Peter's POV
"Biyoloji sınıfına yeni bir kızın geleceğini duydum." dedim bir yandan yemeğimi yemeye devam ederken.
"Evet, biraz sahte görünüyor." MJ umrunda olmadığını belirtircesine konuştu.
"Onu gördün mü?" diye cevapladı Ned.
"Evet, şuan buraya geliyor."
MJ bunu söyledikten sonra, yumuşak bir ses duydum.
"Merhaba, buraya oturabilir miyim?"
"E-evet, tabii." Yana doğru kaydım ve yanıma oturması için yer açtım.
"Birileri buna fena öfkelenecek." MJ sadece benim duyabileceğim şekilde fısıldadı.
Ne demek istemişti ki?
"Sen şu yeni kızsın, öyle değil mi?" Ned sohbet başlatmaya çalışıyordu.
"Evet. Nerden geldiğimi soracak olur-"
"Hey, çocuklar geciktim, Bay Jackson benden-" Y/N'nin bakışları yanımda oturan kıza kaydı. Duraksadı. "Bu kim?" MJ'nin neyden bahsettiğini şimdi anlamıştım. Yeni gelen kızın onun her zaman ki yerine oturduğunu görünce kıza olan bakışlarından dolayı onu öldürebileceğini sandım. Tamam abartmayalım belki en fazla üstüne atlardı.
"Ben Rose, tanıştığımıza memnun oldum." kız gülümsedi.
"Y/N, o memnuniyet bana ait." Önümdeki masaya otururken somurtgan bir suratla cevap verdi.
Döndü ve bana baktı. Bakışlarından o kızın onun yerinde ne işi olduğunu sorduğunu anlayabiliyordum. Omuz silktim ve özür dilediğimi belirten bir şekilde ona baktım. O sırada Rose'un bir şeyler konuştuğunu fark ettim.
"..... ve buraya da babamın işi yüzünden taşındık."
"Güzel!" Ned cevapladı.
Y/N'ye baktığımda sinirden patlayacağını düşündüm. Yine de kıza bakmıyordu. Zil çaldı ve Rose benimle konuşmaya başladı, söylediği şeyler beni güldürüyordu. Rose kendi sınıfına gitti ve beni Y/N'le yanlız bıraktı. Burnundan soluyordu.
"Sinir bozucu." dedi ve yere bakmaya başladı.
"Bilmiyorum... Onu sevdim." Kaşlarını kaldırdı ve bana baktı. Bana sinirlenmeye başladığını anlamıştım.
"Ne? Hoş birine benziyor."
"O berbat."
Ve o da sınıftan çıktı.
**
Aradan birkaç gün geçmişti ve Rose bize daha yakın olmaya başlamıştı. Hala onu umursamayan Y/N dışında. Eşyalarımı dolabıma yerleştirirken Y/N'nin bana doğru yaklaştığını gördüm.
"Selam Pete." gülümsedi.
"Selam." geri gülümsedim ve o hala bana bakarken yüzümün kızarmasını engellemeye çalıştım.
"Ne kadar yakışıklı olduğunu biliyorsun, değil mi? Ve akıllı... Süper akıllısın!"
"Ne istiyorsun?" güldüm. Kalbim teklemişti. Cidden yakışıklı olduğumu mu düşünüyordu yoksa sadece şakanın bir parçası mıydı?
"Heyy bir şey mi istemem lazımdı!" güldü ve sahte bir kızgınlıkla hafifçe omzuma vurdu. Onunla birlikte bende gülmeye başladım."Sadece senden fizik için biraz yardım isteyecektim. Bu akşam çalışabilir miyiz?"
"Bu akşam size fizik anlatmaktan onur duyarım." içten bir şekilde gülümsedim.
"Hey, konuşmanıza kulak misafiri oldum ve fizik konusunda gerçekten benim de yardıma ihtiyacım var. Size katılabilir miyim?" diye sordu nerden çıktığını anlamadığım Rose. Elini omzuma koydu.
