Gandalf, Saruman’ın döndüğüne son derece şaşırmış ve bir nebzede olsa sevinmişti. Eski dostunun siyahlar içinde dünyaya dönmesi çok garip gelmişti. “Nasıl geri döndün Saruman?” gözünü Saruman’ın siyah kıyafetlerinden alamıyordu. Odası, Saruman’ı Yüzük Savaşları başlamadan önce ziyaret ettiği gibi derli topluydu. Saruman gözlerini kısıp “Bir bakıma aynı şekilde geri döndük, Gandalf.”. Gandalf yine Saruman’a danışmak niyetindeydi, artık oda bir ak büyücüydü fakat Istariler arasında en bilgesi Saruman idi. Birden Saruman’ın buraya Entler fark etmeden nasıl girdiğini düşünmeye başladı, eğer fark etmiş olsalardı Ağaçsakal mutlaka Gandalf’a bunu iletirdi, eğer halen özgür iradeye sahiplerse. Saruman, Gandalf’ın neden buraya geldiğini biliyordu, son zamanlarda oda büyük bir güç hissetmiş ve bunun kaynağını öğrenmek için araştırma yapıyordu. “Buraya gelmenin sebebi nedir eski dost?” mümkün olduğunca Yüzük Savaşları sırasında yaşadıklarını unutmaya çalışıyordu. Gandalf şüphelenmişti, Saruman’a karşı savaşmış olmasına rağmen Saruman ona ‘dost’ diye hitap etmişti. Gandalf Saruman’ın siyahlar içinde oluşundan da şüphelenmişti. Her şeyden çok Saruman’dan şüpheleniyordu ‘Ya düşündüğüm gibi dönen kötülük Melkor değil de Saruman ise?” Saruman Gandalf’ın düşüncelerini okuyabiliyordu, Melkor’un ona bahşettiği yeni yeteneklerinden sadece ufak bir kısmıydı bu. Düşüncelerini Gandalf’ın zihnine yolladı, tüm kapıları aynı anda büyüsü ile kapattı. Gandalf’ın zihninde şu kelimeler beliriyordu, her birisi bir fısıltı gibi kulağına geliyor ve beyninin içinde yankılanıyordu, bu fısıltılar o kadar şiddetlendi ki aklı ile birlikte gözleride bulanmaya, başı dönmeye başladı, sonunda aklının içinde dolaşan kelimelere yenik düştü ve zihni sadece bu kelimeleri duyacak kadar çalışıyordu, binlerce kelime aklında beliriyor ve aklının diğer işlemleri yapmasını engelliyordu. “Yersiz… Melkor… Değil… Döndü… Şüphelerin…” kelimeler zihninde çoğalıyordu ve kendinden geçti, son yapmaya çalıştığı şey kelimeleri düzgün bir sıraya koymaktı, kendinden geçmeden bir an önce bunu başarmıştı; “Şüphelerin yersiz değil… Melkor döndü.”
Néran Dol Guldur’da kalmış, cadı kral ve yüzük tayfları yeni bedenleri ile birlikte Mordor’a doğru yola çıkmıştı. Cadı Kral’ın ayrılmasından sonra Mordor’dan geldiğini düşündüğü yaklaşık 5000 ork ve 300 Troll onun emrine girmişti, bunların arasında 50 kişilik bir insan okçu birliği de vardı, derler ki bu insan okçu birliği şahsen Melkor tarafından eğitim görmüş, ses çıkaran her şeyi vurabilecek kapasiteye sahiplerdi, gözlerinin görmediği aşikardı. Gözleri yoktu, göz çukurları boştu fakat kulakları sayesinde görmeyi öğrenmişlerdi, Sauron’un Ağzı bu birliği ilk gördüğünde onlar için “Düşüncelerinizi bile duyabilir.” demişti. Görevi; Thranduil’i yok etmek ve Melkor’un kendisine verdiği karışımı her bir elf cesedinin üstüne dökmekti, böylece komuta ettiği ordunun sayısı artacak ve Erebor’a yürüyebilecekti. Melkor tüm Valar’a zarar vermek için her birisinin çocuklarının bir kısmını kendi tarafına çekmeyi planlıyordu, Harad ve Rhunlular sayesinde insanlar, Orklar sayesinde Elfler, Undalén sayesinde Isengard’da ki Entleri kendi tarafına çekmişti, tek elde edemediği Cüce sadakatiydi ve bunu kazanmaya kararlıydı. Eğer Néran’ın hareketi fark edilirse Lorien ve Kuyutorman elfleri arasında ki ateşte kalacaktı, Melkor bunun planını da yapmıştı, kendisi Minas Tirith’e saldıracak, Sauron’un Ağzı kurduğu büyük ordu ile Rivendell’i kuşatacak, Saruman Gandalf’a kurduğu tuzak ile Gwaihir yardıma gelince Gwaihir’i ele geçirecek ve Melkor’un büyüsü ile onu başkalaştıracak kurmaya başlayacağı ordu ile bir zamanlar yaptığı gibi Miğfer Dibine yürüyecekti fakat bu sefer bir Kartal ile, yada Melkor onu her neye dönüştürürse., Néran ise emrindeki ordu ile Kuyutorman’a saldıracaktı, böylece hem İnsan ve Elfler, Ölümsüz Topraklara haber yollayamayacaktı ve Orta Dünya’nın doğusu bir kıskaca düşecek, her bir şehir birer birer kendisini Melkor’a teslim edecekti, bundan sonra Melkor güçlerini toplayıp Orta Dünya’nın batısına saldıracaktı. Bu sefer Eru kendisine karışmayacaktı, biliyordu çünkü Boşluk’tan çıkmasına Eru izin vermişti “Kim hak ediyorsa hakimiyet onun olsun.” Demişti ve Melkor’dan aldığı tüm yetenekleri geri bahşetmişti fakat buna karşılık Istarilerin büyü yapma yasağını kaldırmış ve onlarında kısıtlanmış güçlerini geri vermiş, Saruman ve Sauron’un ruhuna tekrar Orta Dünya’da vücut bulabilme imkanı vermişti. Fakat Melkor, Sauron’un ruhunun tekrar vücut bulabileceğinden habersizdi. Son savaş yaklaşıyordu, Melkor hiç olmadığı kadar güçlenecekti, Valar tekrar Melkor’a savaş açacaktı. “Son savaş yaklaşıyor” diye düşündü Néran. “Hiç görülmemiş büyük bir savaş, kimin hüküm süreceğini belirleyecek olan…”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgenin Dönüşü #Wattys2016
FanfictionJ.R.R. Tolkien'in efsanevi orta dünya evreninde geçen Yüzüklerin Efendisi'nin devamı olarak yazdığım hikayedir. Yorum ve Eleştirilerinizi bekliyorum.