-13/1-
❝Lâl❞
Bu olanlara inanamıyordum. Resmen bozguna uğramıştım. Ondan kurtulmak istediğimi bas bas bağırırken yine onun kollarında sarhoş bir şekilde bulmuştum kendinmi ve o benimle oyuncak gibi oynamıştı. Bana da kendine de ispat etmişti aslında ondan hiç de kurtulmak istemediğimi.
İki saattir giysi dolabında Valent'in misafiriyle katılacağı yemek için kıyafet seçmeye çalışırken aslında tam olarak bunları düşünüyordum. Ne kadar aptal olduğumu. Ne kadar iradesiz olduğumu. Ve... Ne kadar âşık olduğumu.
Yo, bu sonuncusu saçmalığın daniskası oldu.
Tamam, ona karşı koyamadığım bir gerçekti. Hem de şu saatten sonra inkâr edemeyeceğim bir gerçek hâlini almıştı ama Allah aşkına...
Aşk?
Bu biraz fazla iddialı olmamış mıydı cidden? Hem de en olmaması gereken kişiye. Sanki insanlar âşık olacakları kişileri seçebilirmiş gibi. Ama ben seçmeliydim. Evet, evet bunu yapabilmeliydim. Eğer başaramazsam, yani ona âşık olursam bu bizim sonumuz olurdu.
Yaklaşık yirmi dakika sonra şık takım elbisesini giymiş, oldukça yakışıklı görünen adam odanın diğer bölmesinden çıkmıştı. Olağan bir bakış atıp "Hazır mısın?" diye sorduğunda yalnızca başımı sallamakla yetinmiştim. Yüzüne bakmıyordum. Gerekmedikçe onunla konuşmama kararı almıştım. Ne derler bilirsiniz, tavşan dağa küsmüş dağın haberi bile olmamış. Çünkü dağın bir sürü tavşanı varmış. Örneğin lobide öpüştüğü o şırfıntı. Hayır kızın da ne suçu varsa habire benden laf yiyor. Belki de haberi bile yoktu Valentino Efendi'nin çapkınlıklarından. Ah, biz kadınlar sevince o kadar saf olabiliyoruz ki. O yüzden sevmeyin kardeşim, sevmeyin. Sevmiyoruz artık, kapattık dükkanı hadi başka kapıya.
Oradan çıktığımızda kapının önündeki adamlara kısa bir bakış atıp geçiverdim. O adamın önünde el pençe divan durmaları canımı sıkıyordu.
Restorana inerken asansörde hiç konuşmadık. Zaten konuşulacak pek de bir şey yoktu. Ben boyumun ölçüsünü alıp oturmuştum, o da muhtemelen zaferinin tadını çıkarıyor olmalıydı. Pislik. Yakışıklı pislik. Hem mafya, hem yakışıklı hem de pislik. Bu kadarı da fazlaydı ama. Ona haddini bildirmeye çalışırken kendi kazdığım kuyuya düşüvermiştim. Neden? Ona olan zaafım yüzünden. Çıldırmak üzereydim ve bunu çok istiyordum ancak şuan sırası değildi. Keşke Wendy şu anki hâlimi görseydi. Ya da vazgeçtim, asla görmese daha iyi olur. Çünkü o destek olacağına köstek olur. Enişteci yalaka!
Lobiye inip restorana geçtiğimizde Luigi, Pietro ve muhtemelen Valentino'nun misafiri olan yabancı bir adamın oturduğu masaya doğru yürüdük. Biz yaklaştıkça beyler ayaklanıp bizi selamladılar, kendi aralarında el sıkıştıktan sonra misafir olan adam son derece akıcı İngilizce'siyle "Merhaba, kendimi takdim edeyim. Adım Daniel Martins." diyerek el sıkışmak amacıyla elini uzattı.
Bense planımın ikinci aşamasını hiç de atlamaya niyetim olmadığından etkileyici bir şekilde göz süzdükten sonra elimi nazikçe öpmesi için uzattım. "Ben de Lâ-" Tam adımı takdim edecekken beklenmedik bir hamleyle Valentino'nun araya girmesi beni şaşırtsa da ona kısa bir bakış atmak dışında herhangi bir şey yapmadım, tek kelime etmedim.
"Sevgilim Andrea'yla tanış Daniel."
Nereden senin sevgilin oluyordum acaba? Adımı Andrea diye değiştirmesine kızmam gerekirken sevgili kelimesine takılmam da ilginçti doğrusu kabul ediyorum. Ayrıca Daniel denen adam dudaklarını nazikçe elime götürürken Valent'in tuhaf bakışlarına maruz kaldığımız da gözümden kaçmamıştı. Ve elbette benim gibi zeki bir kadının gözünden kaçmayan başka şeyler de vardı. Mesela Valent'in beni başka biri gibi takdim etmesinden rahatsızlık duyanın yalnızca ben olmadığım gerçeği gibi. Luigi de tıpkı benim gibi onaylamayan bakışlarını kuzenine dikmişti. Pietro ise her zamanki gibi çekimserdi. Ah, aşka kıymet veren ve herkesin bir ruh eşi olduğuna inanan hassas kalpli mafya Pietro. Seni bu hayatta çok harcarlar kardeşim. Bu arada bence her şeyde olduğu gibi mafya mesleğinde de bir mafyalığa giriş sınavı falan olmalı, mesela böyle hassas karakterli insanlar mafyalığa falan atanmamalı. Çok yıpranırlar sonra.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Halikarnas'ta Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - I ღKİTAP OLDU!ღ
Ficción General❝ Her şey o gece başlamıştı. Bardan içeri girdim, içkiyi fazla kaçırdım, sahneye çıkıp şarkılar söyledim ve iner inmez hiç tanımadığım bir adamı dudaklarından öptüm. Şaka gibiydi ama güldürmemişti. ❞ ⚝ Tüm geçmişini geride bırakan, kendine yeni bir...