Dışarıda felaket derecede yağmur yağıyordu ve ben zar zor okula gelebilmiştim. Evim çok uzak sayılmazdı ve yürümeyi severdim ama emin olun ki sabahları bu felaketde de değil.Okula girdiğim gibi kitaplarımı almak için dolabıma doğru yol aldım. Dolabım biraz fazla karışıktı ve sanırım aradığım şeyi bulmam biraz uzun sürecekti.
"Biraz dağınık gibi ha?" diyip gülmeye başladı. Bu Michelle'ydi. En yakın arkadaşım. Dolaplarımız aynı sıradaydı ve bazı derslerimiz de ortaktı.
"Sanırım... sadece biraz daha toplu olabilirdim." dedim ve gülümsedim.
O sırada gözüm Peter ve Liz'in konuşmasına kaymıştı. Michelle bunu fark etti ve baktığım yere bakmaya başladı.
Liz, Peter'ın koluna dokundu ve flörtöz bir şekilde gülümsedi. Sonra yanağına bir öpücük kondurmak için eğildi ama Michelle dolabın kapağını hızla çarptığında durdu.
"Y/N" Michelle ellerini gözümün önünde sallıyordu. Sanırım girdiğim transtan beni çıkarmaya çalışıyordu.
Liz gitmişti. Michelle'ye baktığımda o da bana bakıp iyi olup olmadığımı anlamaya çalışıyor gibiydi.
Tekrar Peter'a baktığım an göz göze geldik. Kafamı direk Michelle'ye çevirdim. "İyi misin?" beni rahatlatmak için kolumu okşamaya başladı. 2 senedir Peter Parker'ı sevdiğimi biliyordu.
"İyiyim." Yalan söylüyordum.
"Derse gitmeliyiz değil mi? Geç kalmak istemeyiz!" Takındığım sahte gülümsemeyle Michelle'ya sorun olmadığını ifade etmeye çalışıyordum. "Evet." Suratına küçük bir gülümseme yerleştirdi ve birlikte kimya sınıfına doğru yürümeye başladık.
Er yada geç Peter'ın sağında solunda dolaşan kızlara ilgi göstereceğini biliyordum. Öyle de oldu. Sonuçta o kızlar benden daha güzel ve çekiciydi. Michelle bu dediklerime çok sinirleniyordu. Ama ne yapabilirim ki? her şey ortadaydı.
Kapıyı açtım ve ilk önce Michelle'nin girmesini bekledim ve peşinden de ben girdim. Bu derste Peter'ın yanında oturuyordum. Sınıfa göz gezdirdim. Çoğu kişi çoktan gelmişti bile. Peter'da dahil.
Yavaş adımlarla yerime geldim ve oturdum."Selam." dedi Peter yanına oturduğumu fark edince.
"Selam." sesimin çok sert çıkmamasına dikkat etmeye çalışıyordum ama sanırım pek başarılı olduğum söylenemezdi.
"Sorun nedir?" Kaşlarını çatmıştı, "İyi misin?"
"Ah, evet iyiyim." Gözlerimi Peter'a çevirdim ve gülümsemeye çalıştım. Başardığımı düşünüyorum! "Peki ya sen?"
Parmakları lacivert süveteriyle uğraşırken cevap verdi "Harikayım."
"Liz Allen yüzünden mi?" Kanımın bir kez daha kaynadığını hissedebiliyordum. O kız gerçekten sinirimi bozuyordu!
"Uhmm..Hayır"
"Gerçekten mi? Yani birlikte bir çift gibisiniz."
"Çift mi?" Şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. Hadi ama neden şaşırdın ki dışarıdan kim görse böyle düşünür!
Gözlerini büyüttü ve gülmeye başladı."Sen kıskandın mı?"
Gözlerimi ondan kaçırdım ve sınıfı incelemeye başladım. Bu sınıf bu kadar kalabalık mıydı! "Hayır, kıskanmadım."
"Evet,kıskandın" dedi ve keyifle gülmeye başladı. Cidden şuan bu hallerine anlam veremiyordum. "Liz bunun işe yarayacağını söylemişti!"
"Ne?" Cidden şuan dediklerine hiçbir anlam veremiyordum. "İşe yarayacağını derken?"
"Liz senin, beni sevdiğini söyledi ve bunu ispatlamak için bana bir iyilik yapabileceğini söyledi."
"Ne?" sahte bir şekilde kahkaha atmaya başladım. "Ben? Seni seviyorum?" diyip gülmeye devam ettim. "Üzgünüm Parker ama asla." dedim. O sırada gelen Kimya öğretmenime dua edip derse odaklanmaya çalıştım.
**
Ders sonunda hızlı adımlarla sınıftan çıktım. Amacım tabii ki de Peter'dan kaçmak değildi. Tamam belki birazcık öyleydi... Tamam amacım ondan kaçmaktı!
Telefonuma göz gezdirdim ve kitaplarımı dolaba koymak için dolapların olduğu koridora doğru yürümeye başladım. Arkamdan gelen adım seslerini umursamadım. Tipik bir filmde değiliz, okul koridorundayım ve tenefüs çok da normal değil mi?
"Y/N!" Arkamdan birinin seslenmesiyle refleks olarak arkamı döndüm ve Peter'ı görünce önüme dönüp yoluma devam ettim. Omzuma dokunup beni durdurdu ve önüme geçti. Kolumdan tutup beni okulun en tenha köşesine getirdi.
"Beni sevmediğine emin misin?"
"Peter, lütfen..." Yalan söylemiştim ve bu hareketleri bana hiç yardımcı olmuyordu. Her an "Kes sesini gerizekalı tabii ki de seni seviyorum 2 yıldır bunu nasıl fark edemedin ki!!" diye bağırabilirdim.
Yapmadım.
Gözlerimin içine bakıyordu ve bu benim ona itiraf etme isteğimi ortaya çıkarıyordu.
Gözlerimi kaçırdım ve kafamı yana çevirdim. Ne kadar mantıklı bir hareket!!!"Bunun hoşuna gitmediğine emin misin?" Ne dediğini anlamak için kafamı ona çevirdiğimde beni duvarla kendi arasına sıkıştırdı. Çenemi tutup, ısırdığım dudağımı baş parmağıyla düzeltti ve gözlerine bakmamı sağladı.
Ne zaman sinirli, üzgün yada stresli olsam bilinçsiz olarak dudağımı ısırırdım."Beni öpmek istemediğinden emin misin?" Gözlerinde çok fazla şey vardı ama ben bir anlama varamıyordum.
"Seni öpebilir miyim Y/N?" Yumuşak dudaklarını yavaşça dudaklarıma değdirdi.
Cevap verecek gücü bir türlü kendimde bulamıyordum bu yüzden sadece başımı evet anlamında sallamakla yetindim.
Ellerini belime koydu ve beni kendine olabildiğince daha fazla çekti."Hala beni sevmediğine emin misin Y/N?" Önüme gelen saçımı kulağımın arkasına doğru iterken konuşmaya devam etti. "Çünkü ben seni seviyorum."
Yüzüme yayılan gülümsemeye engel olamadım..
"Ne kadar bu halini arsız bulsam da hoşuma gitmediğini de söyleyemem." Sırıttım. "Peter Parker seni seviyorum." Söylediğim şeylere sırıttı ve dudaklarıma ufak bir öpücük kondurdu.
"Bende bunu duymak istemiştim." dedi sanki mümkünmüşcesine daha çok sırıtarak ve dudaklarını tekrar benimkilerle buluşturdu.
![](https://img.wattpad.com/cover/178681660-288-k116112.jpg)