Birkaç dakikadır, otelin önünde Jaewon'u bekliyordum. Sabah aniden bana otelden ayrılacağını söylediği bir mesaj atmış ve mümkünse gitmeden önce görüşmek istediğini söylemişti. Böylelikle, kendimi otelin kapısında onu beklerken buldum.
Bavuluyla birlikte otelden çıktığında bana gülümsedi ve yanıma geldiğinde derin bir nefes aldı. "Güzel bir tatildi."
Söylediği şeye istemsizce gülümsesem de ve o da bana karşılık verse de, aslında ikimizin de gülümsemelerinin ardında biraz kırgınlık vardı.
"Keyif alabilmene sevindim. İstediğin zaman gelebilirsin."
Jaewon bu sefer gerçekten güldü ve teşekkür etti. Ardından kısa bir sessizlik olmuştu ama Jaewon bu garip havayı hemen dağıtmak istiyor gibi görünüyordu. Bu nedenle asıl konuşmak istediği konu olduğunu düşündüğüm konuya hızlı bir giriş yaptı.
"Lalisa, sana sahilde söylediklerim yalan değildi. Aklında kötü bir şekilde kalmak istemem, bu yüzden bunu açıklamak istiyorum."
Söyledikleri yüzünden ne zaman tutmaya başladığımı bilmediğim nefesimi yavaşça saldım ve bedenimi saran o garip his yüzünden ellerimi arka ceplerime yerleştirdim. "Söylediklerinin yalan olduğunu düşünmemiştim ki."
"Biliyorum." Jaewon bana içtenlikle gülümsedikten sonra sözlerine devam etti. "Ama aniden otelden ayrılıyor oluşumun seni rahatsız ettiğini ve istemediğim şeyler düşünmene sebep olacağını da biliyorum. Çünkü seni iyi tanıyorum, Lalisa."
Haklıydı. Kendi kendime paranoya yapmaya oldukça müsait biriydim ve bu konu da paranoya yapılmaya oldukça müsaitti. İyi bir kombinasyon gibi görünmüyordu.
"Gidiyorum, çünkü mutluluğunu istiyorum. Benimle mutlu olacağına inansaydım kalıp senin için savaşırdım ama onu ne kadar sevdiğini de biliyorum. Sen yıllardır onu seviyorsun, sadece o bunu fark edince bocaladın."
Jaewon benim kendime bile anlatırken doğru düzgün bir dürüstlük gösteremediğim konuları yüzüme açık açık söylerken başımı istemsizce yere eğdim. O kadar haklıydı ki, dediklerini hiçbir şekilde inkar edemezdim.
"Lalisa, lütfen bana bak." İsteğiyle birlikte derin bir nefes aldım ve başımı tekrar ona doğru kaldırdım hafifçe. Benim aksime o, gülümsemeye devam ediyordu. "Sadece sana, senin iyiliğini isteyen bir arkadaşın olarak son bir tavsiye vermek istiyorum."
Hafifçe bana doğru yaklaşıp saçımı kulağımın arkasına doğru attı ve bunu yaparken öyle nazikti ki, Jaewon'un kalbinin iyiliğini bir kez daha fark ettim. Bu yüzden, bana bahsettiği son tavsiyesini verirken de gerçekten benim iyiliğimi istediği için konuştuğunu biliyordum.
"Sen Taehyung'u yıllardır seviyor olabilirsin ama Taehyung sevginin anlamını daha yeni yeni keşfediyor gibi görünüyor. Bu duyguların başedilmesi zor duygular olduğunu en iyi sen bilirsin, Lalisa. Lütfen dikkat et ve seni yeniden üzmesine izin verme."
Söyledikleri yüzünden istemsizce gözlerim dolduğunda Jaewon yeniden güldü ve "Hadi ama," diye mırıldandı. "Ağlarsan nasıl gideceğim?"
Artık dayanamayıp ona sıkıca sarıldığımda kendimi tutamamış ve iç geçirerek ağlamaya başlamıştım. "Teşekkür ederim, Jaewon. Kalbini kırdığım için de çok özür dilerim. Seni gerçekten seviyorum. Seni üzmek istememiştim."
"Biliyorum, sorun değil." Jaewon hafifçe saçlarımı okşayıp biraz sakinleşmemi bekledi ve ardından yavaşça kollarımın arasından çıktı. Baş parmaklarıyla gözyaşlarımı sildikten sonra da güneş gibi hissettiren gülümsemesiyle kocaman gülümsedi ve "Kendine iyi bak, Lalisa," dedi. Böylelikle, benim için Jung Jaewon devri tamamen kapanmış oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forever Summer ✔
HumorHayatımda ilk defa, sırf Kim Taehyung beni fark etsin diye süslendim, makyaj yaptım. Ama ne mi oldu? Kim Taehyung yanlış kişiyi fark etti. story by imyourcherry cover design by imyourcherry