24

247 23 104
                                    

Merhaba canlarım. Nasılsınız? Koca bir hafta geçti, neler yaptınız?

Benim haftam pek iç açıcı geçmedi... Ailevi sorunlar vs yaşadım, biraz aksattım çoğu şeyi kafayı dağıtma ihtiyacı hissettim. Bunu yaparken de gıdım gıdım da olsa bir şeyler yazmaya çalıştım ve yazdım...

Bu benim en iyi terapi yöntemim oldu kendimi bildim bileli. Bu yolda emin adımlarla yürümek istiyorum. Umarım bir gün olur...

Ve hani derler ya hayatımda yenilikler açacak radikal kararlar aldım diye.. Sanırım birazcık size bahsedebilirim :)

Artık hiçbir şeyi eskisi gibi bakmayacak, insanları tüm yönleriyle değerlendirmeye çalışacağım. Bunu yaparken de bir taraftan bu hayata bir kez geldiğimi ve doya doya bu hayatı yaşayacağımı hep kendime hatırlatmak istiyorum.

Hikayemizde çoğu şeyler gün yüzüne çıkıyor, yeni şeyler oluyor yavaşça ve ErNaz giderek birbirine yaklaşıyor diyebilir miyiz? Bence diyebiliriz. En başta birbirleri hakkında ön yargılar son bulmalı?

Her neyse, konuyu daha fazla uzatmadan sizi merakla ve heyecanla beklediğiniz yeni bölümümüze uçurayım o halde.

OY VE YORUMU UNUTMAYALIM, UNUTTURMAYALIM!

Multimedia: Alican&Ergun ikilisi temsili...

Sizi çok seviyorum, keyifli haftalar olsun! 🤲🏻💙

🌸🌸


'Ergun?' şaşkınla ikisi de bana baktıklarında derin bir nefes alıp şaşkınlıkla Helga'ya baktım.

'Senin burada ne işin var?' Helga beni tartmaya çalışarak bir süre inceledi ve bulduğu ilk yalanı sıraladı.

'Şey, ben... Alican, Alican ne yemekler sever, nelerden hoşlanır, kaç beden giyer diye sormaya gelmiştim. Alican'ın odasında düzenlemeler yapmak istiyorum da.. ' başımı anladım dercesine salladıktan sonra konuştum.

' Keşke benim de fikrimi alsaydın Helga? ' Helga ne diyeceğini bilemediği zamanlarda  saçını kaşırdı, yine öyle yaparak konuştu.

'Annesi daha iyi bilir diye düşündüm, elbet de senin de fikirlerini alacaktım canım...' sahte bir tebessümle konuştum.

'Sende haklısın, ne de olsa oğlumdan yıllardır ayrıydım. Daha henüz tanıyamıyorum, bilemiyorum bu konuları..' Helga dudağını ısırarak baktığında Nazlı imamı anlamış ve gözleri dolmaya başlamıştı bile.

Alican yanımıza koşarak geldiğinde aklıma gelen şeyle bende onun gibi heyecanlanarak gülümsedim.

'Anne!' Nazlı, Alican'ın boyuna gelerek oğlumuzun başını öperek konuştu.

'Efendim canım? Bu ne heyecan?' Alican sabırsızlıkla ellerini sıvazladı ve konuştu.

'Hani her sene Sonbahar aylarında Futbol kampı olurdu ya... Arkadaşlarım babalarıyla giderdi... Babam- yani Niyazi babanın işi çıkardı... Babam bugün beni alırken okul kapısında asılı olan pankartı görmüş. Sonunda ben de gideceğim!' Nazlı acıyla tebessüm ettiğinde ne diyeceğimizi bilmiyorduk..

'Aaa, süper olur tabii ki.. Alican, çok sevindim! Hem açık hava size gerçekten çok iyi gelir baba oğul yürüyüş yaparsınız...' Alican, Helga'ya gülümsediğinde Helga da ona gülümsemişti.

'Çok sevindim bir tanem.. Biz bir güzel çantanı hazırlarız değil mi?' Alican hevesle aldıklarımızı annesine gösterirken bir kez daha bu duyguya geç kaldığım için kendime kızmıştım.

İkinci BaharHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin