11.Bölüm

387 27 12
                                    

JUNGKOOK'TAN

- Kendine gel Jungkook! İyice şirketi boşlamaya başladın!

Alayla sırıtıp, sinirden kızaran gözlerimi ona çevirdim.

- Hayatım senin gibi işten ibaret mi olsun?! Kimseyi umursamayıp, kendimi işkolik mi yapayım?!

- Bana sesini yükseltme!

- Sende bana yükseltme!

Sustuğunda sinirle nefes verdim.

- Jungkook....

- Hayatımı senin gibi, işle mahvedemem. Sevdiğim bir kadın var. Senin yüzünden arkadaşları beni çok yanlış tanıyor.

Anlamazca baktı.

- Onu unutmak için sevgili yaptığımı sanıyorlar. Bilmiyorlar ki benim işkolik abimi biraz olsun şirketten uzaklaştıracak birini aradığımı.

Şaşkınlığı yüzünden belliydi.

- Ben yine senin için bir şeylere katlanıyorum ama sonuç alamıyorum. Teşekkürler hyung.

Hızla odadan çıkıp kapıyı çarptım. Asansöre binip, zemin katı tuşladım.

Sabahtan beri yok 'şirketi boşluyorsun' , yok 'işe geç geliyorsun' , yok 'iyice şımardın'. İşkolik mi olayım?!

Asansör durduğunda hızla inip, şirketten çıktım. Otoparka gidip, arabaya bindim. Eve doğru yol aldım. Hiç olmazsa kafa dinlerdim biraz.

~~~~~~~~~~

Telefonumun çalmasıyla bakışlarımı televizyondan çektim. Telefonu elime alıp, arayana baktım. Gördüğüm isim gülümsememe sebep olurken aramayı cevapladım.

- Jaejae?

- Çıldıracağım. Bu çocuk benle kafa buluyor resmen!

İsyan edişine güldüm.

- Ne yaptı yine?

- 'İhiliyi kizinimizsin siçlisi bin iliciğim'. Vuracaksın iki tane o olacak.

Gülmeye devam ettiğimde kıkırtısını duydum.

- Her neyse. Abinle kavga etmişsin yine.

Yutkundum.

- Sen nereden bili...

- Önemi var mı Jungkook? Beni aradı abin. 'İyi olduğundan emin olur musun' diye sordu. Ne olduğunu sordum. Kavga ettik dedi. Her neyse. İyi misin? Geleyim mi artık diyorum sanki?

- Gerek yo...

- Aç kapıyı gerizekalı! Dondum soğuktan!

Hızla ayağa kalkıp, kapıyı açtım. Beni görünce telefonu kapattı.

- Yarım saattir kapıya vuruyorum. Vuruyorum vurmasınada duyan yok.

Elimi enseme atıp, dudaklarımı birbirine bastırdım. Geçmesi için yer açtığımda hızla geçti. Ayakkabılarını çıkarıp, terliklerini giyindi ve montunu vestiyere astı. Ben de kapıyı kapatıp ona döndüm.

- Hırka getireyim mi?

Telefonunu montunun cebinden alıp bana döndü.

- Gerek yok.

İçeri geçip, koltuklara oturduk.

- Neden kavga ettiniz?

Aklıma gelen kavgamızla göz devirdim.

Friends JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin