Doğum Günü Dilekleri

332 45 21
                                    

"Günaydın," diye fısıldadım. Kafamı göğsünden kaldırırken uykulu uykulu ona gülümsedim. Ona baktım, tüm gece yatağımdaymış gibi görünmemesi benim için hayret vericiydi. Mükemmel görünüyordu.

Taehyung da gülümsedi. "Günaydın."

"Tüm bunlar, hayatım olmak için fazla mükemmel," diye mırıldandım. Kafamı geri koyup Taehyung'un yanına daha da sıkıca kıvrıldım.

Saçımı okşarken ufak bir kahkaha attı. "Bu daha iyi. Sana uyurken sarılmayı, yangın merdiveninde..."

Alnım kırıştı. "Ne?" diye kafam karışarak sordum. Dirseğimin üzerinde doğrulunca suçlu ifadesini yakaladım. "Yangın merdiveninde ne?"

Taehyung iç çekti. "Yangın merdiveninde oturmaktan daha çok sevdim," diye istemeyerek yanıtladı.

Gözlerim büyüdü. "Penceremin dışında mı oturuyordun?" Yavaşça onayladı. "Neden?"

"Kabus gördüğünde merdivende oturuyorum ve o zaman kalbin eskisi kadar hızlı atmıyor." Tepkimi izliyordu.

"Taehyung her gece kabus görüyorum."

Taehyung kaşlarını çattı. "Biliyorum. Sana ne kadar yakınsam o kadar iyi uyuyorsun. Belki de birbirimize olan çekim yüzündendir. Ama kabuslar olmasa da büyük ihtimalle yine yapardım çünkü... Uzun süre senden ayrı kalamıyormuşum gibi görünüyor."

Kaşlarım kalktı. "Benden uzak kalamıyor musun?" Söylediğini tam olarak anlayamıyordum çünkü son birkaç haftadır benden uzak kalma işinde oldukça başarılıydı.

Taehyung'un dudakları acımasız bir çizgi haline geldi. "Gün içinde, orada olduğumu anlamayacağın şekilde uzak kalıyordum senden ama geceleri, uyuduğunda yaklaşabilirdim," diye kabul etti.

Kaşlarımı çattım. "Ya..." diye soludum, konuşamadım.

Taehyung'un kaşları büküldü. "Ya?"

Kalbim daha hızlı atarken, "Benden habersiz beni mi koruyordun?" diye sordum.

"Benim en önemli görevim oldun Jin. Yapmak istediğim tek şey seni korumak. Geri kalan her şey bunun karşısında önemsiz," diye mırıldandı, sanki itiraf ediyordu.

"Şey. Peki," diye soludum.

"Peki?" Sesi umutluydu. "Seni korumamı sorun etmiyor musun?"

Kafam karışık halde, "Beni korumana izin verdim Tae," diye yanıtladım.

Kaş çatmamaya çalışıyordu. "Hayır, artık koruman olamayacağımı söylemiştin."

"Davete ne diyorsun?"

"Sadece refakatçin olmamı istemiştin."

"Yejoon'a yaptığının refakatçi olmaktan biraz farklı olduğunu söylerdim," dedim titreyerek. "Yani orada olduğunu bana belli etmeden beni izliyordun?" Bu konuda nasıl hissedeceğimi bilmiyordum.

"Evet... Senin gibi birini korumasız bir şekilde, öylece tehlikede bırakamazdım. Gelmeni uzun zamandır bekliyordum."

Kalbim şiddetle atarken, "Benim gibi biri?" diye sordum.

"Beni canlandıran bir ışık... Tutmayı arzuladığım bir el..."

Tamamen mutlu hissederek, "Ya," dedim.

"Ya?"

Utanarak, "Yani... Eski işini geri istiyorsun?" diye sordum.

"Beni kovmana hiç izin vermedim," dedi seksi gülümsemesiyle. "Bugün ne yapıyorsun?"

INEVITABLE |TAEJIN|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin