31

187 8 101
                                    

Uzun bir aradan sonra herkese merhaba! 👋🏻

Arkadaşlar maalesef güzel bir girişle başlamak isterdim fakat Fehmi babayı canlandıran, Seksenler dizisinin ustası Rasim Öztekin'i kaybetmenin üzüntüsünü paylaşmak istiyorum.

Bir süredir hastanelerdeydi ve setten ayrıydı kendisi zaten. Bu zamansız gidişi, erken gidişi herkes gibi beni de üzdü.

Allah gani gani rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun, türlü rollerle hayatımıza dokunmuş, eşsiz bir sanatçıyı daha kaybettik.

Hikayemizde her daim onu yaşatmaya devam edeceğim.

Görenler buraya #RasimÖztekin adına bir adet 🌷 emojisi bırakabilirler mi dualar eşliğinde?

Yaklaşık 1 aydır bölüm atmıyorum, sizi çok beklettim ve boşladım farkındayım :') ama güzel bir sebebim var..

Yıllar sonra ben de kendi Ergun' umu buldum desem çok da abartmış sayılmam? Hayatımda biri var, kendisi hem de şair :')

Maşallah demek isteyenleri 🧿 emojisiyle buraya alalım :')

Sizi çoooook seviyorum, anlatacağım o kadar güzel şeyler var ki, devamı yeni bölüme diyelim :)

Keyifli okumalar diliyorum.
❤️

🌸🌸

Sabah gözümü açtığımda oğlumuz ikimizin arasında, Alican'ın belinde birleşen kollarımız ve Alican'ın omzunda uyuyakalan ve birbirine çok yakın yüzlerimiz ile uyanmıştım.

Fazla kıpırdamadan hem oğluma hem de bu dünyadaki ilk ve tek aşkıma baktım. İkisi de mışıl mışıl uyuyordu.

Çok geçmeden kendimi yine zihnimin içindeki düşünceler içinde buldum. Biz her gece böyle uyuyabilir, her sabah böyle huzurla uyanabilirdim. Nazlı kahvaltıyı hazırlarken Alican'a para verip Sami abiden ekmek, simit ve gazete almasını isteyebilir, o gittiğinde Nazlı'mı doya doya izleyip küçük de bir buse çalabilirdim yanaklarından... Beraber kahvaltıyı hazırlardık, beraber evden çıkıp işlerimize ve okula giderdik...

Her ne kadar kalbim aklımın önüne geçse de, Nazlı'ya, neden bizi harcadın diye bağırmak istiyordum. Neden... Bizim sevgimiz her şeyi aşmaz mıydı? Biz niye iki söze birbirimizi bırakıp gittik, niye evladımızı harcadık diye sormak istiyordum.

Öte yandan da devreye giren kalbim, onun o kıvır kıvır saçlarına, boncuk gözlerine, gülümseyen kiraz dudaklara mağlup oluyordu ve ona kıyamıyordu.

Neden herkese sevgisini bolluk ve bereketle sunan Nazlı bana gelince kapı duvar oluyordu her seferinde? Yıllardır sorduğum ve asla cevap alamadığım soru tam da buydu.

Ben böyle Nazlı'yı izlerken birden Nazlı olduğu yerde kıpırdanınca hemen gözlerimi kapatıp uyuyormuş taklidi yaptım.

...

Burnuma dolan o özlediğim Ergun'un kokusuyla güne başlamıştım. Son yıllardan sonra aldığım en güzel uykuydu.

Gecelerim onu düşünmekten geçmemişti yıllardır. Başımı yastığa koyar koymaz uyuyamamıştım hiçbir gece. Taa ki bu geceye kadar... Öyle derin uyumuşum ki, sanki yıllardır uyuyor gibi dinç uyanmıştım.

Yüzlerimizin yakın olduğunu fark ettiğimde de tebessüm ettim. Bedenlerimiz bizden bağımsız çalışıyordu. Biz yapboz parçaları gibiydik adeta ve mıknatıs gibi çekiyorduk, çekmek istiyorduk ve birleşmek istiyorduk birbirimize.

İkinci BaharHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin