|içimizde bastırdıklarımız ve üstüne toprak attıklarımız|

858 107 108
                                    

!Bu bölümde, ölümle ilgili bazı tabirler açıkça kullanılmıştır. Hassasiyeti olanların ya da okumak istemeyenlerin bölümü geçmesi tavsiye edilir!

Büşra Kayıkçı / Doğum

.

.

Tutamadığı bir hıçkırık çıktı dudaklarında benim küçük sevgilimin. Kıkırdayarak sarıldım ona, sakinleşmesini bekledim. Daha yarısına bile gelmemişken böyle oluyorsa, devamını nasıl kaldıracaktı güzel kalbi?

Ağlaması kesildiğinde eskisi gibi bana bakmaya başladı. Bu bizim sessizce anlaşma yöntemimizdi. Gürültüden nefret ediyorduk. 

"Babamı gömerlerken annemin yanında durup hiç konuşmadan günlerimi geçirdim sadece. Zaten onun beni umursamaya bile hali yoktu. Yıllar boyunca aynı evin içinde olsak da tek başımaydım. Daha da uzaklaştı benden fakat en çok da kendinden. Müziği bıraktı bir süre, başka erkeklerle birlikte oldu. Hepsini uzaktan izledim. Arkadaşım yoktu o zamanlar. Yaşadığımız yerdeki en iyi okula yazdırsa da beni tamamen gösteriş içindi. Devirdiğimiz seneler boyunca bir kere bile konuşmadım onunla. Yaptıkları yanlış geldiği ya da beni kızdırdığı için değil, kendinden vazgeçmesi beni kırdığı için tek kelime bile etmedim."

Derin bir nefes daha aldım sonra. Yaklaşıp sus çizgimden öptü nazikçe. "O kadar tek başımaydım ki, konuşmamaktan ses tellerim kitlenmesin diye acıyan boğazımla yazdığım şarkıları söylerdim kendime."

Sımsıkı kapattı gözlerini. Biraz daha zaman tanıdım ona. Bir anda bu kadar şeyi duymak fazla geliyordu ona. Benim içinse tamamen bitmişti işte. Küçüklüğümle birlikte geçip gitmişti.

"Liseye başlayacağım yıldı. Ders notlarım çok kötü değildi. Verdileri ödevleri yapmak yerine sürekli bir şeyler karalardım. Sınıfta da öylece oturur, geceleri ayakta kalmayı seven kişiliğimi erken fark ettiğim için derslerde uyurdum. Birkaç kere anneme şikayet etseler de geri dönüt alamadıklarından tüm öğretmenler beni mezun edip gönderme çabasındaydı. Lisede ise istediğim şey belliydi." Komodinin üstündeki pakete uzandı parmaklarım. Nikotin bana, yıllarıma ve biraz da Yoongi'nin kokusuna karışmalıydı. Canım yanacaktı.

"Güzel sanatlar, ancak tek bir farkla." Derin bir nefes çektim içime. Ona döndüğümde gözlerindeki merak parıltıları güldürmüştü beni. "Dans bölümü."

Gülümsedim uzunca. Bir süre nefes seslerimizi dinleyerek sigara içtim. Yoongi bileğimden tutup, dudaklarıma yaklaştırdığım sigarayı kendine yöneltmeseydi muhtemelen öyle durmaya devam da edecektim ancak, bunu konuşmam için yaptığını biliyordum.

"Zaten annemin umurunda olmayacağını düşünerek gittim, konuştum okulla. Her şey tamamdı. Adım listede vardı çünkü yaptıkları mülakatlardan üstün başarıyla geçmiştim." Dudaklarından çıkan dumanı izledim usulca. Parmakları hala bileğimdeydi. "Annem kabul dilekçesini görmüş nasıl olmuşsa. Kıyameti kopardı. Gece uykumdan boğazımı sıkan ellerle uyandım."

Dolu gözlerine inat, daha da fazla gülümsedim. İyice küçülmüş izmaritten son nefesi çekmeden, boynumu kaşımıştım. "Bacaklarıma yapışan bir kumaş parçasıyla, kız gibi kıvırtıp duramazmışım. Öyle demişti bana." Ensemden tuttu. Ben ince çöpü dolu küllükler yerine direkt komodine bastırırken dudaklarımızı birleştirdi.

Sigaranın son zehrini paylaşmayı seviyorduk.

Dişleri alt dudağımı çekiştirdi. Dili ise ıslaklığını tenime tekrar kazıdı ve geri çekildi. Ağlamamak için dikkatini dağıtmasının en kolay yolunu kendine çoktan bulmuştu. Beni tekrar yanına yatırırken, parmakları saçlarıma çıktı. Hiç zaman kaybetmeden elimi elmacık kemiklerinde dinlendirmeye başladım ben de.

xôxô' ¦ yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin