1 HAFTA SONRA
"Yani kabul ediyorsunuz?"
"Evet, kabul ediyorum."
"Emin misiniz Bayan MacLaughlin?" diyerek araya girdi, avukat.
"Eminim."
"İsterseniz bir kez daha okuyabilir ve teyit edebilirsiniz." dedi ve masadaki kağıdı avukata verdi, polis memuru.
Avukat, derin bir iç çekerek Bayan McLaughlin'e baktı. Kadın, başını sallayarak ona onay verdi.
"Ben Caleb McLaughlin'in annesi April McLaughlin olarak, oğlumun psikolojik sorunlarının olduğunu onaylıyor, raporunu dosyaya ek olarak bırakıyor ve tüm sorumluluğu üstlenerek sebep olduğu her şey için özür diliyor, oğlumun tedavi olacağına garanti veriyorum."
"Bunu yazıyı vermeyi kabul edip burayı imzaladığınız an oğlunuzun tedavi olması için hastaneye yatması gerekecek." dedi ve sarı bir dosyayı açıp kalemle birlikte Bayan McLaughlin'e uzattı, polis memuru.
"Yaptığı işlere tedavi olana kadar devam edemeyecek."
"Sağlığı her şeyden önemli." dedi ve derin bir nefes alarak memurun gösterdiği yeri imzaladı, Bayan McLaughlin.
"Artık hepiniz her şeyi biliyor." diyerek derin ve titrek bir nefes alıp verdi, Noah.
Bundan tam 1 hafta önce Dylan, her şeyi öğrendikten sonra Caleb'ın evine gitmiş ve onu bayıltana kadar dövmüştü. O olaydan sonra Bayan mcLaughlin, Dylan'ı şikayet etmişti ancak nedenini ve Caleb'ın yaptıklarını öğrenince bu şikayetini hemen geri çekmişti. Bunun üzerine Noah ve Finn, olan biten her şeyi Rose'a anlatmıştı ve tam 1 haftadır Rose, bununla ilgileniyordu. Psikolojik sorunları olduğuna dair rapor olduğundan dava açamıyorlardı ancak onu hastaneye tıkmak da bir şeydi. En azından birkaçı için.
Ve şu an Noah ile Finn, herkesi hastanenin arka bahçesinde toplamış ve Sadie'nin başına gelen her şeyi anlatmışlardı.
"Buna inanamıyorum." dedi Gaten, şok olmuş bir şekilde.
"Caleb bunu nasıl yapar?"
"Aklım almıyor!" dedi ve parmaklarıyla şakaklarını ovmaya başladı, Ayla.
"Psikolojik sorunları olduğunu biliyor muydunuz?" diye sordu, Malcolm.
"Hayır, haberimiz yoktu. Hiçbirimizin."
"Aslında ben biliyordum, Millie." dedi, derin bir nefes alarak, Noah.
"Ne demek biliyordum?" diyerek şaşkınlıkla yanında oturan Noah'a baktı, Finn.
"Biliyordun ve beni uyarmadın mı? Hiçbirimize söylemedin mi?!"
"Düşündüğün gibi değil, Finn! Caleb'ın eve geldiği günü hatırlıyor musun? Gece. Sen, ben ve Sadie vardı ve seninle bir şey konuşmam gerektiğini söylemiştim. Daha bir gün önce öğrenmiştim, dostum."
Finn, gözlerini kapatıp elleriyle yüzünü sıvazladı.
"Peki şimdi ne olacak?" dedi ve Wyatt'ın elini tuttu, Sophia.
"Caleb hastaneye yatacak ve biz de Sadie'nin iyileşmesini bekleyeceğiz." diyerek elleriyle oynamaya başladı, Dylan.
"Sizce her şeyi hatırlayacak mı?"
"Bunu doktora sorman lazım, Dacre."
"Yanıtı olumlu olacakmış gibi gelmiyor." diyerek Joe'ya baktı, Natalia.
"Peki neden hiçbirimizi hatırlamazken Caleb'ı hatırladı?" diye sordu, Wyatt. Jeremy, ona uyaran gözlerle baksa bile söz ağızdan çıkmıştı bir kere. Finn, sinirle solumaya başlamıştı ama sakinliğini de korumaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızılcık Şerbeti #wattys2020
Fiksi PenggemarGözlerini ilk açtığında nasıl hissettiğini asla hatırlayamazsın. Gözlerini sonsuzluğa kapattığında da bu duygu hissedilmez gelir sana. Fakat şimdi, Gerçekten anlıyorum. Çünkü biliyorum, hissediyorum ve masum bir bebek değilim. Gerçek adımı, yaşımı...