153 24 14
                                    

"Ç-çok afedersiniz,ben sizi birisiyle karıştırmış olmalıyım."

Kendini o kadar mahçup hissediyordu ki cümleyi 3 kez baştan kurmak zorunda kalmış,titreyen parmaklarını onun üzerinden hızla kendi üzerine çekmiş dahi olsa nereye koyacağını bilemediğinden onları öylece havada tutuvermişti.

Suratı alev alev yanıyor ve Taehyungun arkasında kalan ışık kaynağı direkt olarak onun çehresine vurduğundan güzel gözükme amacıyla suratına sürmüş olduğu her şey büyük ihtimalle şuan onu bir harabe olarak gösteriyordu.

Çektiği göz kalemi iyice yanaklarına yayılmış,ağladığından ötürü dudak ve burun çevresi kıpkırmızı kesilivermişti.Şuan her konuda büyük bir utanç duyuyordu Jungkook.

Hem düşüncesizce harekete geçirilmiş olan davranışları, hem işittiği azarlanırcasına olan kaba laflar hem de hoş gözükmek istediği tek kişi karşısında olabildiğine dağılmış çıkmak...

Kendisinin dahi ne beklediğinden haberi yoktu,bir ömür kendi hayal dünyasında yaşamaya razı mıydı ki odasında, masasında, koltuğunda, yatağında, tezgahında ya da sınıfında görmeye alışık olduğu Taehyungu karşısında görmeyi bekliyordu?

Merakı ve özlemi doğrultusunda hareket etmiş olmalıydı ki duymak istediği herhangi bir cevabın hayalini bile kurmamıştı bugüne dek.

"Kime benziyormuşum?"

Diğer bir eliyle siper ederek yaktığı sigarasını parmakları arasına alıp derin bir iç çektikten sonra Jungkookun affaldığından çok kez kırpıştırılan bakışlarına kendisininkileri çevrildiğinde "Efendim?"yanıtını almış,sorusunu yinelerken Jungkook kucağında birleştirdiği avuçlarıyla tişörtünün uç kısımlarını eşeliyor,çekiştiriyor ve parmak uçları arasında yuvarlıyordu.

"Çok özlediğim birisine."

Duyduklarına herhangi bir mimikle karşılık vermeyişine bozularak avuç içlerinde tırnak izi bırakan Jungkook, yanındaki Taehyungun bedeninin ayaklanışıyla birlikte onu taklit ederken parmaklarını bedeninin arkasında,kalçasının üzerinde birbirlerine kenetlemiş,artık temizlese bile yerini yenileri aldığından silme gereği duymadığı gözyaşları yanaklarını aydınlatırken mahçubiyetle genişçe gülümsemişti.

"Başka bir şey yoksa gidiyorum?"

Sanki evren gülümsemesini istemiyor gibi Taehyunga kurdurttuğu bu sözler Jungkookta derin yaralar açarken ifadesi gözler önünde silinmiş,başını ayakkabısının ucuna çevirerek ufak bir taşı ezme isteğiyle dürtülenmişti.

"Sizi tekrar görmeye gelmem sorun olur mu?"

"Hm...Olur mu dersin?"

Sadece birkaç saniyeliğine verdiği bu cevap ona kendi Taehyunguylaymış gibi hissettirdiğinden elmacık kemiklerini belirginleştirecek türden kıkırdamasını sağlamış, onu en son epey pişman olmasını gerektirecek türden kısa süreliğine görmek gibi bir hataya düşmemek için zihnindeki görüntüsünün net olmasını istediğinden tişörtünün bilek kısımlarıyla gözpınarlarını temizlemişti.

Doyasıya bakmak,hatta belki de bugüne dek hiç almadığı kokusunu bir kez daha içerisine çekmek istiyordu.

"Sanmam."

"Özlediğin kişiyle olur da tekrar buluşursan onu benimle tanıştırmayı unutma.Bir anda boynuma atlamanı gerektirecek kadar benzetildiğim kişiyi epey merak ettim doğrusu."

"A-aslında,"

"Genelde buralardayım.Herhangi birine 'Taehyung'u sorarsan bulursun beni."

Bakışlarını daha fazlasını istediğinden ancak gitme vaktinin çoktandır gelip geçtiğini de farkına vardığından beyaz spor ayakkabılarının uç kısımlarına çevirmiş,bir hışımla ona büyük gelen ceketinin ceplerine sokuşturduğu ellerine sürtüşen ambalajlarla hızla birkaç sözcük duyabilmek için konuşmuştu.

move away from the front of the displayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin