HYUN JAE'DEN
- Jae. Kızım hadi yemeğini ye yine yatarsın kuzum. Kalk.
Annemin sesiyle uyandığımda gülümsedi.
- Hadi annem. Kalk.
Esnedikten sonra yataktan kalktım. Bakışlarım penereye kaydığında kaşlarımı kaldırdım. Akşama kadar uyumuştum.
Annem odamdan çıkınca banyoma girip, elimi yüzümü yıkadım. Kuruladıktan sonra, odama geri girdim. Telefonumu açıp, gelen mesajlara baktım.
Gönderen: Best Friend
Birincisi iyiyim. Sadece çalışıyordum. İkincisi sevgilim yok, sadece sinirle ağzımdan çıkan bir laftı. Ve neden sinirli olduğum konusunda açıklama yapmayacağım. Üçüncüsü, sinirim sana değil. Küsmedim. Dördüncüsü. İhalen nasıl geçti? Ve son olarak. Yemeğini ye ve iyice dinlen.Mesajı tebessüm etmeme sebep olurken, benden iyi bir trip çekeceğini aklımın bir köşesine kazıdım. Telefonu bırakıp, odamdan çıktım. Aşağı indiğimde herkes sofraya oturmuştu. Ben de sofradaki yerimi aldığımda babam bana döndü.
- İhale nasıldı kızım?
- İyiydi baba. Sadece bir iki eksik vardı. Onlarıda anlatırken araya kaynattım. Sorun yok gibi.
Gülümseyip, başını salladığında karşımdaki, Yoongi'nin yerinin boş olduğunu gördüm.
- Yoongi nerede?
- Odasında. Seni yorduğunu düşünüp, gün boyu odasından çıkmadı. Yanındada...
- Ben bir bakayım.
Sözünü kesip, masadan kalktım. Sorun olmadığını söylemiştim. Neden böyle yapmıştı?
Odasına girdiğimde Jungkook'la konuştuğunu gördüm. Bu ne ara gelmişti?
- Abla?
Jungkook'un bana bakıp gülümsemesini takmadan Yoongi'ye döndüm.
- Yürü yemeğe.
- A..aç değilim, yedim ben.
Derin bir nefes verdim.
- Olmuş bitmiş bir şey yüzünden beni yoracak mısın?
- Suçlu hissediyorum. Ve öyleyim.
- Eğer seni gerçekten suçlasaydım, yanına gelmezdim Yoongi.
Omuz silkip, bakışlarını ellerine çevirdiğinde derin bir nefes verdim. Jungkook ise sadece bana bakıyordu.
- Yoongi. Kalk ve yemeğe gel.
- Emir verme.
- Vereceğim. Kalk!
Sinirle sesimi yükselttiğimde yutkundu. Bu çocuk cidden beni sinir etmişti. Oldu bitti işte. Suçlu hissetmesini gerektirecek bir şey yoktu.
- İt herif, kalksana!
Jungkook'un omzundan hafif dürtüklemeyle, eline vurup, ondan uzaklaştı.
- Ben aç değilim abla. Yiyin siz.
Oflayarak kapıyı kapatıp, yanına oturdum.
- Sana bunları anlatmasaydım daha mı iyiydi?
Çatık kaşlarıyla başını iki yana salladı.
- O zaman?
Derin nefes verip, sarıldı.
- Sadece suçlu hissediyorum. Sen ne kadar inkar etsende öyleyim abla.
Sırtını sıvazladım.
- Ama önemli olan hatanı anlaman. Hem dosyada çok eksiğim varmış. Yenisini hazırlayınca hepsini düzelttim. İyi bir şey yaptın bana. Zamanlaman dışında.
Diyip, güldüğümde kıkırdadı. Geri çekildiğinde ayağa kalktım.
- E hadi. Sabaha kadar bekleyemem sizi. Kalkın.
Gülümseyerek kalktı ikiside.
- Yoongi bak ne diyeceğim. Sen sanki biraz...
Gözlerimi kısıp ona yaklaştım.
- Kediye mi benziyorsun?
Gözleri şaşkınlıkla açılırken güldüm.
- Hey! Hadi ama Jae! Beni kediye mi benzetiyorsun?!
Gülerken başımı olumlu şekilde salladım. Ardından gülümseyen Jungkook'u gösterdim.
- Hatta o da tavşana benziyor.
Ben kahkaha atarken bu sefer gülen taraf Yoongi, kaşlarını çatan taraf ise Jungkook olmuştu.
Şuan çok mutluydum...
~~~~~~~~~~~~~~~~
- Kızım yapma ya! Özür dilerim! Şerefsizlik yaptım ama yapma.
Yanıma gelip, yüzümü elleri arasına aldığında geri çekildim.
- Jae lütfen.
Göz devirip, yatağa oturduğumda önüme çömeldi.
- Haksızsın diyemem. Haklısın. Ama.
Derin bir nefes verdi.
- Boşversene.
- Yaptığın şey çok saçmaydı. Bir anda kendi kendine triplere girdin. Ne kadar üzüldüm, biliyor musun?
Başını eğip, yüzünü sıvazladı.
- Sana yanlış bir şey söylediğimi sandım.
- Özür dilerim.
Dedi başını kaldırmadan.
- Jungkook bu sıralar sende bir şey var. Ve inan bana sırf sakladığın şey yüzünden biz değil, sen zarar görüyorsun.
Derin bir nefes verdim.
- Kime aşıksın?
Kafasını hızla kaldırıp, bana baktı.
- N..nereden çıktı şimdi bu?
- Bana aşık olduğunu söylemiştin zaten. Kim o?
Yutkunarak ayağa kalktı.
- Bunu söyleyemem Jae.
Kaşlarımı çatıp, ben de ayağa kalktım.
- Ne demek söyleyemem? Her haltını söylerdin bana Jungkook! Bu saçma şeyi niye söyleyemezsin?!
- Jae uzatma.
Odadan çıkmak için adımlamıştı ki kolundan tutup, bana dönmesini sağladım.
- Jungkook saçmalıyorsun. Ne demek uzatma?! Bunu söylemek bu kadar zor olmamalı! Her şeyini çekinmeden söylerdin bana! Şimdi ne değiş...
- Ya uzaklaşmandan korkuyorum tamam mı?! BENDEN UZAKLAŞMANDAN KÖPEK GİBİ KORKUYORUM!
Anlamazca baktığımda başını geri atıp, ellerini beline koydu.
- Niye senden uzaklaşayım Jungkook? Ne saçmalıyorsun?
Başını normal hale getirip bir süre yüzümü inceledi.
- Üzgünüm ama söyleyemem Jae.
Kaşlarım çatılırken derin bir nefes verip, saçlarımdan öptü. Ardından odamdan, sonra ise evden çıkmıştı...
Ne oluyor bu çocuğa?
********************
Evet. Bölümler geç mi geliyor artık ne.
Umarım beğenirsiniz. Kendinize dikkat edin...👋💜🐰

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Friends JJK
FanfictionO senin neyin oluyor, dediler. Uzaktan dedim. Uzaktan yandığım olur kendisi... ~~~~~~~~~~ - Seni seviyorum.