minsung chat
hanww
Evde misin?minleeknow
EvetBir şey mi oldu?
hanww
Ben pek iyi değilimBiraz konuşmak istiyorum
minleeknow
TamamNerede?
hanww
Sana geliyorumYirmi dakikaya orada olurum
minleeknow
Bekliyorum.*hanww çevrimdışı*
*minleeknow çevrimdışı*
¤¤¤
Arkadaşlarıyla bu konuyu tartışan Minho, Jisung gelene kadar içecek bir şeyler hazırlamaya karar vermişti. Mutfakta bardaklara buz koymakla uğraşırken zil sesini duyduğunda elindeki buz kabını tezgaha bırakıp kapıya ilerledi. Kolu aşağıya indirip kapıyı açtığında yorgun görünen ve saçları dağılmış olan sevgilisini gördü.
Jisung, içeriye girer girmez Minho'ya minik bir öpücük vererek kollarını onun beline sardı. Başını omzuna yaslayıp yüzünü boynuna doğru yaklaştırdı.
"Seni özledim."
"Dün de beraberdik."
"Bu özlememem için bir sebep değil."
Hafifçe gülümsedi ve kollarını Jisung'a sarıp saçlarının üstüne bir öpücük kondurdu. Nemli saçlarından yeni duş aldığını anlamak zor değildi. Saçlarındaki hindistan cevizi kokusu Minho'nun çok hoşuna gidiyordu.
Jisung, sarılmayı bıraktığında konuşmak için hamle yapan Minho'yu dudaklarını birleştirerek susturdu. Minho ise anın tadını çıkarmaya karar verip ona ayak uydurdu.
Nefes almak için ayrıldıklarında Jisung, dudaklarını Minho'nunkilere sürterek, aşağıdan yukarıya doğru hafifçe, onun dudaklarını yaladı. Bu hareketi birkaç kez tekrarladığında Minho gülümsemişti.
"Bir haftadır moralim çok bozuk ama yanında o kadar iyi hissediyorum ki bir anda her şeyi unutuyorum."
"Nedenini anlatmak ister misin?"
"Konuşmak istediğim konu da oydu."
İçeriye geçtiklerinde Minho mutfağa giderken Jisung da kendini koltuğa bıraktı. Tek yaptığı mutfakta içecek hazırlayan sevgilisini izlemekti.
"Açıkça söylemek gerekirse dalgın görünüyordun ve bunun sebebini çok merak ediyordum. Sorun ne?"
"Sorun benim. Sorun hiçbir şeyi unutamayıp kendimi ve sevdiklerimi üzmem. Aptalın tekiyim."
"Öyle söyleme."
Elindeki bardaklarla Jisung'un yanına giderken sitem edercesine konuştu. Kendine hakaret etmesi hoşuna gitmemişti. Bardakların birini ona uzatıp yanına oturdu.
"Kendine kötü sözler söylememelisin. Ne olursa olsun ailen ve ben yanında olacağız."
Jisung, Minho'nun söylediklerinden sonra gülümseyip içeceğinden bir yudum aldı. Bardakları yarıya inene kadar konuşmamışlardı. Sonunda cesaretini toplayan Jisung, bardakları masaya bıraktı ve Minho'nun kucağına oturdu. Bu ani hareketiyle şaşıran Minho ise öylece onun yüzüne bakıyordu.
"Çocukluktan beri hep sessiz biryidim. Hiç arkadaşım olmamıştı ve yaşıtlarım benimle konuşmazdı. Bu yüzden tek başıma takılırdım ama kişilik bozukluğunu ortaya çıkaran mesele o değildi. Birkaç yıl önce yaşadığım şeyler yüzünden insanlarla iletişim kurmayı kestim; çünkü korkuyordum. Benim için tekrar birine güvenmek çok zordu. O olayın etkisinden çıkamamıştım."
Jisung, sakince yaşadıklarını anlatırken Minho da aynı şekilde dinliyordu onu. Ara sıra bacaklarını ve belini okşuyor, yumuşak saçlarına dokunuyordu.
Dohwan ile nasıl tanıştığını, onunla birlikteyken neler yaşadığını anlattı. Suçlama olayından da bahsetti. Minho, Dohwan'a karşı öfkeyle dolmuştu. Bunları Jisung'a yapmış olması da sinirlenmesine sebep olmuştu ama ona güvenen ve henüz reşit olmayan hiçkimseyi böyle işlere bulaştırmaması gerekirdi.
"Üç yıla yakın bir süredir onu hiç görmedim. Sinemadan çıkıp sen gittikten kısa süre sonra da yüksek dozda uyuşturucu kullanımı yüzünden öldüğünü öğrendim."
"Odana girdiğimde kapattığın kutunun içinde ne vardı?"
"Birkaç fotoğraf."
Hafifçe kafasını salladı ve parmaklarını nazikçe onun parmakları arasına geçirdi. Yüzündeki güven verici gülümseme ile konuştu.
"Üzme kendini. Ne kadar kötü ya da iyi olursa olsun her anıyı bir gün unutursun."
"Sürekli kendime hatırlatıp durmasam belki unuturum."
"Hatırlamak istemiyorsan onunla ilgili her şeyden kurtul. Fotoğraflar veya kutunun içinde her ne varsa. Hepsini at."
Daha fazla konuşmak istemediği konuyu kapatmak için Minho'ya doğru eğildi ve dudaklarına ufak öpücükler bırakmaya başladı. Minho'da bacaklarındaki ellerini beline çıkarıp sıkıca sardı. Jisung'un minik öpücüklerinden sıkılıp dudaklarını birleştirdi.
Dudaklarını emerken sırtında gezinen ellerini karın kaslarına doğru götürdü. Boynuna yöneldiğinde Jisung kafasını arkaya atmış, Minho için daha geniş bir alan yaratmıştı.
Bir süre birbirlerinin vücutlarını öpücükler bırakmaya devam ettiler. Uyumak isteyen Jisung, kollarını Minho'nun boynuna sarıp yüzü ensesine gelecek şekilde omzuna yaslandı.
"Birlikte uyuyalım mı?"
Uykulu sesiyle sorduğu soru Minho'yu gülümsetirken Jisung burnunu ensesine sürttü. Minho ise onun bacaklarını sıkıca kavrayıp yatak odasına doğru ilerledi. Birbirlerine sıkıca sarılıp, mırıldanarak konuştukları dakikaların ardından uyumuşlardı.
₪₪₪
❤2.095
@minleeknow Şirin. @hanww~~~
Hello everyone!Yine sadece Minsung içeren bir bölümle buradayım. Ne diyebilirim ki? Favori shipim olduğunu anlamak pek de zor değil.
Bu bölümün ardından All Alone'un giriş ve ilk bölümünü yayımlayacağım. Okuyup yorum yaparsanız çok sevinirim. Bu kitap bittiğinde de Dandy'yi yayımlamayı düşünüyorum. Bölümleri silip tekrar yazmaya başladığım için biraz daha zamana ihtiyacım var :/
Umarım beğenmişsinizdir. Kendinize dikkat edin! Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın💙💙
[[Bu bölümün şarkı önerisi; Blackpink - Lovesick Girls]]
(The Album'deki tüm şarkıları çok sevdim. Özellikle Pretty Savage ve Crazy Over You çok hoşuma gitti. Şarkıları dinlediniz mi? Bir favoriniz var mı?)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
schizoid [sᴋᴢ] ✅
Fanfiction"Garip olan ben değilim. Diğer insanlar birilerine ihtiyaçları olduğunu düşünüyorlar. Ben ise buna gerek duymuyorum. Dostluklar gereksizdir çünkü biz insanlar çok acımasızız." [minsung × hyunmin × changlix × youngchan × jeongle] (070720 - 271020)