9┊"i wish i never met him."

16K 1.7K 1.4K
                                    

Dışarıda geçirdikleri iki dakikacık bir anda iki saate dönüşüverdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dışarıda geçirdikleri iki dakikacık bir anda iki saate dönüşüverdi.

Akaashi, Kenma'yla bir bankı paylaştı. İkisi de oturalı uzun bir süre geçmişti, Bokuto ve Kuroo'yu etrafta amaçsızca dolaşıp animasyon karakterleri gibi ellerini-kollarını sallayarak kurdukları iletişimle baş başa bırakmışlardı. Bokuto'nun hasta olan kişinin ta kendisi olmasına rağmen ortalıkta gezinebilmesini tuhafsadı. Sıkıntıyla iç çekti. Çatık kaşlarının eşlik ettiği gözleri dizlerine sabitliydi, ta ki Kenma konuşana kadar.

"Onu öyle görmeyi sevmiyorsun, değil mi?"

Akaashi kafasını kaldırıp yan tarafa çevirdi bakışlarını. Sarışın olana baktı uzunca bir süre. Kenma ona cevap verme şansı vermeden devam etti:

"Ben de sevmiyorum, hatta bu yüzden gelmek istemedim ama Kuroo ısrar etti." Umursamaz tonu söyledikleriyle çelişiyordu ama bir şeyler Kenma'nın ağzından çıkan her bir kelimenin içten olduğunu söylüyordu Akaashi'ye.

"Bokuto'yla arkadaş mıydınız hiç?" İlgilendiğini işaret edercesine başını kaldırdı Akaashi.

"Arkadaştan çok tanıdık gibiydik. Takımlarımız maçlarda sık sık karşı karşıya gelirdi. Öyle olduğunda da gün sonunda Kuroo ve Bokuto buluşup birlikte zaman geçiriyorlardı. Genelde Kuroo'yla takılırım, o yüzden..." Enerjiden yoksun bir şekilde omuz silkti. "Onu Kuroo aracılığıyla tanıdım. İyi birisi, biraz gürültülü ama."

Bokuto'nun kahkahaları bahçede çınladı sanki Kenma'yı haklı çıkarırmışçasına.

Akaashi neredeyse gülümseyecekti. "O zaman... olan bitenler hakkında ne hissediyorsun, sorabilir miyim?"

"Ben..." dudaklarını büzüp düşüncelere daldı Kenma. "İyiyim sanırım, ya da en azından öyle olduğumu düşünüyorum. Uzaklaşmaya çalışıyorum biraz, Bokuto'yu ziyaret etmek istemememin başka bir nedeni de bu." Gözleri yere kaydı, saçları yüzüne sarkıyordu. "Bokuto'yla ilgili anlayamadığım garip bir şeyler var."

Kafası karışık, biraz da şoka uğrayan Akaashi yüzünü buruşturdu. "Bir terslik mi var? Kötü bir şey mi yaptı?"

"Bildiğim kadarıyla hayır. Zaten yapmış olsaydı bile, kastettiğim şey bu değil." Kenma hırkasının koluyla burnunu sildi ve devam etti, "Bokuto'yla ister tanışmamış ol, ister on gün, on hafta, on ay ya da on yıl görüşmemiş ol, onunla en ufak bir etkileşime girdin mi ne kadar iyi kalpli biri olduğunu hatırlıyorsun."

Akaashi'nin dili tutulmuş, Kenma'ya bakakalmıştı.

"Samimi, nazik ve bazen çocukça ama onu... sevilebilir yapan şeyler de bunlar. Seni kendine çekiyor. 'Ben en iyisiyim' diye haykırıyor ama aynı zamanda başkalarını övüyor. Çok saçma..."

Bakışlarını yavaşça Kenma'dan çekip Kuroo'yla Bokuto'nun uzaktan kendilerine doğru gelişlerini izledi Akaashi. Hâlâ sohbete sarılmış durumdaydılar.

"Kuroo artık mutlu görünüyor... ama o zaman değildi." Kelimeler mırıltı gibi döküldü Kenma'nın dudaklarından.

Akaashi ona bir bakış atmak için olduğu yerde döndü lâkin Kenma'nın uzaklara dalıp gitmiş olduğunu fark ettiğinde bir-iki kere gözlerini kırpıştırdıktan sonra yeniden Kuroo ve Bokuto'ya çevirdi dikkatini.

"Beş hafta önce darmadağınıktı. Kimseyle konuşmaya mecali yoktu. Sadece benimle konuştu, ona destek çıkmaya gönüllü olan tek kişi bendim." Konuşurken boşluğa bakmaya devam etti Kenma. "Hastalığı öğrendiği ilk zamanlardı. Gerçi şu an da pek farklı değil. Bugün neredeyse gelmeyecektik, kimse önemsediği birinin hasta olduğunu öğrenmekten hoşlanmaz sonuçta... hele tedavisi olmayan bir hastalığın teşhisi konmuşsa."

Bokuto ve Kuroo işitilmeyecek kadar uzakta, ama neşeli hareketlerinin görülebileceği kadar da yakında konuşmaya devam ettiler.

"Bokuto git gide eski hâlinden daha farklı görünmeye başladı. Eskiden daha iriydi. Eskiden Kuroo'dan daha büyüktü, şimdi küçük kalan o. Kuroo daha büyük. Kuroo daha ağır. Hiç- ..." bir an duraksadı Kenma,

"Hiç mantıklı değil..."

Dudaklarını büze büze ipince bir çizgi hâline getiren Akaashi aşağı baktığında Kenma'nın parmaklarını birbirine sıkıca kenetlediğini ve ara sıra onları huzursuzca çekip çekiştiğini fark etmişti. Yüzüyle göstermeye cesaret edemediği hislerini parmaklarıyla gösteriyordu adeta.

Akaashi, Bokuto'nun Kenma'yı çoktan kendine çekmiş olduğunu anladı o an. Gerçekten berbat bir şeydi ancak Bokuto'nun bunu kasıtlı yapmadığını çok iyi biliyordu. Tek yapmanız gereken onunla biraz sohbet etmekti ve bir anda Bokuto'nun saçmalıklarına dahil olmuş bir hâlde bulurdunuz kendinizi.

Akaashi bunu biliyordu. Aynı şey ona da olmuştu iki buçuk ay önce. Eğer öylesine mesajlaştığı o çocuğu her gün düzenli olarak ziyaret edeceğini bilseydi telefon numarasını asla vermezdi. İstediği bu değildi. Düzenli olarak konuşabileceği sağlıklı arkadaşlar istiyordu, kişisel zamanını ve duygularını harcayacağı hasta bir arkadaş değil. Akaashi yutkundu ve bir başparmağını diğerine sürtmeye başladı ellerini kenetleyerek. Gözlerini Bokuto'ya çevirdi, sonra bir daha alamadı ondan. İçine öküz oturmuş gibi bir yorgunlukla konuştu:

"Keşke onunla hiç tanışmasaydım."

Tam o sırada bahçeden serin bir esinti geçti ve uzaklarda, Bokuto, ısınmak için bordo örgü atkıyı tuttu sıkıca.

🦉

Bu arada sorularınız veya çevirmemi istediğiniz başka bir kitap olursa bu pasaja yazabilirsiniz!! oikawa's last wish/es'ı çevireceğim, o kesin ama başka bir isteğiniz olursa duymak isterim!!


media © ???

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

media © ???

in another life ㅡ bokuaka (çeviri) ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin