Harry bıkkınlıkla aynadan papyonuna baktı. Yaklaşık bir saattir papyonu takmaya çalışıyordu. Beceriksizce düzeltmeyi denemeye devam etti. Ama en sonunda sinirle ve papyonu koparırcasına çekip çıkardı ve odanın bir köşesine attı. Yan tarafındaki sandalyeye oturdu. Sinirden nefes nefese kalmıştı.
Bu sırada odanın diğer tarafından bir kıkırdama duydu. Kafasını çevirdiği de karşısındaki nefes kesici görüntü karşısında donup kaldı.
Draco Malfoy beyaz bir takım elbiseyle karşısında duruyordu. Aşırı yakışıklı görünüyordu (her zamanki gibi). Tabii bir de o güzel gülümsemesi yüzüne yerleşince nefes kesici olmuştu.
Draco Harry'nin ona bakışını görünce bir kez daha kıkırdadı.
"Eh, istemiyorsan papyon takmak zorunda değilsin."
"İstemiyorum."
Harry bir küs bir çocuk gibi söylemişti. Draco Harry'nin yanına gelip onu kucağına aldı ve dudaklarına yapıştı.
Harry Draco'yu göğüsünden ittirerek kendinden uzaklaştırdı.
"Şimdi olmaz, Draco. Aşşağıda bizi bekliyorlar."
Draco iç çekti.
"Haklısın. Gitmemiz lazım, hazır mısın?"
Harry başıyla onayladı ve Draco'nun elini tutu.
"Çok eğlenceğiz."
***
Mezuniyet töreninin ilk kısmı olan "ortak salonda son yemek" için ortak salona girdiklerinde Harry'nin hatıraları canlandı.
Burda herkes Harry ve Draco'yu öğrenmişti. Burada Draco'ya karşı olan hislerini fark etmişti. Burası arkadaşlarıyla eğlendiği yerdi. Burası Hogwarts'ın kalbi gibiydi. Ama şimdi buraya son kez öğrenci olarak girmek. Bu kalbini paramparça ediyordu.
Gözlerinin dolduğunu hissetti. Hatta bir damla yanaklarından süzülmüştü bile.
Bu sırada yanaklarında bir sıcaklık hissetti. Dalıp gittiği düşüncelerden uzaklaşıp önüne baktı.
Karşısında sevgilisi duruyordu. Draco nazikçe Harry'nin göz yaşlarını sildi ve ellerini Harry'nin yanaklarına koydu.
Harry sevgilisini üzmemek için gülümsemeye çalışsa da bunu beceremedi.
Draco Hogwarts'ın sevgilisi için ne kadar önemli olduğunu biliyordu. Sakin bir sesle fısıldadı.
"O kadar da üzülme, çocuklarımız olunca tekrar geliriz."
Harry burukça gülümsedi. Böyle bir anda onu gülümsetebilecek tek kişi Draco'ydu.
"Sorun yok, iyiyim."
Harry bunu dedikten sonra parmak uçlarına kalkıp sevgilisinin dudaklarına bir öpücük kondurdu.
Draco dostlarının yanına gitmek için elini ayırmaya çalışsa da Harry elinş bırakmadı.
Harry'e döndü. Tam bir sorun olup olmadığını soracakken Harry'nin bir elma gibi kızardığını fark etti.
"Bir sorun mu v-
"Draco ben sana aşık oldum!"
Draco duydukları karşısında sadece gülümsemekle yetindi.
Bu sırada Harry'nin alacağı cevaptan korktuğunu görebiliyordu.
Yavaşça dudaklarını tekrar birleştirdi ve minik bir öpücük kondurdu. Harry'nin hızla atan kalbini hissedebiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silver and Emerald • drarry
RomanceHarry Potter da olsan en yakın arkadaşının düşmanınla sevgili olmasını kaldıramıyorsun "Müthiş bir kitap" -Times