığım ağrı kesici etkisini çabuk gösterir inşallah... Uzandığım yerden aklıma HümaNur geldi ailesiyle konuştu mu acaba...
HümaNur'dan
"Kızım ne dini nikâhı, siz zaten evleneceksiniz. Nereden çıktı bu dini nik-..."
"Anne Mehmet bu konuda hassas. Bu durumda da kağıt üzerinde olmasa da evli oluyoruz. Evlilik aşamasında sık karşılaşacağımız i-..."
"Hüma sen kimi sevdin!.." Annemin şiddetli gelen sesiyle gözlerim dolmuştu. Bağırması önemli değildi. O-o bunu söyleyemezdi... Ufacık bulamadığım mutluluğu o adamda bulmuştum ben... Bu söylediğim ergen tribi değil!.. O-o...
"Ne hâliniz varsa görün!.." Kapıyı hızla çarpmasıyla babama döndüm. Başını iki yana sallayıp söylenerek kapıya doğru ilerliyordu.
"Seni tanıyamıyorum Hüma..." Ya ben... siz benim kendimi tanımama izin verdiniz mi?.. Akan göz yaşlarımı silip koltuğa kendimi attım. Mehmet...Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 🖤
Allah'a emanet olun, görüşmek üzere 🌹
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HümaNur
SpiritualHümaNur ; Karanlık... Acılarımızı siliyor, aydınlık ise umutlarımızı yeşertiyor. Her gün, gün geceye, gece de güne dönünce biz de yenileniyoruz. Zaman denen yakı herkesi iyileştiriyor. Yeter ki umut etmesini bilelim. ( Sinan Akyüz) Mehmet ; Dünya...