Küçük ,ama şirin bir ev .Pembe duvarları ,minik odaları ,minik bir mutfağı vardı .Kapısı açık ,küçük ,bir yatak bulunan oda belli ki Serra'nın odasıydı .Çok şirin ,güzel bir odaydı.
-Burası senin odan ?
-Hıhı ,benim .Bir yatak bir dolap bir de çalışma masam var .Bu aralar yeni bir proje üzerinde çalışıyoruz bizim için önemli.Biliyorsun mimar olmak ; gününü geceni çizimlerle ,maketlerle geçirmek demektir .
Anlayışla başını salladı Süreyya.-Mimar değilim ama arkadaşlarımdan mimar olan var .Yani ondan biliyorum ben de .
Bayağı yoğun çalışıyor o da senin gibi.Serra odadan çıkıp biraz ilerledi.Sağ tarafında bir oda vardı.Kapısı kilitliydi.Anahtarı çevirip kilidi açtı.İçerisi tertemiz ,küçük bir odaydı .Bir de yatak vardı .
Serra odayı işaret ederek ;
-İşte ,senin odan .
Önce şöyle bir bakındı Süreyya.
Daha sonra ise bir adım attı .-Ne hoş ,tam benlik.Sade ve güzel .
-Beğenmene sevindim .Bu yataklar ev sahibinden kalma .İki kızı var ,şimdi üniversite okuyorlar haliyle evde olmadıkları için bize verdi.Bu da seninki .
Süreyya'nın valizine bakarak devam etti Serra:
-Esyalarını dolaba yerleştir ,birkaç parça da ben koydum . Onları da giyebilirsin .Biraz dinlen sen .
Ben de bize bir şeyler söylerim .Lahmacun söyleyelim mi ?-Çok severim.
-Tamamdır ,sen yerleş ,ben seni çağırırım .Göz kırparak çıktı odadan Serra.
Süreyya da üstünü değişip ,eşyalarını yerleştirdi ,ufak çalışma masasının üstüne de yanında getirdiği kız kardeşi ile çekindiği fotoğrafını koydu.