"HEDEFLER VE HEDERLER"

15 1 0
                                    

  Savaş'tan
   Sabahın köründeki toplantı yüzünden kahvaltı bile edememiştim. Zaten Baran da o doktor kızın yanından ayrılmıyor gün boyu sanki yapışık ikiziymiş gibi. Var bir şeyler ben anlarım.
   Normalde dışarıda yemek yerken asla yalnız olmazdım. Ya Baran, ya Tuğçe ya da kızlar olurdu. Ama şimdi yalnızım. Sebebi-ni bilmiyorum ama biliyorum da gibi. Sanırım ben gerçekten sevi-
    Derken karşımda kırmızı mini etekli bembeyaz bacakları görünce kafamı kaldırdım ve yüzüne baktım. Bu kızı bir yerden tanıyorum ama nerden?
    "Savaş. Bugünkü partiye geliyorsun değil mi?"
    "Ne partisi?" şimdi hatırladım bu kızı. İremsu! Şu partide içip içip kendini her gün başka birinin yatağında bulan İremsu.
    "Nasıl ne partisi ya? Zaten bir haftadır ortalarda yoksun."
    'Ne diyor bu ya?' adlı bakışımı fark etmiş olacak ki "Hatırlamadın mı beni yaa?" dedi bebek konuşuyor gibi.
    "Hatırlamadım canım. Size iyi eğlenceler" diyerek kalktım oturduğum yerden. Tamam kim olduğunu hatırlamıştım ama onun bunu bilmesine gerek yoktu.
     Tekrardan işimin başına dönmek için şu sıkıcı binaya girecektim ki az ötede duran, kendini duvara yaslamış ve nefes nefese telefonda konuşan Defne'yi gördüm. Birincisi burda ne işi vardı? İkincisi kimle konuşuyordu? Üçüncüsü ne duydu da bu hâle geldi?! Hemen yanına koştum korka-rak. Ben korkuyordum ben. Savaş Vural.
      Benim geldiğimi fark edince hemen te-lefonu kapatıp saçını düzeltmeye başladı.
      "Ne oldu Defne ne bu hâl" dedim omuz-larından tutarak.
      "Hiç. Hiçbir şey"
      Sanki bir şeyden korkar gibi etrafına bakınmaya başlayınca "Gel içeriye. Sonra da bana ne olduğunu anlat." dedim. Omzunda duran elimin birini beline indir-dim ve odama doğru yürümeye başladık. Benim bildiğim Defne buna hayatta  izin vermezdi ama bu sefer benden bile hızlı yürüyerek ilerliyordu.
       Odanın kapısını açmamla günün ikinci şokunu yaşamam bir oldu. Senin burda ne işin var?!

Ateş'ten
     Toplanma alanı için şehre daha yakın bir yer şeçmeliydik. Şunlarla işbirliğim bittiği anda Defne'mi de alıp yeniden Amerika'ya döneceğim. Mutlu olacağız. Çok mutlu.
      Demir kapıyı defalarca yumrukladım her zamanki gibi.
      "Kimsin?"
      "Bu kapıyı benden başka böyle çalan biri mi var Feyzullah!"
       "Kusura bakma abi buyur." dedi kapıyı açıp içeriyi göstererek. Kuzey, ufacık pencereden sızan güneş ışığında durmuş, elindeki içki şişesini bitiriyordu. Direk lafa girdi ben içeriye adım atar atmaz.
       "Aradın mı?"
       "Aradım. Tahmin ettiğimiz gibi tanıdı."
       "Güzel." dedi kelimeyi uzatarak ve sinsi sinsi sırıtarak.
       "Eğer Sedef de düşündüğü planı başara-bilirse her şey daha kolay olur."
       "Benim derdim Sedef de değil Baran da. Ben sadece Defne'yi alıp bir hafta öncesine dönmek istiyorum Kuzey."
       Elindeki şişeden gözünü ayırıp bana baktığında gözlerindeki alevleri görebili-yordum. Onun bu hırsı tüm planı suya düşürmemize sebep olacak. Tabi kızıl şeytan ondan önce davranmazsa.
       "Sedef'ten şüpheniz olmasın. Baran'ın yanından ayrılmıyor. Dua edin de asıl Sedef Baran'a aşık olmasın."
       "Olmayacak Tuğçe!"  dedi Kuzey öfkeyle ayağa kalkarak.
       "O aptal kız Baran'ı katil sanmaya devam edecek! Kendi intikamını alıp onu yerle bir ettiği anda sen hamleni yapacak-sın. Hisselerin sende olduğunu öğrenince daha da delirecek ve işte o zaman... O zaman tutunacak tek dalı bile olmayacak..."
       Bir de bana derler psikopat diye. Bunları söylerken adamın yüzündeki ifade hiçbir yerde görülemez. O tehlikeli, hırslı, ve deli! Onunla bir olmamın tek nedeni Defne'mi geri istiyor olmam.
       Duvarda asılı duran resimlerin arasın-da Defne'yi görünce iyice yaklaştım. Kendi zihnime fısıldadım ama onun da bunu hissettiğine eminim.
       "Kaçabilirsin ama saklanamazsın Defne..."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 23, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İnti-AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin