Two Feet / Love İs A Bitch
I'm tryin'
I'm tryin' not to forget my words
'Cause when I'm around you, I tend not to changin' my mind.
."Gel." dedim geri geri adımlayıp, ikimizi birden yatağa ilerletirken. Kürek kemiklerimin arasında gidip gelen elinin aksine, diğer eli yanağını mesken tutmuş parmaklarımın hissiyle bileğime dolanmıştı. Dizlerimin değdiği yumuşak dokuyla aniden kendimi geri atmam ve onu üstüme çekmem beklenmedik değildi. Yoongi'de kontrolü hemen eline alıp, beni ezmemek için anında yataktan destek almış, ardından daha da yakınıma gelmişti. Bu sefer onu keşfetme sırası bana gelmiş gibi ellerim pantolonunu bulduğunda kollarımın uzandığı yere kadar yırtarcasına itmiş, gerisini de benden uzaklaşarak onun çıkarmasını izlemiştim.
Yalnızca kalçasını saran siyah iç çamaşırıyla üstüme tekrar uzandığında gözlerimi alamadığım vücudunu süzmeyi bırakıp, kavradığım saçlarıyla tekrar dudaklarımızı birleştirdim. Üst dudağıma bıraktığı ısırıktan sonra aşağıya yönelip boynumda duraksamıştı. Burnunu değdirdiğini hissettiğim gerdanım iç güdüyle gerilip, ona sunabileceğim en geniş alanı sunduğumda her şeyden önce dilini bana hissettirip sızlanırcasına mırıldanmama neden olmuştu.
Altında kıvranmamamı görmekten zevk alıyordu. Diliyle çizdiği yolların üstünden geçtiği nefesi, ve minik öpücükleriyle beni delirtmesinin başka bir açıklaması olamazdı çünkü, fakat biraz daha beklerse ciddi anlamda patlayacaktım. Göğsümün altındaki dövmeyi okşayan parmakları, köprücük kemiğime yakın bir yeri dişlerinin arasına kıstırmasıyla birlikte resmen pençelerini çıkartmış, bana eziyet etmek ister gibi tırnaklarını tenime geçirmişti. Yine de itiraz etmek yerine saçlarını daha çok çekiştirip, başının boynuma daha çok gömülmesini sağladım. Diğer elimle tutunduğum çarşafı biraz daha sıkarak, bana verdiği izlerin hazzını iliklerime kadar hissetmeye çalışmıştım.
"Yoonie,"
Kafasını kaldırıp gözlerini benimkilere diktiğinde beklemedim. Eğer bekleseydim istediğim şeyi yapamazdım ve onu kendim için ben hazırlamak istiyordum. Tadını alabileceğim en güzel şekilde almak ve onun gibi verebileceğim her şeyi fazlasıyla onunla paylaşmak istiyordum. Tutunduğum kolundan onu sertçe altıma aldığımda da bir şey dememişti. Anlamıştı, anlamıştı ama yine de bir şey yapmayıp uslu bir çocuk olmayı bu sefer o kendine rol edinmişti.
"Beni güzel hissettirmeden önce, seninle biraz daha ilgilenmeme izin ver."
Beni onaylamak ister gibi bakmış, derin sesiyle kısık bir inleme bırakmıştı odaya. Üstümdeki pantolondan onun gibi kurtulurken bakışları olmaması gereken yerlerde fazlaca oyalanmıştı. Gözlerimi kapatan siyah saçlarımdan parmaklarımı geçirdim, dudağımın bir tarafı yukarı kıvrılmışken.
Beni izlemesini sevmiştim.
Bir bacağımı diğer tarafına atarak tam oraya, onu en güzel şekilde hissedebileceğim yere tırmanmadan önce, kollarından destek alarak dik konuma getirdiği yastığa yaslanmıştı. Beni daha iyi görebileceği şekilde pozisyonunu değiştirmesi gözümden kaçmasa da, ıslattığım dudaklarımla göğsüne eğilmekle yetinmiştim. Erişebildiğim bütün dövmelerine onlar kadar küçük öpücükler kondurup, sertleşmiş tepecikleriyle ilgilenmeye başladığımda hırlarcasına inlemiş, beni kendine daha çok bastırmak için enseme tutunmuştu.
İşimi çok da uzatmayıp sol taraftaki çıkıntı dokuya ulaştığımda bu kez ismimle aldığı zevki yansıtıp, kulaklarımı kutsamıştı. Sol tarafının daha hassas olduğunu fark etmemle parmaklarım kaşınmış, elim ona hissettirmeden aşağıya inip önü ıslandığından dolayı çok az rengi daha da koyulaşmış iç çamaşırının üstünden ona dokunmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
xôxô' ¦ yoonmin ✓
Fanfic90's au / switch! . ve biz; birbirimizde kullanmak için dudaklarımızla ıslattığımız ojeli parmaklarımızı, dünyaya sallayacağız. . iki bin on dokuz, haziran.