¹⁰

158 23 7
                                    

Buralarda bir yerlerde olduğuna emin olduğu ancak hiçbir yerde göremediği Taehyungu bulabilmek için içerideki koşuşturan kalabalığın içerisine doğru adımlamış,kendisine yabancı ama bir başkası için oldukça tanıdık olan tüm bu simalarda göz gezdirmişti.

Bu kişiler miydi Taehyungun ailem diye bahsettikleri?

'Öyle olmalılar' diye geçirdi içinden ancak zihnini de pek meşgul etmek istemiyordu doğrusu.Aradan geçen bir hafta boyunca türlü mazeretler aramıştı yanına gelebilmek için,yapışkan herifin teki gibi gözükmek istemiyordu ancak kelimenin tam anlamıyla bunu da istediğinden güzel bir sebebe ihtiyacı vardı.

Biliyordu,tanıdığı Taehyung değildi o.Sevdiği kişi denemezdi.Yalnızca onun bedeninde sıkışıp kalan bir başkasıydı ama yalnızca simasını bile bu kadar özlemişken kendisinde bir fotoğrafı bile olmayışı kalbini çok kırmıştı.

Şimdilerde rahatlıkla gelip görebildiği bu suratın tadından senelerdir mahrum kalmak şuan dahi acı çekmesine sebep oluyordu.Buradaydı,onu görecekti ancak karşısındakinin bir başkası olduğunun farkında olarak dikiliyordu.

Açıkçası çok da özlemişti.

Unutması gerektiğini ve içinde bir yerlerde geleceğine dair olan umudu öldürmek zorunda olduğunu biliyordu.

Annesinin,Jungkookun abartılı davranışları sonrası kocası ve onun iş arkadaşlarının evde olan toplantılarına daha sık hazırladığı meyve tabakları anımsadığında, babasıyla birlikte aynı masada oturan psikiyatrın bakışlarını üzerinde hisseder, bir muhasebeci olmadığı konusunda emin olurdu.İyi gözlem yapan ancak çok muhasebeci tipi olduğundan bir doktor olmadığına ikna olmadığı doktoruydu o.

Ağır hissediyordu.Yerli yersiz ona dair anılar hatırlamak hiç hoşuna gitmiyordu.

Ya tamamen unutmayı ya da tamamen delirip yine onu görmeyi istiyordu.

Birazdan karşısına çıkacak olan görüntü sahibini biraz daha oturan suratı ve konuşma biçimini,bilgi birikimini, atmosferini,saç şeklini,mimiklerini,onu ondan farklı kılan her şeye daha da odaklanarak yeni birisini sevmeyi deneyecekti.

Herkesi sevmeyi denemişti.Hatta Hoseoku bile o gözle görmeyi denemiş,sevdiği şeyleri öğrenmiş,ortak noktalarını aklına kazımış,yine de içerisinde herhangi bir his uyandıramadığından aylar öncesinden vazgeçmişti.

Umutsuz vaka olduğu fikrine kapılıp Hoseokun haber ettiği gösteriden uzak durmaya çalışmıştı ki o gece oraya gidip emin olduğu hisler biraz karışmış da olsa dahi iyi hissetmeye muhtaç ve bir yerlerde çocukluk yaşantısı yarım kalan koca bir bireydi o.

Tav oluvermişti hemen.

Tıpkı çaprazında masaya yaslanmış,kısa saçlı bir kıza keman çalan turunculunun elinde tuttuğu müzik aletine olduğu gibi.

Bir anda her şey kendisi için duruldu ve bir haftadır beynini patlatacak raddede düşündüğü o şey bulut olup uzaklaşırken Jungkook kısa saçlı kızın, karşısında kendisine yapılan bu ufak çaplı gösteri sonrası dudaklarına yerleştirdiği sırıtış misali dudaklarını kıvırdı.

Kısa saçlı olan ise karşılığında kızılın arkasına uzanarak nereden aldığını anlayamadığı bir gülü ona uzatırken birbirlerine gülüştüler.Gülün nereden geldiğine mantık yürütemeyen Jungkook onların sihirbaz olduğuna karar kılarken aklı tekrardan garip fikirlere kaydı.

Taehyung kendisine keman çalmayı öğretirken kolları arasına girip kıvrılabilir miydi bilmiyordu ancak içerisinde yarattığı hissiyattan çokça hoşlandığı kesindi.

move away from the front of the displayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin