12┊"97 fucking pounds."

15.6K 1.6K 2K
                                    

O geceden sonra her şey daha da kötüye gitmeye başlamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

O geceden sonra her şey daha da kötüye gitmeye başlamıştı.

Akaashi pencereden dışarıya hızlı bir bakış atmış, ardından kısa bir süre içinde giyinmiş ve çantasını atmıştı omzuna. Koşar adımlarla alt kata indi, ayakkabılarını giydi ve saniyeler içinde kapıdan çıkıp hastaneye giden tanıdık rotayı takip etmeye koyuldu. Bulutlar oldukça yoğundu o gün, hemencecik toplanmış ve Akaashi'nin üstünü kara bir örtü gibi örtmüşlerdi hastane yolunda. Üstüne üstüne esen sert, soğuk rüzgârlardan korunmak için ceketinin fermuarını çekti ve ilerledi. Kesinlikle bir fırtına yaklaşıyordu ve bu yüzden Akaashi Bokuto'nun ona ihtiyacı olacağını biliyordu.

Bir ay ve on altı gün geçmişti Bokuto'nun Akaashi'yi son ziyaretinin üstünden. Hastaneye geri döndüğünde ise hemşireler -haklı olarak- daha yakından takip etmeye başlamışlardı onu. Bokuto kimse bakmıyorken kaçıp gidecek bir tipken üstüne üstlük sağlığı da aniden yokuşaşağı gitmiş gibiydi. Normalde haftada yalnızca bir-iki kilo veriyorken, hastaneden kaçtığı geceden sonraki durumu oldukça endişe verici olmaya başlamıştı. Bir aydan biraz daha uzun bir süre içerisinde Bokuto altmış sekiz kilodan kırk üç kiloya kadar düşmüştü. Şiddetli kilo kaybı zaten yeterince kötü değilmiş gibi bir de üstüne üstlük yürümekte, hareket etmekte ve konuşmada bile giderek güçlük çekmeye başlamıştı Bokuto.

Akaashi hastaneye girerken yüzünde endişeli, çatık kaşlı ifadesi vardı. Aynı merdivenleri çıktı hızla, duraksamadan. Tanıdık bir yüzle karşılaştığında ise bu düzen bozulmuş, yavaşlatmıştı adımlarını.

"Kuroo?" Akaashi Bokuto'nun odasının önünde durdu.

Siyah saçlı oğlan bakışlarını yerden kaldırıp sahte bir gülümsemeyle karşılık verdi gelen sese. "Hey- Akaashi'ydi değil mi? Uzun zaman oldu."

"Evet, ben-" Hafif aralıklı kapıya çevirdi gözlerini Akaashi. "İçeride biri mi var?" Kuroo'ya cevap verme şansı bırakmadan bakmıştı odaya. Doğru tahmin etmişti, çünkü Bokuto'nun yatağının yanındaki sandalyede Kenma oturuyordu. Bokuto tüm dikkatini ona vermiş gibiydi.

"Kenma odaya girmeme izin verir mi?"

Kuroo eliyle çenesini ovuşturdu ve konuştu, "Sanmam." Sandalyesinde geriye yaslandı sonra. "Otursana. Kenma genelde insanlarla baş başa konuşacak birisi değil, o yüzden... şimdilik onları rahat bıraksak iyi olur."

Derin bir nefes almanın ardından durduğu yerde bir süre oyalanmış, sonra da Kuroo'nun yanındaki sandalyede yerini almıştı Akaashi.

"Biraz endişelisin sanki." Kuroo, Akaashi'ye yan gözle baktı.

"Öyleyim. Fırtına yaklaşıyor, Bokuto pek iyi başa çıkamıyor böyle durumlarla..."

"Ah..." Kuroo başını geriye atıp tavana göz gezdirdi, sanki kara bulutları görebilecekmiş gibi. "Fark etmemiştim fırtına çıkacağını." Usulca başını indirip kollarını kavuşturdu bir süre sonra. "Onun hakkında bu kadar çok şey bildiğini bilmiyordum."

in another life ㅡ bokuaka (çeviri) ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin