Taehyung'un 'İşte şimdi bittik' bakışları eşliğinde kalbim delicesine atarken karşımızdaki üyeye bakıyordum. Bakışları saliseler içerisinde sert bir hal alırken büyü yapmak üzere hızla elini kaldırdı. Tamamen reflekslerim sayesinde -hatta elimi bile kaldırmamıştım- kaslarının donmasına sebep olduğumda kaskatı kesildi. Gözlerinden nefret akarken yumruğumu sıktım ve göz temasını kesmedim. Taehyung artık şaşırmanın manasız olduğunu anlamış olmalı ki olduğu yerde dikilmek yerine koşar adım üyenin yanına gitti ve sinir bozucu bir gülümseme eşliğinde mırıldandı. "İyi uykular!"
Ardından elini alnına hizaladı ve gözle görülür büyü parıltıları eşliğinde üyenin bilincini kaybetmesini sağladı. Kollarına yığıldıktan sonra bana baktı. "Ne yapacağım bunu?"
Gergince sitemle karşılık verdim. "Sikeyim, ben nereden bileyim Taehyung?! Boku yedik biliyorsun, değil mi? Gebermezsek çok güzel olacak!" Sinirle bir nefes verip Taehyung'un yanına gittim ve üyenin bir kolunu omzuma attım. Taehyung da diğer kolunu omzuna attı.
İkimiz de aynı anda sınıfa baktığımızda -öylesine gergindik ki öğrencilerin varlığını bile unutmuştuk- dudaklarımız şokla aralandı. Bugün daha fazla şaşırabilirmişiz gibi...
Hepsi derin bir uykudaydı. Bu kaltak ne yapmıştı onlara?
"Bir köşeye çöküp ağlamak istiyorum," diye fısıldadım gözlerim zemine dalmışken. Taehyung omzundaki kolu bıraktı ve benim gibi güçsüz bir şekilde fısıldadı. "Al benden de o kadar." Ben de omzumda kalan kolu bıraktım ve aldırmadan üyenin yere düşmesine izin verdim. "Belki de bizi test ediyorlardır," diye mırıldandım.
Taehyung omzunu silkti ve dalgınca gülümsedi. "Emin ol test edilseydik, çoktan yanımızda bitip bizi okuldan attıklarını söylerlerdi."
İstemsizce güldüm. "Pek başarılı bir sonuç veremedik."
"Öyle," diye mırıldandı.
Siktiğimin salonunda biz ne konuşuyoruz böyle? Az sonra bizi almaya gelecekler. Baygın bir üye ve iki görevli var. Ha bir de, bizim bayıltmadığımız yaklaşık otuz küsur kadar da öğrenci var.
Öğrenci.
Baygın.
Chaeyoung.
Siktir!
Transtan çıkmış gibi başımı iki yana salladım ve doğrudan Chaeyoung'un olduğu yere baktım. Elleri masadan sarkıyordu, başını masaya yaslamıştı ve yüzü huzursuz bir ifadeye ev sahipliği yaparken kabus görüyor gibi görünüyordu. Koşarak yanına gittim ve masanın önünde diz çöküp ellerini ellerim arasına aldım. "Chaeyoung!" Çok sesli olmasa da sitem halinde ismini seslendim. Endişeli bir ifadeyle ona bakarken, bana hiçbir tepki vermemişti. "Ne yaptı bu kadın?!" dedim sinirle ve diğer elimle Chaeyoung'un yüzüne düşen saç tutamını arkaya attım. "Chaeyoung güzelim uyan hadi," diye mırıldandım. Uyanmayacağını biliyordum. Bir umut mırıldanmıştım işte.
"Onu seviyor musun?" Taehyung'un şüpheci sesiyle kaşlarımı çattım. Arkama dönüp kavga etmek istedim ama aptallık etmememiz gerekiyordu. Zira her an gelebilirlerdi. Muhtemelen üye de haber vermek için çıkmıştı.
Elim hala Chaeyoung'un elindeyken ayağa kalktım ve kapıdaki üyeye baktım. "Onu saklamamız gerekiyor, az sonra gelecekler."
Başını yana eğdi. "Kim, neden gelecek?"
Huzursuzca derin bir nefes aldım. "Ben bunu anlatmaya kalkarsam zaten ben bitiremeden gelecekler, Taehyung. Boş boş sorular soracağına bana yardımcı ol."
Omzunu silkti. "Beni kötü bir şey yapmadığına ikna edersen sana yardımcı olurum."
Şaşkınca kaşlarımı kaldırdım. İstemsizce sesimi yükseltmiştim çünkü Taehyung feci derecede sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Beni anlamamakta ısrar mı ediyordu? Her icraata geçmemizi istediğimde başka saçma bir soru soruyordu. Kasıtlı olarak bana engel olmaya çalıştığını hissettim nedense.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘀𝗶𝘆𝗮𝗵 𝗽𝗲𝗹𝗲𝗿𝗶𝗻'ʳᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏ'
Hayran Kurgukaranlık sular titreşti, uzaklardan boğuk bir ses duyuldu, güneş parladı ve karanlıkla birleşti, iki zehirli ruh ölüm çukurunda salındı ve çukur yuttu seçtiği ruhu *** aksiyon, fantastik, gizem. ⌠ 𝓹𝓪𝓻𝓴 𝓬𝓱𝓪𝓮𝔂𝓸𝓾𝓷𝓰 ✾ 𝓳𝓮𝓸𝓷 𝓳𝓾𝓷𝓰𝓴𝓸�...