14 Şubat 2018
Sevgililer Günü.
Çiftlerin kendilerini en özel hissettiği tek gün.
Tıpkı:
Millie ve Jacob,
Gaten ve Lizzy,
Natalia ve Charlie,
Dacre ve Liv,
Özellikle de Finn ve Sadie gibi.
13 Şubat sabahından beri heyecandan yerinde duramayan Sadie, o gece 14 Şubat olana kadar gözünü bile kapatmamıştı. İçinden bir his, tam 00:00'da Finn'in ona mesaj atacağını söylüyordu ama bu, genç kızın beklediği gibi olmadı.
Finn, ona mesaj atmadı.
Sadie, her ne kadar bozulsa ve kırılsa da bozuntuya vermedi. Abarttığını düşündü. Normal, sıradan bir gün için bu kadar heyecana ne gerek var- derken yine yüzünü yastığa gömdü ve ufak bir çığlık attı.
Finn'in, Sadie'yi öptüğü günden sonra pek fazla diyalog kurmamışlardı. Sadie, fazlasıyla utanmıştı çünkü. Buna daha fazla dayanamayan Finn ise Sadie'nin evine gitmiş ve onu sahile götürmüştü. Rengarenk uçan balonlar ve bir demet çiçek alarak onu sevdiğini söylemişti. Sadie, ilk başta hislerinden pek de emin değildi ama Finn'in onu öptüğü geceden sonra anlamıştı. Sadie, Finn'i seviyordu. Bu yüzden Finn, Sadie'ye çıkma teklifi ettiğinde ona sıkıca sarılmış ve teklifi kabul etmişti, genç kız. İlişkileri yalnızca birkaç hafta geçmesine rağmen mükemmel gidiyordu.
Şimdi ise Sadie, evde çıldırmak üzereydi. İçi içini yiyordu. Bir yandan Finn'in ona nasıl bir şey yapacağını düşünüyor, bir yandan da Finn'e aldığı hediyeyi beğenip beğenmeyeceğini düşünüyordu.
"Ah, Tanrım!" dedi, çalan telefonuna karşı. Koşarak yatağa atladı ve telefonu eline aldı. Arayan kişi ise Finn değildi. Bu yüzden hemen somurttu ve aramayı yanıtladı.
"Nasılsın bakalım?"
"Moralimi çok bozdun şu an." dedi ve kendisini sırtüstü yatağa bıraktı.
"Ne yaptım ki ben şimdi?"
"Finn arıyor sandım!"
Noah, Sadie'nin bu söylediğine kahkaha atmadan edemedi. Sadie'nin ise kaşları çatıldı.
"Ya ben burada çıldırmak üzereyim ama sen orada gülüyorsun!"
"Benim kafam rahat ya."
"Sevgilin olunca göreceğim ben seni."
"Sadece nasıl olduğunu merak etmiştim ve öğrendim o yüzden seni çıldırmalarınla baş başa bırakarak kapatıyorum." dedi ve gülerek telefonu Sadie'nin yüzüne kapadı.
Sadie'nin zaten bozuk olan morali ise Noah'ın bu hareketiyle tamamen yerle bir olmuştu.
Ağlamaklı bir ses çıkardı ve iç çekti. Ardından çalınan kapıyla kendine çeki düzen verdi.
"Girebilirsin."
Kapı açıldı ve Millie, hızla içeri girdi. Sadie'ye gülümsedi ve heyecanla yanına gidip oturdu.
"Bu akşam için çok heyecanlıyım!"
"Ben de çok gergin."
"Saçmalama! Gergin mi? Senin sevgilin eşittir Finn Wolfhard, hatırlatayım dedim." diyerek güldü, Millie.
"Biliyorum ama sabahtan beri ne aradı ne de mesaj attı."
"Vardır bir sürprizi, meraklanma sen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızılcık Şerbeti #wattys2020
FanficGözlerini ilk açtığında nasıl hissettiğini asla hatırlayamazsın. Gözlerini sonsuzluğa kapattığında da bu duygu hissedilmez gelir sana. Fakat şimdi, Gerçekten anlıyorum. Çünkü biliyorum, hissediyorum ve masum bir bebek değilim. Gerçek adımı, yaşımı...