19

259 26 121
                                    

Merhabalar sevgili okuyucularım! Nasılsınız?

Ben çok iyiyim, bu haftalık 2 günde 2 hikaye yeni bölümü benim için çok iyi oldu.

Derse çok zamanım kalıyor, hem de siz heyecanla tüm hafta yeni bölümü bekliyorsunuz 😍

Bu arada çok küçük bir şey ama Senaryo eğitimi gibi bir eğitim alacağım bunun müjdesini vereyim, online eğitim ama bu işin neresinden tutarsam kardır diye düşünüyorum açıkçası..

Üniversitede de bu işin peşini bırakmayacağım. Gerekli kulüpler, gerekli eğitimler ne olursa olsun başvuracağım. Korona izin verirse tabii..

Bu arada arkadaşlar dikkatli olalım, bizim mahalleye bile gelmiş artık bu illet... Maske + Mesafe + Temizlik... Lütfen uyalım. 😷

En uzuuun bölüm bu olsa gerek çünkü tam 2261 kelime.. 🥳

Her neyse, lafı daha fazla uzatmadan, klasik önceliklerimi söylüyorum haftaya kadar rekor oy ve yorum bekliyorum arkadaşşşşşııımmmmm!!!! 💜

Sizi çok seviyorum, keyifli okumalar... 💜

🌸🌸

-2 gün sonra -

2 gün olmuştu. 2 gündür Alican odasından sadece yemek yemek için çıkıyor, onun haricinde bizimle konuşmuyor sadece yemeğini yiyip tekrar odasına çekiliyordu.

2 gündür okulda da gitmiyordu. Ergun ise 2 gün boyunca akşama kadar benimle birlikte oğlumuzun odasının önünde nöbet tutuyorduk.

Kahvaltıyı hazırlamış çayları koymuştum. Annem, Alican'ın odasına bakıp konuştu.

'Konuşmuyor değil mi hala? Vah vah..' derin bir nefes aldım ve çaydanlığı masanın kenarına koyup konuştum.

'Ben bir gidip bakayım..' tam gidiyordum ki babamın sesiyle durdum.

'Kızım, o isteyince gelsin. Çok üzerine gitmeyin, ters teper..' Annem ile göz göze gelince babamı onayladı. Çaresizce yerime oturduğumda tabağımdaki zeytinlerle oynamaya başladım.

'Okula niye gitmiyor?'annem konuştuğunda bilmiyorum dercesine omuz silktim.

Annem dizini dövüp ah vah derken ben sadece zeytinlerle oynamakla meşguldüm. Anneme cevap vermekten daha güzel bir aktiviteydi.

Zil çaldığında derin bir nefes alıp ayağa kalktım ve annemlere bakarak konuştum.

'Sanırım Ergun geldi.' kapıya doğru ilerledim ve kapıyı açtığımda karşımda Ergun'u görünce tahminimde yanılmadığımı anladım. Ergun umutla bakıp konuştu.

'Alican odasından çıktı mı?' başımı hayır dercesine salladım. Ergun gözlerini yumup derin bir nefes verdiğinde babam Ergun'a bakarak konuştu.

'Ergun, gel evladım bir şeyler ye.' Ergun babama bakarak konuştu.

'Sağolasın Fehmi amca, ben tokum. Eşim yedirdi zorla olsa bir şeyler.' Annem ve babam birbirine bakakaldıklarında sadece derin bir nefes almakla yetinmiştim. Annem eliyle çayı işaret ederek konuştu.

'Gel evladım bir bardak çay iç..' Ergun gülümsedi ve konuştu.

'Eh hadi seni kırmayayım Rukiye teyzem.' ayakkabılarını çıkardığında önüne terlik koydum ve ceketini alıp askıya astım. Kısa sürede olsa kalbim şölene dönmüştü. Kokusunu gerçekten çok ama çok özlemiştim..

İkinci BaharHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin