31 Aralık 2017
Herkesin heyecanla beklediği bir günün akşamıydı. 31 Aralık akşamı...
Stranger Things ekibi olarak özel bir mekanda kutlama yapılacaktı. Kutlama saat 22:00'da başlayacak olmasına rağmen saat 21:30'da herkes yavaş yavaş akın etmeye başlamıştı.
Ve o gün için özenle hazırlanan kızlar vardı. Açık ve fönlü saçları, sade makyajları, güzel gülümsemeleri ve hayallerini süsleyen elbiseleriyle tamamiyle hazırdılar.
"2018'e birlikte gireceğiz ya! Hâlâ inanamıyorum!" dedi sevinçle, Millie. Kızlar onun bu heyecanına minik bir kahkaha attı.
"2018 geldi, yo!" diyerek içeri girdi, Caleb. Rap yapmaya çalışan Caleb'ın o hâlini gören erkekler ise içlerindeki mutlulukla beraber anırmaya başladılar.
Caleb, normalde olsa asla onlara taviz vermez ve en güzel cevabı yüzlerine çarpardı ama onun da diğerlerinden farklı bir yanı yoktu.
"Söylediğin iyi oldu ya, bilmiyorduk." dedi Gaten, birkaç dakika sonra gülmesi durunca.
"Saçlarım şekil, önümden çekilci Joe nerede?" diye sordu ardından Gaten, gülerek.
"Saçlarını yapmakla meşguldür." dedi ve yine güldü, Noah.
Ardından herkes kendi arasında sohbet etmeye başladı. Sadece Finn konuşmuyordu. Çünkü aklı da gözleri de Sadie'nin sosyal medyaya attığı fotoğrafta kalmıştı.
Yavaşça ayağa kalktı ve kapıya yöneldi. Herkes kendi aleminde olduğu için kimse Finn'e soru sormadı.
Finn, telefonu kapatıp cebine koydu ve başını kaldırdı. Tam o anda sert bir bedenle çarpıştı.
"Nereye bakalım?" diye sordu, gülerek.
"Sıkıldım da biraz. Dolanıyordum öyle."
"Tamam. Yanımıza gel yine." dedi ve Finn'in omzuna vurarak yanından ayrıldı, Joe. Finn, derin bir iç çekti ve büyük koridorda ilerlemeye devam etti. Gelen insan sesleri üzerine kaşlarını çatarak karşılık verdi. Altın kaplamalı korumalıklara yaklaştı ve aşağı baktı. Çalışanlar hâlâ koşuşturmaca içindeydi ve davetliler saatin erken olmasına rağmen şimdiden gelmeye başlamıştı.
Finn, iç çekerek geri adımladı. Neyseki hazırlandıkları bu kata dışarıdan davetli olan konuklar giremiyordu.
"Ee, geliyor mu seninki?" diye sordu aynaya bakıp küpesini takmaya çalışırken, Natalia.
Lafın kendisine geldiğini anlayan Millie'nin yüzü anında kızardı ve utançla Natalia'ya baktı.
"Evet."
"Nihayet tanışacağız desene." dedi, gülerek.
"Natalia yaaa."
Bunun üzerine Sadie ve Natalia gülmeye başladı. Millie ise birkaç saniye sonra onlara katıldı.
"Biz niye bu kadar azız?" diye sordu sonra, Millie.
"Nasıl yani?" dedi, Sadie.
"Bi' erkeklerin sayısına bak bir de bizim."
"Az olmak her zaman iyidir." dedi, Natalia.
"Hem, Winona ve Cara da var."
"Evet ama onlar başka." dedi ve derin bir iç çekip konuşmayı bitirdi, Millie.
Natalia, son dokunuşları yaptıktan sonra kızlara döndü ve gülümsedi.
"Gitme zamanı geldi, ha?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızılcık Şerbeti #wattys2020
Hayran KurguGözlerini ilk açtığında nasıl hissettiğini asla hatırlayamazsın. Gözlerini sonsuzluğa kapattığında da bu duygu hissedilmez gelir sana. Fakat şimdi, Gerçekten anlıyorum. Çünkü biliyorum, hissediyorum ve masum bir bebek değilim. Gerçek adımı, yaşımı...