JUNGKOOK'TAN
- Sujin. Adam akıllı konuşmaya ihtiyacım var.
- Gerizekalı mısın Jungkook? Sana kız ayarlamaktan, yemek bile yiyemez oldum. Amacında amaç olsa.
Omuz silktim.
- Hyun Jae...
- Hyun Jae'yi bu şekilde kendine aşık ettiremezsin.
- Yaklaşık altı ay oldu. İmalarda bulunup, durdum. Anlamadı. Anlamaması benim sorunum değil. Ya bana aşık olacak. Ya da onu unutacağım.
Derin bir nefes verip, etrafa göz gezdirdi. Onu sevdiğimi anlamıyordu. Bu benim sorunum değildi.
- Jungkook sen bu kızı sevdiğine emin misin? Çorap değiştirir gibi kız değişiyorsun.
Kaşlarım çatılırken bakışlarımı ona çevirdim.
- Ne demeye çalışıyorsun? Oradan bakılınca şerefsize mi benziyorum?
- Hayır dersem yalan olur.
Sinirle sırıttım. Elimi saçlarımdan geçirdiğimde konuşmaya başladı.
- Hyun Jae bu konulardan fazla anlamaz Jungkook. O kız seni sevse bile bunu zor anlar. Senin yaptığının bir faydası olmuyor.
- Ben de sana ya beni sever ya da ben onu unuturum diyorum! Bağırtma beni şurada.
Başını iki yana sallayıp, ayağa kalktı.
- Bence sevgini sorgula Jungkook. Bu saçmalığın sonunda Hyun Jae üzülürse, Jin seni yaşatmaz.
Hızla ona söylediğim kızın yanına ilerlediğinde yutkundum.
Ben Jae'yi seviyordum.
Onu sevmeseydim, bu kadar düşünmezdim. Korkmaz, endişelenmezdim. Veya kalbim onun yanımdayken hayvan gibi tepinmezdi. Seviyordum onu. Arkadaş gibi değil. Arkadaştan öteydi sevgim...
- Merhaba.
Yanıma oturan kızla, Sujin'e baktım. Alayla sırıtıp, çantasını aldı. Ve avm'nin çıkışına ilerledi.
- Benimle konuşmak istemişsin.
Tam reddetmek üzereydim ki aklıma gelen anla duraksadım.
'Jimin'i sana anlatmadım mı ben?'
Bakışlarımı yanımdaki kıza çevirip, tebessüm ettim.
- Evet.
~~~~~~~~~~~~
Arabadan inip, şirkete girdim. Ardından asansöre binip katın numarasına bastım. Kalbim hızla atarken boynumu kıtlattım. Bu iş niye bu kadar zordu?
Asansör durduğunda hızla odasına ilerledim. Sekreteri çıkmış olmalıydı. Aslında. Gece yarısına doğru şirkette kimse olmazdı ya...
Kapıyı açacaktım ki içerden gelen sesle durdum.
- Fransa'da adam edememişler seni.
- Sen olmayınca kafama vuracak kimse de yoktu.
Bu o çocuktu. Park Jimin...
- Jimin. Seninle biz bir özel konuşalım şu ihale işleri bitince. Hm?
- Konuşalım. Ama bak üzerime gelmek yok. Aramak istedim. Ama hattımı kaybetmiştim.
- Bu bir bahane değil.
- Hadi ama Jae! Seni özlediğimi biliyorsun.
Kıkırdamasını duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Friends JJK
ФанфикO senin neyin oluyor, dediler. Uzaktan dedim. Uzaktan yandığım olur kendisi... ~~~~~~~~~~ - Seni seviyorum.