"Tommy, uyu hadi." Gözlerim hala kapalıyken az önce gördüğüm rüyaya geri dönmeyi umarak sızlandım.
"Sevgilim" diye mırıldandı Tom beni uyandırabilmek için. Elini, kolumun üstüne koydu "Hadi, yalnızım."
Arkamı döndüm. "Y/N, aşkım, konuşalım..." Sessizliğimi korudum, hala uykuma devam etmeye çalışıyordum. Uyandıktan sonra sabah da konuşabilirdik hem de fazlasıyla. "Bebeğim, seni seviyorum. Sana şuan ihtiyacım var." Bir kez daha sızlandım. Beni zayıf noktamdan vurmuştu!
"Tanrım, Tom! Mackie hiç susmadığın konusunda haklıymış!" Arkamı döndüm ve suratına bakmaya başladım. Dudaklarıma nazik bir öpücük bıraktı.
"Seni sevdiğim için çok şanslısın Thomas." Sahte bir egoyla konuştum. Boşta kalan elleriyle belimden tutup beni kendine yaklaştırırken kıkırdadı.
"Ne kadar şanslı olduğumu biliyorum. Güven bana. Biliyorum." Gözlerimi devirdim. Şanslı olan bendim.
"Sevimsiz piç." Tom'un dudaklarından başka bir kıkırtı çıkarken gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Senin sevimsiz piçin sevgilim." Tabii ki de öyle!
"Bu sefer seni uyanık tutan ne?" Elimi yanağına koydum ve küçük hareketlerle baş parmağımı yanağında gezdirdim.
Dokunuşlarımla vücudu yavaşça gevşedi.
"Sadece düşünüyordum da... Eğer o gece hiç karşılaşmasaydık? Düşünsene, korkaklık etseydim ne olurdu? Hayatımın aşkını kaçırır ve hayatımın geri kalanını yalnız geçirirdim."
Yüzümde oluşan tebessüme engel olamadım. Dudaklarına birkaç küçük öpücük kondurdum. "Büyük ihtimalle şuan Shawn Mendes ile çıkıyor olurdum." Tom aşırı dramatik bir şekilde nefesini tuttu.
"Hey! Sadece şaka yapıyorum Tom."
"Biliyorum ve memn- "
"Yine de umursamıyorum."
"Ouch, bu acıttı."
İkimizde iç çektik. Tom alnını benimkine yasladı ve gözlerimin içine bakmaya başladı. İkimizde sessizdik. Konuşup bu anı mahvetmek istemedim. Bir süre boyunca sadece gözlerine baktım.
"Gerçekten beni seviyor musun?" Tom sessizliği bozdu. Şok olmuş bir biçimde suratına baktım. Elimi çenesinden çektim.
"Tabii ki de seni seviyorum Tom." Tereddüt etmeden konuştum.
"Harika" Dudaklarını birbirine bastırıp birkaç saniye sonra devam etti. "Çünkü benim için gerçekten her şeyi ifade ediyorsun." Kaşlarımı çatıp az önceki egolu halimden eser kalmayan bir ses tonuyla konuştum.
"Tom, neden bunları söylüyorsun?"
"Çünkü bunlar doğrular."
"Hayır, neden böyle konuşuyorsun?"
"Sadece bilmeni istiyorum, biliyorsun değil mi?"
"Ama zaten biliyorum."
"Biliyorum bebeğim, ama sadece bildiğinden emin olmak istiyorum."
Bu konuşmanın nereye gittiğiyle ilgili kafam karıştı ve içimde belki de gereksiz bir korku oluştu.
Bazen duygularımı belli etmekle ilgili sorunlarım olabiliyordu. Geçmiş ilişki tecrübelerim pek iyi olmadığı için Tom'da daha temkinliydim. Diğerlerinin değimiyle kendimi ağırdan satıyordum. Belki saçma olabilir ama yapıyordum! "O Tom Holland tatlım, elinde tutabilmelisin." Başlığı altında buna mecbur bırakılmıştım.
