|Special-2|

145 5 12
                                    

"Biz bir karar verdik ve bunu herkes buradayken açıklamak istiyoruz."

Masadaki tüm gözler ayakta yan yana duran, biraz gergin ama çoğunlukla mutlu ve heyecanlı olan iki kişiye döndü.

Finn ve Sadie, zaten hemen önlerinde oturuyordu. Joe ve Gaten, oyun oynadıkları telefondan başlarını kaldırdı; yeni çıkan bir film hakkında konuşan Noah, Dylan, Jack ve Chosen da odak noktalarını iki gence yöneltti. Sevgilisiyle telefonda konuşan Dacre de bakışlarını onlara çevirdi. Malcolm, Ayla ve Jaeden ise birkaç gün önceki konser hakkında tartışmalarına ara verdi. Mekana yeni giren Sophia ve Wyatt ise şaşkınlıkla onlara bakıyordu.

"Neler oluyor?" diyerek Sadie'nin sağında kalan sandalyeye oturdu, Sophia. Wyatt da karşıda Finn'in yanında, Sophia'nın karşısındaki yerini alırken bakışlarını Finn'e çevirdi. Finn, omuz silkerek bilmediğini söyledi.

"Ne söyleyecekseniz acele edin çünkü bu oyunda daha fazla ara verirsem kaybederim ve Gaten kaybetmeyi sevmez." dedi Gaten, gözlerini kısarak. Millie, omuzuna yavaşça vurarak ona susması gerektiğini söyledi. İkisi de tekrardan Charlie ve Natalia'ya dönerken Joe, masadaki bardağı alıp suyunu içmeye başladı.

"Biz evleniyoruz."

Herkesin gözleri ve ağızları şaşkınlıkla açılırken Joe, ağzındaki suyu masaya doğru püskürttü ve öksürmeye başladı. Joe'nun yanında oturan Dylan, bakışlarını ayakta duran ve merakla onlara bakan gençlerden ayırmadan Joe'nun sırtına vurmaya başladı.

"Bu mükemmel bir haber!" diyerek güldü ve ayağa kalkarak koşup Natalia'ya sarıldı, Millie.

"Vay canına." dedi ve başını iki yana sallayarak kendisine gelip tebessüm etti, Noah.

"Tanrım, zamanı gelmiş de geçiyordu zaten." derken gülerek ayaklandı ve Charlie'nin yanına gidip ona sarıldı, Dacre.

"Tebrik ederim."

"Hey, kendinize gelin artık!" dedi Ayla, ayağa kalkıp Gaten ve Joe'nun yüzlerinin önünde elini sallarken.

"Ne dedi o?" diyerek bir kez daha öksürdü ve Gaten'a baktı, Joe.

"Evlendiklerini mi söyledi?"

"Evet, ben de öyle duydum."

"Yanlış değil yani, değil mi? Yoksa başka bir şey mi söylediler?"

"Hayır, Gaten, doğru duydun. Hepimiz duyduk." dedi, Malcolm.

Sadie, Finn'e saniyelik bir bakış atarak ayağa kalktı ve Natalia'nın önünde durup ellerini tutarak gülümsedi.

"Çok sevindim, Natalia. Umarım hep mutlu olursunuz."

Son cümlesini söylerken Chosen ve Jaeden ile sarılan Charlie'ye de baktı.

"Teşekkür ederim, Sadie. Umarım sen de hep mutlu olursun." derken ayağa kalkmak için hazırlanan Finn'e bakıp yeniden Sadie'ye döndü. Genç kız, Natalia'nın ellerini 'umarım' dercesine sıkıp ardından kollarını ona sardı ve sonrasında Charlie'yi de tebrik etti.

"Tanrı aşkına, neden bu kadar şaşırdınız? Kendinize gelin ve o kıçınızı sandalyelerden kaldırın artık." diyerek Joe ve Gaten'ı azarladı, Sophia. Herkes genç kızı onaylayan mırıltılar çıkartırken ayağa ilk kalkan kişi Joe oldu. Gaten'ın elindeki telefonu aniden alıp cebine attı ve kolundan tutarak onu da kaldırdı.

"Ah, nihayet." dedi ve rahat bir nefes verip arkasına yaslandı, Dylan. Herkes onun bu hareketine gülerken Joe ve Gaten, gençlerin önüne gelmişti.

"Tebrik ederim, dostum. Sizin adınıza çok mutlu oldum."

"Senin de en yakın zamanda iyi birini bulmanı diliyorum, Joe." diyerek Joe'nun sarılışına karşılık verdi, Charlie. Natalia'yı tebrik eden Gaten, gülmemek için dudaklarını birbirine bastırırken herkes gibi Joe'ya baktı; vereceği cevabı ölesiye merak ediyordu.

Kızılcık Şerbeti #wattys2020 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin