Zaman geçiyordu ama işler pek Louis'nin tahmin ettiği gibi ilerlemiyordu. Harry'nin gizli tanıklık başvurusunun bir haftada tamamlanması gerekirken evrak eksikliği gibi bahaneler dolayısıyla epey uzamıştı. Sonunda işlem tamamlandığında ise Harry'ye şehrin göbeğinde bir güvenli ev tayin edilmişti. Resmen gelin tanığı kolayca bulup öldürün diyorlardı.
Louis elbette Harry'yi oraya göndermedi. Tanığı kendi evinde saklamaya devam ediyordu. Pek sorun da olmuyordu açıkçası. Zaten Louis diğer bir cinayet davasına da baktığı için bazı geceler eve dahi uğramıyordu. Eve gittiği akşamlarda ise Harry mutlaka yemek yapmış oluyordu, genç dedektif en azından haftada bir bile olsa mikrodalgada pişmeyen ve paketten çıkmayan normal bir yemek yemekten memnundu. Şimdilik kazan-kazan durumu vardı, ikisi de halinden memnundu.
Olumsuz diğer bir gelişme yaşandığında Louis ofisindeydi. Harry'nin farklı bir güvenli eve alınması için yazdığı dilekçeyi imzalayıp kenara kaldırmıştı ki, tam o esnada memurlardan biri odanın kapısını çalıp içeriye girdi. "İyi günler, Dedektif Tomlinson. Koruma kararı talebiniz için savcılıktan cevap geldi."
"Teşekkürler Connor." dedi Louis aceleyle onun elindeki zarfı alırken. Memurun gitmesini bile beklemeden zarfı yırtıp kağıdı içinden çıkardı. Bir paragraflık kısa yazıyı okurken çok büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Harry'nin ailesi için çıkarmaya çalıştığı koruma talebi reddedilmişti. Bu durumda onların şu anda kaldıkları geçici koruma evinde de daha fazla kalmalarına izin verilmeyecekti.
Kağıdı masaya bıraktı, cep telefonundan kendi ev telefonunu aradı. O esnada memur da odadan çıkmıştı, içeride yalnızdı. Telefon açıldı ama Harry kendisine tembih edildiği gibi hiç sesini çıkarmadı. Louis "Güvenli. Benim." dedi, aralarında anlaştıkları şekilde. Böylece Harry de konuşabildi. "Merhaba."
"Merhaba. Kötü haberlerim var. Ailen için koruma kararı çıkarttıramadım. Talebimiz reddedildi."
"Ama- Neden?"
"Savcı bunun gerekli olmadığına karar vermiş. Tanığın ailesi tanıklığa dahil olmadığı içinmiş."
Harry endişeli bir şekilde nefesini dışa verdi. "Şimdi ne olacak? Ailem kendi evine dönerse onları mutlaka birileri rahatsız edecek."
Louis onların başına bir iş geleceğini düşünmüyordu aslında ama elbette riske atmayacaktı. "Bir yolunu bulacağız. Onlara da kalacak yer ayarlayacağız. Hiçbir yer bulamazsak onları da benim evime alırız."
"Emin misin?"
"Aklına daha iyi bir seçenek geliyor mu?"
"Hayır ama sana çok yük olacağız..."
Louis omuz silkti. "Hiç sorun değil. Bu benim görevim. Zaten eve doğru düzgün gelmiyorum, siz de rahat edersiniz."
"Çok teşekkürler. Bana bu kadar destek olmasan ve beni bu kadar korumasan ne halde olurdum bilmiyorum. Onlar beni bulup öldürmese de ben korkudan ölürdüm herhalde."
O şakaya vurunca Louis istemsizce güldü. Harry'nin ilk gün korkudan nasıl titrediğini hatırlıyordu. Sonra bunun aslında travmatik bir şey olduğunu ve gülmemesi gerektiğini fark edip kendini durdurdu. "Sana hiçbir şey olmaz merak etme sen. Akşam eve geldiğimde ailenle ilgili konuşalım, bir an önce onları güvenli evden almak lazım."
"Tamam."
"O zaman sonra görüşürüz. Bir şey olursa hemen ara."
"Ararım. Görüşürüz."
Louis telefonu kapattı. En son ne yaptığını bile hatırlamıyordu, koruma kararı çıkmamasına çok canı sıkılmıştı.
Koridordan bağrışma sesleri gelince işlerini bırakıp ayağa kalktı, odadan çıktı. Gördüğü kadarıyla bir aile kendi arasında kavga ediyordu, muhtemelen tanık olarak getirilmişlerdi. Birkaç memur onları ayırmaya çalışıyordu ama kibar ricalarda bulunarak ayırmaya çalışmaları hiç işe yaramıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SECRET WITNESS
FanfictionHarry büyük bir suça şahitlik ettiği için kendini bir belanın tam ortasında buluyor. Güvenecek kimsesi, gidecek hiçbir yeri yok.