Selâmünaleykûm ♡
Keyifli okumalar ❤
Gül Annemden öğrendiğim tarhana çorbasını yaptıktan sonra kaselere koymaya başladım. İki kase... Bu düşünceme içim heyecanla dolmuş, yüzümdeki gülümsememe engel olamamıştım. Hem engel olmak istemedim ki... Canım kocacığımı fazla bekletmek istemeyerek sıcak olan kaseleri hızla masadaki yerlerine koydum. Gözlerimi eşime çevirdiğimde gülümseyerek bana baktığını gördüm. Gülümsemesi... Kızarmış yanaklarımla biraz gözlerine takılı kaldıktan sonra bakışlarımı çekip eşimin çaprazına ilişiverdim. Elimdeki kaşığı çorbanın sıcaklığı azalsın diye çorbanın içinde dolaştırdım. Yeterli olduğunu düşünerek çorba dolu kaşığı ağzıma götürdüm. Immm... Nefis... Kaşığı ağzımdan uzaklaştırdığımda gözlerim istemsiz kocacığıma kaydı. Yüzünde takılı kalırken birden bana dönmesiyle afallamıştım. Gülümsüyordu. Ama ben... İrkilip boğazımı temizledikten sonra kızarmış yanaklarımın belli olmasını istemeyerek konuştum.
"Çorba nasıl olmuş?" Yüzümdeki gülümsememi eksik etmeyerek ona bakmayı sürdürdüm. Tatlı gülümsemesiyle bana ne kadar baktığını hesap edemedim. Başka âlemlere dalmışım. Ve hâlâ bana bakmayı sürdürüyordu. Ah kalbim... Bakışlarını benden çektiğinde irkildim. Ağzına bir kaşık çorba aldıktan sonra kaşlarını çatıp yüzünü ekşiterek bana baktı. Allah Allah... Ne oldu bu adama...
"Hmm. Tuzu mu eksik ne?" Söyledikleriyle hızla çorbadan bir kaşık içtim. Damağımda test ettikten sonra bakışlarım canım kocama kaydı.
"Yok yani bence tuzu gayet yerinde..." Yüzünü ekşitip tekrar çorbasından içti.
"Hatun yemeklerinde tuzu ayarlayamıyorsun herhalde..." Hatun... Hatun mu dedi o... Ihım... Tuz... Ayarlamak... Kaşlarımı çatıp bakmaya başladım.
"Bence gayet yerinde. Damak tadını sorgulamalısın bence..." Kahkaha atmasıyla gülüşüne küçük çaplı takılı kalırken bulunduğum durumu hatırlayıp kaşlarımı çattım.
"Öyle mi Hüma Hanım..." Gözlerimi kısarak ona baktım.
"HümaNur..." Bu hareketime gülümseyip konuştu.
"Nur'um..." Mırıltıyla çıkan sesi heyecanlanmama sebep olmuştu. Nur'um... Allahım... Doğru mu duydum ben... Boğazını temizlemesiyle kendime gelmeye çalıştım. Bir dakika, bir dakika... Elini çorbama uzatmış... kaşığımı eline almış... Çorbadan... Ağzına götürüyor... Ayy iyice delirdim... Benim kaşığımla benim çorbamdan içti. Evet benim kocam olan. Yani yeşil gözlü Mehmet'im... İçtikten sonra yüzündeki gülümsemeyle bana baktı.
"Çok güzel olmuş. Ellerine sağlık Karıcığım..." Ağzım hafif açılmış, şaşkın gözlerle eşime bakıyordum. Ne yani sen şimdi benimle oyun mu oynadın... Karıcığım... Ah... Kendime gelmeye çalışıp boğazımı temizledikten sonra kaşlarımı çatarak konuştum.
"Öyle mi?" Arkasına yaslanıp kollarını bağladıktan sonra şirin gözüktüğünden habersiz başını sallamış ve ukala ses tonuyla konuşmuştu. Benim ukalam... Hüma kendine gel!..
"Öyle..." Kendimle savaş verirken dayanamayarak dağınık saçlarına uzanıp karıştırmaya başladım. Bir taraftan da konuşuyordum.
"Ukala.. Pişkin.. ımm... Oyunbaz..." Bu hareketimle gülerek ellerimi saçlarımdan uzaklaştırmaya çalışıp saçımı çekmeye başladı. Konuşmasını da eksik etmiyordu hani...
"Şaşkın... Cimri... Tatlı..." Cimri... Saçlarını daha fazla karıştırıp konuştum.
"Bak hâlâ ne diyor... Sensin Cimri!.." Kocaman adam olmuş saçımı çekiyor ya... Gülerek ellerini saçımdan çekmişti. Ben de ellerimi saçından çekmeden önce düzeltip önüme döndüm. Hâlâ gülüşleri sürüyordu. Ben de içimden gülerek çorbamı içmeye devam ettim. Saçımı çektiğinde sahte kızgınlıkla kaşlarımı çatarak canım eşime baktım.
"Seni seviyorum..." N-ne!.. Şaşkın hâlde ona bakarken kaşlarımın indiğini hissettiğimde içimdeki heyecanı bastıramayarak dudağımı aralamıştım.
"B-ben de..."Bu sabah erkenden kalkıp güzel bir kahvaltı hazırlamak için kolları sıvadım.Canım eşimle güzel bir kahvaltıyı haketmiştik.. Yarım saatin sonunda herşey hazırdı. Eşimi uyandırmaya gidebilirdim. Tam arkamı dönüp mutfaktan çıkacaktım ki Mehmet'i görmemle elimi ağızıma götürüp damağımı yukarı doğru kaldırdım. Kokrmuştum bir an arkamda görünce Mehmet beni mi izliyordu ? '' Sen ne zamandan beri beni izliyorsun.'' diye sorarak yanına doğru adımladım.
''korkuttuysam özür dilerim. Daha yeni gelmiştim.'' '' bende tam seni uyandırmaya geliyordum. Bir an öyle arkamda görünce korktum.'' anladım der gibi yüzüme bakıp hayran olduğum gülümsemesiyle yanıma doğru yaklaşıp sağ elini yanağıma koyup anlıma bir buse kondurup '' Günaydın Hatun '' hatun'nun kurban olsun sana adam Gözlerine bakıp
'' Sanada günaydın kocam'' diye fısıldadım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HümaNur
SpiritualHümaNur ; Karanlık... Acılarımızı siliyor, aydınlık ise umutlarımızı yeşertiyor. Her gün, gün geceye, gece de güne dönünce biz de yenileniyoruz. Zaman denen yakı herkesi iyileştiriyor. Yeter ki umut etmesini bilelim. ( Sinan Akyüz) Mehmet ; Dünya...