Elder Tale

19.Bölüm Part-2

Multimedia : Lushi

Iyi Okumalar...

Marquez'in Ağzından

Prenses Lushi merdivenlerden yavaşça inerken herkezin gözü ondaydı nasıl olmasınki beyaz saçları ,mavi gözleri ve pembe elbisesiyle gerçekten narin ve şirin bir prensesten farkı yoktu "istersen torunumda dans edebilirsin genç adam" kralın sesi ile irkildik ve gözlerimi prensesten çekerek kral'a yöneldim. Kral gülümseyerek torunuyla dans etmemi israr ederken kral'ı kırmamak için izin aldımda ve yerimden kalkıp genç prensesin yanına doğru kendimden emn adımlarla ilerlemeye başladım.

"Prenses Lushi benimle dans edermisiniz?"soruyu sorduktan sonra prensesin mavi gözleri irileşip cevap vermeden önce etrafı süzdü ve cevabını kızarmış yanaklarıyla beraber verdi "O-Olur"

●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
Burağın Ağzından

Sakar kızılla dans ederken müzik daha derin ve daha coşkulu çalıyordu sanki koskocaman balo salonunda ikimiz vardık. Müzik bittiğinde etraftan gelen alkışlarla beraber kendime geldim ve etrafa bakındım bizim gibi bir kişidaha vardı marquez yanındaki beyaz saçlı,mavi elbiseli birisiyle dans etmiş müziğin bittiğini fark edincede ellerini birbirinden ayırmadan ikiside gözlerinin içine bakıyorlardı "Burak birşeymi oldu?"niles'in narinsesiyle irkildim ona baktığımda merakla açılmış alev kırmızısı gözleriyle bana bakarken herzamanki içten gülümsememle kafamı ikiyana salladım.

■□■□■□■□■□■□■□□□□□■□■□■□■□
Marquez'in Ağzından

Gece tüm hızıyla ilerlerken prensesle ile sarayın bahçesine çıkıp yemyeşil ağaçlar ve çimenlerin bir birinden güzel çiçeklerin yanından geçerken dolunay'ın altında yanyana yürüdüğüm bu güzel kız'a baktığımda oyuncuları ve Npc'leri kıskandıracak güzellikte olduğunu fark ettim beyaz saçları,mavi gözleri ve soluk teniyle sesizce yanımda yürüyen bu prenses dolunay'ın narin ışığı altında adeta bir zümrüt parçası gibi gözüküyordu biraz daha yürüdükten sonra sarmaşıkların sardığı çiçeklerle süslenmiş olan bir çardakta oturmaya başladık.

Dolunay'ın altında beyaz saçları ışıldarken dakikalardır bir birimize bakıyorduk ama ikimizde konuşacak cesareti içimizde bir yerlerde ararken iki muhafız nöbet yerlerini değiştirirken prenses'e ve bana iyi akşamlar dileyerek yanımızdan yavaşça ayrılıyorlardı ki kolumda hissettiğim bir elle kafamı yana çevirdim. Prenses elini kolumun arasından geçirmiş daha sonra yavaşça kafasını omzuma yasladı "Siz bizden çok farklısınız"dediğinde sesindeki ince tınısını fark etmiştim "Neden sizden farklıymışız?"dediğimde bir kaç saniye durdu ve kafasını omzumdan kaldırıp "Siz burdaki herşeye bir oyun gözünde bakıyorsunuz fakat biz burdaki gerçek dünyanın içinde hayatımızı devam ettiriyoruz sence biz bir oyun figürümüyüz yoksa siz mi farklısınız?"diye sorduğunda şaşırmıştım balo salonundaki çoğu prenses ve prenslerden daha zeki ve daha dikkatli olması beni şaşırtmıştı meraklı gözlerle bana bakmaya devam ederken "Bilmiyorum fakat tek bildiğim birşey varsa ne olursa olsun evime geri döneceğim."

■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□
Halter'in Ağzından

Burak ve marquez danstan sonra ortalıktan kaybolalı dakikalar geçmişti ben ise kral ile aynı masada oturuyorduk gecenin güzelliği devam ederken kral samimi bir tavırla konuşmaya başladı "Siz bay halter sizinle bir konuda konuşmam gerek müsaitseniz"diyesorduğunda kocaman gülümseyip kafamı 'Tamam"olarak salladım. Oturduğumuz yerden yavaşça kalkarken muhafızlara gitmelerini söyleyen kral biraz önümden yavaşça balo salonunun balkonuna doğru yürümeye başladığında sadece aynı hızda onu takip ettim.

Cilalanmış gri taşların üzerinde geniş balkon ve saksılardaki bir birinden güzel çiçeklerin dolunay'ın narin ışığı altında parlarken kralın yanında sessizce etrafımdaki güzellikleri süzüyordum.

"Bay Halter bildiğiniz üzere goblinler ve insanlar arasında büyük bir savaş var ve bu savaşın gidişi goblinlerin lehine oldukça insanlarımız daha çok tedirgin olmaya başladılar ve benim bu orduyu yenecek kadar yada durdura bilecek kadar asker kapasitem yok"dediğinde etrafla ilgilrnmeyi bırakıp sözleri dikkatlice dinlemeye başladım.

"Sizin bildiğiniz gibi bizim halkımız sizin köyünüzdeki savaşçılar gibi kendilerini savunamıyorlar ve gün geçtikçe goblinler çoğalmaya başladıkça bize daha büyük bir tehdit olmaya başladılar"dediğinde sakince düşündündüm ve sözünü böldüm.

"Evet gün geçtikce halk kadar bizide bu tehdit korkutmaya başladı"dediğimde kral direk konuya girdi "öyleyde daha fazla goblinler ileriye gitmeden önlemimizi alalım"dediğinde şaşırmıştım "demek istediğiniz yoksa!"dediğimde evet anlamında başını salladı ve "Goblinleri yok etmeliyiz"dedi