5

690 137 80
                                    

Harry eve birilerinin geldiğini tamamen tesadüf eseri öğrenmişti. Her zaman olduğu gibi gününü televizyon karşısında geçiriyordu, eski bir komedi şovunu izlerken hafiften uykusu bile gelmişti. Sonra kendine kahve yapmaya karar verip kalkmış, mutfağa geçmişti. Ama hiçbir şeye dokunamadan gözü pencereden dışarıya dalmıştı. 

Siyah bir minibüs sokağın başında bir yerde durup da içinden birkaç tane siyah giyimli adam çıkınca ürkmüştü. Ardından adamların ellerindeki silahları fark etmişti ve temkinli adımlarla kimseye görünmemeye çalışarak o yöne geldikleri de besbelliydi.

Fark eder etmez hemen mutfak masasındaki ev telefonunu kullanarak dedektifi aradı. Neyse ki Louis onu bekletmeden anında çağrıyı cevapladı ve sanki bir şeyleri hissetmiş gibi "Ne oldu?" diye sordu.

Harry ne yapacağını bilemeden "Birileri geliyor Louis!" dedi. Korkudan kalbinin atışını kulaklarında hissediyordu. "Evin çevresinde silahlı adamlar var. Sessizce buraya yaklaşıyorlar!" 

"Silahlı adamlar mı?"

"Siyah bir minibüsten indiler. Saklana saklana eve yaklaşıyorlardı, pencereden gördüm! Yalvarırım çabuk gel, öldürecekler beni!"

Stresten vücudu kaskatı kesilmiş haldeydi, titremekten sırtı ağrıyordu. Louis onun gerginliğini bin mil öteden bile hissedebiliyordu. "Korkma, soğukkanlı davran." dedi keskin bir şekilde. "Sana söyleyeceğim şeyleri harfi harfine yap, tamam mı?"

"Gelmiyor musun?"

"Geliyorum. Sen beni dinle. Ev telefonunu da yanına al, evin herhangi bir yerinde sana ait olduğu anlaşılacak ne kadar kişisel eşyan varsa toparla ve aşağı kata in."

Harry hemen kablosuz ev telefonunu telefon yuvası ile birlikte alıp salona giderken "Hangi birini toplayayım, ev eşyalarımla dolu!" diye sızlandı. Adamlar gelmek üzereydi, bunlarla vakit harcamak istemiyordu.

"Sadece kimliğin, pasaportun gibi özel eşyalarını ortadan yok etmen lazım. Kıyafetlerden bir şey olmaz. Orada yaşayan kişinin sen olduğunu anlamasınlar yeter."

O tarz özel eşyaları ufak sırt çantasındaydı. Çantanın alt kattaki odasında olduğunu bildiği için merdivenlere yöneldi ama son anda aklına televizyonu kapatmak geldi. Onu da hallettikten sonra koşarak merdivenlerden indi. Öyle bir acele ediyordu ki birkaç kez basamaklara takılmış, düşecek gibi olmuştu. Misafir odasındaki çantasını alıp yeniden koridora çıktığında nefes nefeseydi. "Alt kata indim."

"Merdivenlerin oraya geç. En alttaki basamağı tut, tüm gücünü kullanarak basamağı kaldırmaya çalış."

Harry telefonu kulağıyla omzunun arasına sıkıştırırken onun dediğini yapmaya çalıştı. "Basamağı mı kaldırayım? İyi de nasıl-" diyordu ki o anda basamağı kaldırmayı başardı. Üst kata çıkan merdivenler sunroof kapısı gibi yukarıya doğru açıldı. İki yanı duvar olan merdivenler havaya kaldırılınca, evin gizli bodrum katına doğru inen diğer merdivenler ortaya çıktı.

Louis hattın diğer ucundan ahşap sesini duyunca "Gizli bölmeye gir. Merdiven basamaklarını pencere kapatır gibi kendi üstüne kapat." dedi. Yaşananların gerçekliğini bile sorgulayamayacak kadar korkmuş olan Harry hiç yorum yapmadan onun sözünü yerine getirdi, basamaklardan birini tutarak merdiveni aşağıya indirdi ve kendi üstüne kapattı.

O kendisini merdiven altındaki gizli bölmeye tamamen saklarken evin dışından tıkırtı sesleri gelmeye başladı. Harry sanki bunu yapınca daha çok korunacakmış gibi sıkıca gözlerini kapattı, kenara büzüştü. "İçerideyim." dedi fısıltıyla. "Sesler geliyor. Eve girmeye çalışıyorlar."

"Merdivenlerin tekrar açılmasını engelleyebileceğin bir kilit sistemi var orada. Görebiliyor musun?"

"Hayır, karanlıktayım."

SECRET WITNESSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin