Süreyya'nın Anlatımıyla ...
Bir ...iki ...üç... kapıyı çalıyorum, lüks villanın siyah kapısı açılıyor bir dakika bile geçmeden.Karşımda bir kadın beliriyor , bakıyor bir süre öylece.
"Buyrun,kime bakmıştınız ?"
"Siteye girebildiğimize göre bizi tanıyan birine geldik ,bu evin sahibesi kimse ona," tüm asabiyetim ve öfkemle bir adım atıp kapıya yöneldim.Hizmetli kadının yanakları hafifçe kızardı.
"Siz,Seval Hanım 'a geldiniz değil mi ? Kusura bakmayın," kapıyı ardına kadar açıp geri çekildiğinde içeri girdik.Annem arkada ,ben önde bu büyük villanın salonuna doğru ilerledik.
"Süreyya !" Seval Hanım 'ın gözleri gözlerimi bulunca ona yaklaştım.Eliyle yaldızlı koltuk takımını işaret edince annemle ikimiz ahşap iskeletli mor koltuğa gömüldük.
Hiç zaman kaybetmeden mevzuya girdim,hepimizin ortak bir acısı vardı ve onu çözmemiz için çok zamanımız yoktu.
"Seval Hanım ,niye geldiğimizi söylememe gerek yok sanırım."
Seval Hanım kardeşimin manevi annesiydi,onun kayboluşuyla en çok üzülen insanlardan biriydi.
Hafifçe başını salladı.Onu en son gördüğümden beri değişmişti, yumuşak yüz hatları sertleşmiş, çukurlaşan göz altları ve feri sönen donuk gözleri ile 1 haftada 10 yıl yaşlanmıştı."Süreyya Serra bana hiçbir şey söylemedi .Sadece tek bir mektup bırakmış."
Annem konuştuklarımızla şimdi ilgilenmeye başlamıştı,dikkatle Seval Hanım'a döndü.
"N-ne yazmış peki ?" Seval Hanım elindeki kağıdı anneme uzattı.Annem elindeki mektuba baktıktan sonra umutsuzca bana uzattı."Bize yazdıkları gibi,kayda değer bir şey yok."
Mektubu ben de elime aldım.Kardeşim bize ne yazdıysa annesine de onu yazmıştı.Mühim bir husus üzerinde durmamıştı.Bize onun yerini tespit etmemize yarayacak bir şey lazımdı.
"Buyrun," küçük kağıt parçasını tekrar Seval Hanım'a uzattım.
"Mektupta önemli bir şey yazmıyor,yerini biz de bilmiyo-" Niye duraksamıştı, karşımda adeta put kesilen kadına baktım,bize bir şeyler söyleyecekti ,Evet evet şimdi emin olmuştum aklında şimşekler çaktığını.Lafı ağzından almak için dudaklarımı araladım,
"Söyleyin Seval Hanım,ne biliyorsanız,neyden şüpheleniyorsanız ," Seval Hanımla göz göze geldik.Anlatmaya başladı,o ana kadar bilmiyorduk ki bize anlatacaklarıyla kardeşimin izine yaklaşacağımızı.Anlattıkları işimize yarayacaktı.
"İşte böyle," dedi en son."Sinan ile Serra kardeş gibi büyüdüler .Sinan şuanda evli .Ve bildiğim kadarıyla Türkiye'de değil."
Sinan... yurtdışı ...beraber büyümüşler ,beraber ...Tabi ya !! Beynimde sanki 1000 parçalık bir yapbozun parçalarını adım adım birleştiriyormuşum gibi bir his kapladı içimi.Küçüklüğünde manevi anne ve babası yanında büyürken kardeş gibi olduğu bir çocuk varmış ,o hâlde şimdi de onun yanında olması kuvvetle muhtemeldi.
"Tamam," kırmızı kol çantamdan aceleyle telefonumu çıkardım."Bu Sinan veya ailesine ulaşabileceğimiz bir telefon numarası var mı ?" Tüm inancımla soruyordum .
"Sinan'ın ailesi bizim aile dostumuzdu .Fakat gel gör ki yıllar önce eşi Akif Bey iflasın eşiğine kadar gelince neyi var neyi yoksa ya ipotek koydurmak zorunda kaldılar ,ya da sattılar.Yurtdışında yeni bir hayat kurmak için gittiler .Bir akrabalarının yanına..." Hafızasını yokluyordu."Akif Bey'in kuzeninin yanına."
"E ne duruyoruz ,hadi bir şey yapın ,benim kızımın hayatı mevzu bahis.Onu bulun," annem lafa atıldı.Sırtını sıvazladım.
"Demek istediğim, Sinan'ın annesi ,Derya Hanım 'la birbirimizden koptuk .Eşim de Akif Beyle bir daha görüşemedi." Tam adım adım kardeşime yaklaşıyoruz derken illa bir engel çıkıyordu karşımıza .Alnımı ovuşturdum.
"Peki,Hülya," duraksadım."Yani Serra nasıl ulaşmış olabilir ki o zaman Sinan'a ? " Şayet Seval Hanım'ın dediği gibi en son yıllar önce görüşmüşlerse şimdi nereden bulabilirdi ki Serra Sinan'ı ?
"İşte orası tam bir muamma..."
devam etmek istiyordu bunu gözlerinde görebiliyordum ama bir süre sonra dokunsan ağlayacak gibi oluyor ,duygusallaşıyordu.İşte o zaman anladım ki şuanda Seval Hanım ve Haluk Bey bize yardımcı olamayacaktı.Her ne kadar üzgün de olsak mantıklı ve soğukkanlı da olmak zorundaydık.
"Peki,o zaman biz kalkalım.Karakoldan veya başka bir şekilde haber alırsak haberleşelim." Ayağa kalktım.
"Hadi anne," annem gözlerinden süzülen tek damla yaşı silerek ayağa kalktı.Hayalkırıklığına uğramıştık.
Lüks villa sitesinden çıkıp kendimizi sokağa atınca derin bir nefes aldım.
"Bulacağım yavrum,andolsun ki bulacağım seni."Annem kendi kendine yeminler ederken ben de Serhat'ı aradım.İlk çalışta telefon açıldı,
"Alo,Süreyya,"
"Serhat var mı karakoldan bir haber ?" En azından karakoldan bir haber alma umudumuz vardı ,
"Yok maalesef ,ama ellerinden geleni yapıyorlar, Serra'nın telefonuna ulaşmaya -" devamını dinlemeden telefonu kulağımdan indirdim ve kapattım.
"Var mıymış bir haber ?!" Annem in ümit dolu gözlerine hüzünle baktım.Yavaşça önümüzdeki kaldırıma çöktüm.İyi değildim.
"Anne ...su verir misin ?" Karnımı sıvazladım.Ağzım kurumuştu,kalp atışlarım acayip hızlıydı.Bebeğime bir şey olmasından korkuyordum.Aramıza gelmesi için daha 1,5 ay vardı . Aklımdan geçenler başıma gelmemeliydi.
Annem hemen çantasından su şişesini çıkardı,yarısı boş su şişesini elime verirken bir yandan da yüzümü okşadı.
"Al ,al iç ." Stres bizim için en büyük riskti.Bizim düşmanımızdı.Kardeşimi bulacaktım,ama bulduktan sonra onu affetmem sanırım fazla kolay olmayacaktı.
Yarım şişe suyu son damlasına kadar bitirdim,daha iyiydim.
"Kızım, Serhat'ı arayacağım.Gelsin bizi alsın." Annem elimdeki telefonu aldı,benden biraz uzaklaşıp Serhat'ı aradı .Birkaç adım yer değiştiriyordu,o yüzden ne dediğini tam duyamasam da sanırım Serhat'a kızıyordu.Beni bu hâlde evde dinlendirmesi gerektiğini söylüyordu.
"Tamam,bekliyoruz." Annem telefonumu çantama koydu ,yanıma çöktü.Kolunu omzuma dolamasıyla başımı omzuna yasladım.Artık benim de gücüm kalmamıştı.
"Onu bulacağız demi anne ? "
Sesim çok titrek ve cılız çıkmıştı.Bu güne kadar herkesi teskin etmeye çalışan hep ben olmuştum.Ama şimdi benim de desteğe ihtiyacım vardı .
"Bulacağız tabi,andolsun ki bulacağız .Ama sana kaç defa dedim kızım,sen gelme ben tek gideyim Seval Hanım'la konuşmaya .Dinlemedin ki beni ," yüzümü ellerinin arasına aldı, gözyaşlarımı saklamıyordum artık.Hep dimdik duran ben olmak zorunda değildim.
"Artık çok yoruldum anne, yaşanan her şeyden bıktım." Gözyaşlarım tek tek gözlerimi terk etti,ben ağladım ,annem ağladı.Serhat gelene kadar ikimiz de gözyaşı döktük...
Bölüm Sonu 🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀
Bölümle ilgili en sevdiğiniz veya sevmediğiniz şey 👉
Ben Süreyya'nın ağlamasına üzüldüm,çünkü Süreyya yazdığım en mantıklı karakter . Hamilelik süreci boyunca hep sıkıntı yaşadı 🥀İleriki bölümde ne görmek istersiniz ? 👉(Yani bir sonraki bölümde olay akışı nasıl ilerlesin ? Zaten tıpatıp aynısı olmaz da ,bir fikir olarak )
Serra yüzünden en çok üzülen kim oldu /olacak sizce ? 👉
Bölüm hakkında sorularınız 👉
Hepsi cevaplandıysa bir dahaki bölümde görüşmek üzere 😍