Jimin, Hobi, Namjoon ve Jin otele döndüklerinde arkadaşlarını lobide, menajerleriyle otururken buldular. Önlerindeki birkaç haftanın programını anlatıyordu adam.
"Hoşgeldiniz çocuklar" diyerek onları selamladıktan sonra konuşmaya devam etti.
Yaklaşık bir iki gün sonra çok yoğun bir döneme giriyorlardı. "Buradan sonraki ilk tatiliniz anca bir ay sonra yani, o da çok uzun sürmeyecek gibi duruyor." dedi menajer.
"Malesef." dedi Namjoon.
Yoongi: En azından burada rahattık. Kimse yok, sessiz sakin falan.
Tae: Çekimler de durmuştu, ben en çok ona sevindim.
Adamın yüzü düştü bir anda. Sıkıntıyla "O iş aslında tam öyle değil." diyince herkes ona döndü.
Jimin: Nasıl yani?
"Ekipten iki kişi çekmiş bir şeyler, uzaktan da olsa elimizde bir şeyler olsun demiş şirket."
Jimin: Sen biliyor muydun bunu? diye sordu oldukça ciddi şekilde.
"Hayır, karşı çıkacağımı tahmin etmişlerdir. Bugün söylediler."
Hobi: İyi de burda ilginç bir şey yapmadık ki, ne yapacaklar görüntülerle?
"Paralı klip falan hazırlanacak herhalde yine."
Yoongi: Bts boş günlerini nasıl geçiriyor, bu inanılmaz videoya ulaşmak için yapmanız gereken tek şey yüzlerce dolar bayılmak..
"Saçmalık" diye sinirle konuştu Jimin. Diğer tüm üyeler gibi o da rahatsızdı bu olaydan. Bi şekilde bütün hayatları kayda alınıyor ve çeşitli amaçlarla kullanılıyordu. Evet bu duruma alışmışlardı, ama artık can sıkıcı bi seviyeye gelmişti.
Hak verir bir ifadeyle bakıyordu adam. Ama onun da elinden bir şey gelmiyordu.
"Tacize girer bu kadarı." diye devam etti Jimin. "En azından haber verselerdi."
Jin: Neyse olan oldu, son günümüz zaten. Boşverelim.
Hafifçe kafa sallayıp onaylarken, iki kere Jimin'in bacağına vurmuştu Jungkook, takma dercesine.
***
Günün geri kalanını güzel geçirmişler, akşama doğru da eşyalarını toplamışlardı. Otelde son geceleriydi. Yarın sabah dönüş vardı. Akşam birlikte bir şeyler içtikten sonra herkes odasına çekildi. Gece yarısından sonra ise ışıklar bir bir sönmeye başladı.
Jimin, uyumak üzereyken telefonundan gelen sesle irkildi. Jungkook mesaj atmıştı, normal mesaj. Muhtemelen interneti kapalı olduğu içindi. Önce whatsapptan atmıştır, sonra görülmeyince buradan yazmıştır diye düşündü.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Odasından çıkıp aynı kattaki Jungkook'un odasına yürüdü. Kapıyı tıklatıp cevap beklemeden girdi. Işık kapalıydı, ama Jungkook sağolsun telefonun fenerini yüzüne tutarak karşılamıştı Jimini. Aslında etrafı görebilsin diye açmıştı. Ama tabi açıda bazı sıkıntılar vardı.
"Gözüm, ya çevirsene şunu kör olacağım."
Ah pardon diyip hemen kapattı Jungkook, sonra da güldü. Jimin yanına varınca "cidden düşünemedim hyung, kusura bakma." dedi.
"Önemli değil."
Jungkook: Gelsene, bunu izlemen lazım.
Jungkook'un yanına uzandı Jimin. "Neymiş o bakayım?"
Fan yapımı komik bir editti Jungkook'un bahsettiği şey. Ama gerçekten çok başarılıydı. Dakikalarca güldüler.
"Benim üçüncü izleyişim, hala gülüyorum." dedi Jungkook.
Jimin: Şimdi tekrar baştan izlesen yine gülersin, şu haline bak.
Ekrana bakıp kıkırdayarak onayladı Jungkook.
"Neden sadece link atmadın, öyle de izleyebilirdim." dedi Jimin.
Çok anlamsız bir şey demişçesine baktı Jungkook.
Dünyanın en normal şeyini söyler gibi rahatça cevap verdi.
"Birlikte izlemek istedim çünkü, böyle daha güzel?"
"Doğru" dedi Jimin. "Çok uykum var gideyim artık, sen de yatarsın." diye ekledi. Gerçekten çok uykusu vardı.
Jungkook: Gerek var mı şimdi bi daha kalkmana? Şu çekmecede yastık var, al oradan
diyerek yatağın yanındaki geniş çekmeceyi işaret etti.
Jimin bi an şaşırdı, ama bunda garip bir şey yoktu. Üyelerle, Jungkook da dahil olmak üzere sık sık birlikte yatıyorlardı zaten.
İtiraz etmek için hiçbir sebebi olmadığından Jungkook'un dediğini yapıp yastığı aldı. Jungkook yataktaki örtüyü açıp sallayarak ikisinin üzerine örtmüş, telefonunu da kapatıp koymuştu.
Jimin "İyi geceler" diyip arkasını ona döndü. Birkaç saniye sonra Jungkook kolunu Jimin'in beline atmıştı. "İyi geceler" diye mırıldandı, yine dünyadaki en normal şeyi yapıyormuş gibi.
