Louis ve Harry saklandıkları bungalov da ifşa olup saldırıya uğradığında yakınlardaki markete kaçmayı ve orada tekrar buluşmayı başarmışlardı. Birbirlerini kaybetme korkusu ve adrenalin karışımıyla paylaştıkları öpücükten sonra dışarıya çıktıklarında onları birden çok polis arabası ve kendilerine yönelen bazı silahlar karşıladı.
İkisi de ellerini kaldırmış haldeyken Louis "Sakin olun," diye seslendi yaşlı şerife bakarak. "Silaha gerek yok."
"Siz ikiniz... Kaldığınız bungalovda çıkardığınız çatışmadan dolayı tutuklusunuz."
"Ne?" diye sordu Harry hayretle, başını hemen Louis'ye çevirmişti. Louis iç çekti, yerel polislerin bazıları cidden çok beceriksiz oluyordu. "Bizim bungalovumuza saldırıldı, biz polise ihbar ettik ve siz de mağdurları mı tutuklamaya geldiniz?"
"Derdinizi merkezde anlatırsınız, yavaşça buraya yaklaşın."
"Bizi tutuklayamazsınız, ben dedektifim. Rozetimi göstereceğim, ateş etmeyin." Tereddütle elini arka cebine soktu, cüzdanını çıkardı ve dedektif kartıyla polis rozetinin yan yana olduğu kısmı açarak onlara gösterdi.
Şerif de temkinli hareketlerle yavaş yavaş ona yaklaştı, rozetle karta baktıktan sonra emrindeki memurlara "Silahları indirin." dedi. "Dedektif Tomlinson, kusura bakmayın."
"Sorun değil. Saldırganlar yakalanamadı, değil mi?"
"Olay yerine ulaştığımızda kaçtılar. Neden saldırdılar, biliyor musunuz?"
Louis başıyla Harry'yi işaret ederek "Gizli tanığımın peşindeler." dedi. "Onu korumak zorundayız, şerif."
"Polis merkezine gidelim, olayı bana anlatırsanız size elimden geldiğince yardım ederim."
Louis Harry'ye baktı. Gözlerindeki korku ve yorgunluk çok yoğundu. En azından soluklanmak ve daha sonra ne yapacaklarını planlamak için bir günlüğüne de olsa güvenli bir merkezde dinlenmek iyi bir fikirdi. "Tamam, gidelim."
Böylece şerif ile beraber arabaya bindiler. Harry çekingen bir tavırla Louis'nin yanına sinmiş haldeydi, çatışmanın şokunu atlatamaması normaldi. Louis onun elini tuttu ve gülümsedi, böylece onu biraz da olsa rahatlatmayı başarmış oldu.
Kasaba pek büyük olmadığı için polis merkezi de fazla uzakta değildi. Araba mini otoparkın en güzel yerine park etti ve dedektif ile birlikte Louis ve Harry de arabadan indiler. Diğer ekip araçları o sırada park etme işlemine devam ediyorlardı.
"Sizi şimdilik dinlenme odasında misafir edelim." dedi Şerif onlara bir kapıyı işaret ederken. "Çatışma ihbarı üzerine olay yerine geldiğimiz için acil yardım merkezine olayı raporlamam gerekiyor, prosedürü bilirsiniz Dedektif Tomlinson. Bir ihtiyacınız olursa memurlarımız size yardım ederler."
Louis sadece teşekkür etti ve kendisine gösterilen odaya geçti. Kapıyı kapatmadılar ama odada yalnızlardı. Birlikte koltuğa oturdukları anda Harry "Şimdi ne olacak?" diye sordu. "Bungalova da gidemeyiz artık, Louis, yerimizi biliyorlar. Amirin arabanı takip ettirmiş, onu da kullanamayız."
"Burayı istasyon olarak kullanıyoruz şu anda, belki geceyi de burada geçiririz. Sonrası için bugün içinde bir çözüm bulacağım ama çok fazla nakit param da kalmadı. Bankadan çekemiyorum, kartımı kullandığım an takibe düşeriz."
Harry sıkıntıyla iç çektiğinde Louis "En azından burada güvendeyiz, düşünmeye vaktimiz var." dedi. Bunun onu rahatlatmayacağını biliyordu ama denemeye değerdi. O anda o kadar sıkıntıdaydılar ki, ikisi de o gün ilk kez öpüşmüş olduklarıyla ilgili tek kelime konuşmuyorlardı. Sıra ona asla gelmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SECRET WITNESS
FanfictionHarry büyük bir suça şahitlik ettiği için kendini bir belanın tam ortasında buluyor. Güvenecek kimsesi, gidecek hiçbir yeri yok.