2- "Tıpkı onun gibi"

185 5 0
                                    

Media: Çağrı Öz & Mina Aydın

-

Bora odamdan çıktıktan sonra dolabımın başında dikilip saatlerce 'bugün ne giysem' triplerine girmiştim. Karar verince de kıyafetlerimi alıp doğruca banyoya koştum..

Sıcacık suyun altındayken birden hissettiğim soğuk suyun etkisiyle anca kendime gelebilmiştim. Hazel ve Bora'nın tartışmaları üst kata kadar duyuluyordu..

Giyinip, saçlarımı kuruttuktan sonra daha fazla oyalanmadan kahvaltıya inebilmiştim.

Kahvaltı masasına oturduğumda karnımın ne kadar acıktığını hissettim. Tam kahvaltıma başlayacaktım ki telefonumun sesi bütün güzelliği bozmuştu..

Çağrı, yine her zaman ki sinir bozuculuğuyla bir kahvaltımın daha içine etmişti. Bu kadar önemli ne vardı merak ediyordum doğrusu..

"Efendim Çağrı," diye açtığım her telefonun en başında yaptığı espriyi unutmuş ve konuşmasına izin vermeden defalarca kez yapmaması için yalvarmıştım.

Başarısızdım.

Yine yapmıştı.

"Adımla seslendin nasıl ağrıma gitti" diyip kahkahalara boğulan Çağrı'nın beni daha fazla meşgul etmemesi için kahkahalarının ortasında telefonu suratına kapatmıştım.

Geri araması uzun sürmemişti.

"Bak yapma şu espriyi bidaha" deyip iç çekmiştim. Tamam diyecekti, ve yapmaya devam edecekti.

"Tamam yaa". Söylemiştim!

"Ee güzelim kahvaltımı neden böldün?"

"Mina biraz gecikicekmiş de, seansı bi saat ertelesene." Çağrı delirdin mi sen?

"Oldu, istiyosanız kliniği Mina'nın mahallesine taşıyalım." Haklıydım.

"Of Nefes ya. Alt tarafı bişey istedik. Tamam söylerim gecikmez."

"Ayrıca sen ne zamandan beri bana emir veriyosun?"

"Erteler misin desem erteleyeceksin yani?" Fazla zekiceydi.

"Bilmem, belki olabilirdi."

"Canım, bitanem, Nefes'im, seansı bi-" cümlesini bitirmesine izin verirsem, bu seanstan da kaytarırlardı.

"Hayır, görüşürüz." Diyip telefonu kapattım.

Bora ve Hazel kahvaltılarını bitirmişlerdi. Çağrı ise benim iştahımı kapatmıştı ve artık evden çıkmak istiyordum.

Uzun yalvarmalarımdan sonra Bora beyden izin almayı başarıp kliniğe doğru yürümeye başlamıştım. Hava soğuktu. Tenime değen rüzgar yüzünden ürperiyordum. Soğuğu tüm hücrelerimde hissediyor gibiydim. Bu hissi seviyordum.

Bir araba bana yaklaşır gibi oldu ve bir süre sonra durdu. Arabadan genç bir adam indi. Koşarak yanıma geldi ve bana bi yer sordu. Duymamıştım. Dinlememiştim desem daha doğru olur. Korkmuştum, çünkü tıpkı onun gibiydi. O. Rüyamdaki o adam. Koşarken bana baktığında az da olsa yüzünü görebildiğim o adam..

"Afedersiniz, ben sizi korkutmak istememiştim. Sadece-" derin bir nefes aldı. Gözlerime bakıyordu.

"Sorun değil. Söylediğiniz yeri bilmiyorum" gibisinden birşeyler dedim. Ordan uzaklaşmak istiyordum çünkü hala rüyanın etkisinden kurtulmuş değildim.

Kliniğe girdiğimde Çağrı'yla karşılaştım. Büyük olasılıkla beni bekliyordu. Ya da Mina'yı.

Kahvemi alıp seansın yapılacağı salona ilerledim. Neredeyse herkes gelmişti. 5-10 dakika sonra Mina'da geldiğinde başlamaya hazırdık.

"Herkes burada olduğuna göre, başlayabiliriz."

Çağrı ve Mina birbirlerine bakıp sırıtmışlardı. Ah şu zamane aşıkları...

GECE: Psikolojisi Bozuk OlanındanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin