26.BÖLÜM

244 15 0
                                    


🌘

Araslarla buluşmak için hazırlanıyordum. Alpaylar ve abimler işlerinden ötürü dönmüşlerdi. Aras, Sarp, Eda ve ben hala Ankara’daydık. 2 gün sonra dönecektik. Hazır dördümüzde buradayken lisedeki arkadaşlarımızla buluşacaktık. Edayla zaten lisede tanışmıştık. Dışarı çıktığımı haber vermek için Alpay’ı aradım.

“Canım müsait misin?”

“Sayılır güzelim. Bir şey mi oldu?”

“Yok biz Araslarla lise arkadaşlarımızla buluşacağız. Haber vereyim dedim. Arabada mısın sen?”

“Tamam hayatım, dikkat et. Evet bir müvekkilimizle iş yemeğine gidiyorum.”

“Ahmet Bey gitmiyor muydu görüşmelere?”

“Kızı rahatsızlanınca beni gönderdi.”

“Tamam canım kolay gelsin dikkat et öpüyorum.”

Hazırlığımı tamamlayıp evden çıktım. Lisedeyken hep gittiğimiz kafede buluşacaktık. Uzun zamandır gitmiyordum. Sahibi Nisa abla bizi hatırlayacak mı merak ediyordum. Gittiğimde önce kasa tarafına yöneldim.

“Merhaba Nisa Hanım burada mı?”

“Burada efendim.”

“Çağırır mısınız? Eski bir tanıdığıyım.”

Kız onu çağırmaya giderken etrafa göz attım. Çoğu şey eskisi gibiydi. Adım sesleri duyunca arkama döndüm. Nisa abla önce bana bir baktı, gözlerini kıstı ve kocaman gülümsedi.

“Alvina? Sensin değil mi?”

“Evet Nisa abla.”

“Ne kadar büyümüş güzelleşmişsin. Zaten güzeldin.”

“Sende hala çok güzelsin ablam.”

“Sen varsan kesin Sarplarda vardır.”

“Gelirler birazdan. Lisedeki tayfayla buluşacağız.”

“Tayfa Katliam ile mi? Kafemi uçurmazsınız dimi?”

“Abla hala mı ya?”

Nisa abla bizim tayfaya katliam derdi. Çok uslu bir tayfa değildik o yüzden böyle seslenirdi.

“Olaylarınızı unutmadım. Hep senin başının altından çıkıyordu cadı.”

“4 tane erkek kardeşim var.”

“Sende haklısın. Arkaya bak istersen genelde orada otururdunuz.”

“Tamam ablam. Uğra yanımıza.”

“Deli misin? Tabi ki geleceğim.”

Arka tarafa yöneldiğimde gördüğüm yüzlerle buruk bir tebessüm ettim. Onlarla en son 4 yıl önce görüşmüştüm. Arada telefonla konuşuyorduk ama yüz yüze gibi olmuyordu.  Hızla yanlarına adımladım.

“Keyfiniz bol olsun gençler.”

Sesimi duyunca hepsi bana döndüler.

“Sensiz olmaz başkan.”

Masanın başında olan ve konuşan Ateş’e sarıldım.

“Ateş liseden sonra uzamamalıydın. 2 metre oldun sanırım.”

“Bende seni özledim başkan.”

Ona sırıtıp Kemal’e sarıldım. Ardından Ceren’e yöneldim.

“Erdem sen ne zaman geldin?”

“Bu buluşmayı kaçıramazdım.”

Tayfa katliam olarak bilinen grubumuz Ateş, Kemal, Aras, Sarp, Erdem, Eda, Ceren ve ben olmak üzere 8 kişiden oluşuyordu. Sonunda oturabilmiştik.

“Hepinizi çok özlemişim be.”

“4 yıl oldu kızım. Bizde sizi özlemişiz. Bir gittiniz İstanbul’a gidiş o gidiş.”

“Öyle oldu maalesef. Neler yapıyorsunuz anlatın.”

“Ne yapalım başkan ya iş, güç.”

“Sen kimsin Kemal’e naptın?”

Bunu söyleyen Nisa ablaydı.

“Abla!”

Kemal bizim en umursamazımızdı. Hayatı anlık yaşardı. Nisa abla da oturunca konu lise anılarımıza geldi.

“Alvina olmasaydı böyle anılarınız olmazdı.”

“Haklısın abla nerde kural bozacak fikir orada Alvinaydı.”

Lisede çok olay yaşamış, disiplinlik olmuştum.

“Pişman değilim valla ne güzel anılarımız var.”

“Öyle cidden başkan. Evdekilerle hala konuşup güleriz.”

Ateş sırıtıp söze girdi.

“Ben geçen Mahmut Hoca’yı gördüm.”

“Müdür olan Mahmut mu?”

“Ta kendisi. Önce tanımadı beni. Sonra dedim hocam Alvina falan vardı. Adam bir sinirlendi falan dedi ne yaptı girebildi mi üniversiteye? Dedim hocam tıp okuyor o. Şaşırdı baya dedi zoru bana mıymış?”

“Ben lisede de çalışkandım ki.”

“Çalışkan olmasan yanmıştık.”

“Niye ki?” Soran tabi ki Nisa ablaydı.

“Müdür hiçbirimizi sevmezdi. Özellikle Alvina’yı. Ama başarılı ve müzik yarışmalarında falan okulu temsil ediyor diye bir şey diyemezdi.”

“Size demesine engel değil ki?”

“Abla bak dinle. Bir keresinde Kemal’i atacak hoca o dereceye birikti uzaklaştırmalar falan. Alvina o gün okulda yoktu o tutuyordu Kemal’i normalde. Kemal’in kız kardeşi 9’du o sene. Laf atan olmuş falan. Bizde tutamadık fena kavga etti. Müdür dedi bitti bu kadar gidiyorsun okuldan. Ceren Alvina’yı aramış, geldi bu bir sinirle daldı odaya.”

“Alvina kuzum sende mi atılmayı istiyordun?”

“Beni atamazdı abla. Müzik yarışmalarını her sene kazanıyordum ve okulun dışarıdan gelen tek gelir kaynağıydım anlayacağın. Güvencem vardı yani.”

“Bizde peşinden girdik. Alvina ne oluyor falan diyor. Müdür de dedi böyle böyle oldu atıyorum sanane. Alvina da bende müzik yarışmasına girmiyorum sizene dedi. Müdür baya bağırdı falan ama sonuç olarak atılmadım.”

“İyi cesaret sizdeki de. Biz önünden geçemezdik korkudan müdürümüzün.”

“Abla lise de bir ağırlığımız vardı yalan yok şimdi.”

Biz böyle konuşurken Alpay aradı.

“Efendim canm?”

“Ne yaptın hayatım?”

“Buluştum arkadaşlarla. Sen?”

“Bende büroya dönüyorum şimdi. Selamlarımı ilet görüşürüz yine.”

“Alpay’ın selamı var gençler.”

“Harbi hayırlı olsun kanka. Ayrıldınız diye duymuştuk.”

“Öyleydi barıştık ama.”

“Düğün ne zaman?”

“Belli değil var daha.”

“Alpay’a kalsa yarın yapalım diyor da Ömer abiler falan sıkıntı çıkarırlar.”

“Sen ne düşüyorsun ablacım?”

Önümdeki kahvemden bir yudum aldım.

“2 yıllık bir kaybımız var. 5 yıldır tanışıyoruz tabi ki evlenmek istiyorum. Onu seviyorum onun sevgisinden de şüphem yok.”

“Abinlerle konuşsana kanka o zaman. Yaza yapabilirsiniz mesela.”

“Olabilir bakalım.”

Biraz daha oturup dağıldık.



Geçen 2 günün ardından İstanbul’a gelmiştik. Alpayla görüntülü konuşacaktık. Balkonda kendime ortam hazırlamıştım. Aradığını görünce açtım.

“Güzelim benim çok özledim.”

“Bende özledim hayatım. Yarın birlikte öğle yemeğine ne dersin?”

“Allah derim.”

“Yorgun duruyorsun?”

“Bugün dava için oradan oraya gittim ondan.”

“Yorma kendini.”

“Beni merak etme sen. Düğünümüz için birikim yapıyorum.”

“Bende seninle o konuyu konuşacaktım.”

Yattığı yerden doğruldu.

“Bir sorun mu var Vera’m?”

“Yok bebeğim sadece düğünümüzün ne zaman olmasını istersin diyecektim.”

“Bana kalsa yarın biliyorsun. Ama nişan, kına falan derken yazın mantıklı. Sen ne düşünüyorsun?”

“Bende öyle düşünüyorum. Ama…”

“Baban ve abinler.”

“Evet.”

“Güzelim bu onlardan önce bizim kararımız.”

“Öyle ama babam anneme 2 yıldan önce olmaz o iş diyordu.”

“Güzelim ben çalışıyorum zaten. Aynı zamanda ikimizde sınava hazırlanıyoruz. Sende çalışacaksın. Hayatlarımızı ayrı ayrı düzene oturttuk. Birleştirmemizde neden bu kadar sakınca görüyorlar anlamıyorum.”

“Sanırım korkuyorlar.”

“Neden? Sana zarar vereceğimi düşünüyor olamazlar!”

“Sakin olur musun? Sadece barışalı çok olmadı. 2 yıl içinde kişiliklerimizde bir şeyler değiştiyse ve anlaşamazsak diye korkuyorlar.”

“Sen nereden biliyorsun? Sende mi öyle düşünüyorsun?”

“Hayır tabi ki ben bizden eminim. Annem bahsetti biraz.”

“Abinlerle konuşalım önce ve düşüncelerimizi anlatalım. Sonra ben bizimkilerle konuşurum. Babamı falan araya sokarız ikna ederiz babanı. Üzülme ama sen.”

“Üzülmüyorum merak etme.”

Bir süre konuşmadık ve birbirimize baktık.

“İyi geceler Alvina.”

“İyi geceler Kaan.”

“Kim o Vera?”

Kaan sanırım telefonla konuştuğumu fark etmemişti.

“Komşumuz Kaan hayatım.”

Kaan bana kusura bakma gibisinden işaret yaptı. Kafamı sallayıp gülümsedim.

“Tanışmak ister misin sevgilim?”

“Olur güzelim.”

Kaanların balkonuna en yakın olan yere geçtim.

“Kaan sözlüm Alpay. Alpay komşumuz Kaan.”

“Memnun oldum Alpay. Hayırlı olsun bu arada.”

“Bende memnun oldum teşekkür ederiz.”

“Ben rahatsız etmeyeyim sizi.”

“Sorun yok Kaan.”

“Alvina ben geçen gece için teşekkür ederim derdimi dinledin.”

“Asıl ben teşekkür ederim. Derdini açtın.”

Kaan bize iyi geceler dileyip içeri girdi.

“Beni aradığın geceki hikaye mi?”

“Evet. Sevdiğini kaybetmiş. Sarhoştu kahve yaptım o sırada anlattı. Kızdın mı?”

“Hayır güzelim. Sana güveniyorum biliyorsun.”

“Biliyorum sevgilim. Artık yatalım sende dinlen.”

“Tamam Vera’m aylı geceler.”



“Hoş geldin kanka. Alpay sizin masada.”

“Tamam sağ ol Can.”

Alpayla öğle yemeği için buluşmuştuk. Beni görür görmez ayağa kalktı ve sarıldı. Yüzünü saçlarıma gömdü.

“Canımın içi nasıl özlemişim.”

“Bende özledim sözlüm bey.”

Alnımı öpüp sandalyemi çekti. Siparişlerimizi verip konuşmaya başladık. O sırada patronu arayıp öğleden sonra gelmemesini söylemişti. Bizde birlikte sahile inmiştim. Kolu omzumda, ellerim belinde yürüyorduk. Gördüğüm çiftle gülümsedim.

“Bana ettiğin çıkma teklifini hatırlıyor musun?”

“Tabi ki. Nereden aklına geldi?”

“Şu çocuktan. Sevgilisine papatya tacı verdi.”

“Benimki daha yaratıcıydı.”

“Kesinlikle.”

GEÇMİŞ

Fakültenin önündeki kalabalığı görünce şaşırmıştım.

“Seminer falan mı var Eda?”

“Bilmiyorum ki bakalım gel.”

Beni kalabalığın ortasına çekiştirdi. Karşımda Alpay’ı görünce durdum. İnsan yuvarlağının ortasında karşılıklı duruyorduk.

“Ne oluyor Alpay?”

Önüme geldi.

“Öncelikle çok heyecanlıyım. Bir metin ezberlemiştim ama unuttum doğaçlama gideceğim. Tanışalı çok olmadı belki ama çok başkasın Vera. Seni görür görmez kalbimin ritmi değişiyor, kendimi hep seni izlerken buluyorum. Bunu daha önce hiç yaşamadım. Kimseye bu teklifi de etmedim. İçimden geldiği gibi yapmak istiyorum. Seni seviyorum Vera ve benimle uzun bir yolculuğa çıkmanı istiyorum. Bu yolculukta bana eşlik eder misin?”

Çok şaşırmıştım. Onu seviyordum evet ama onun beni sevdiğin bu ana kadar emin olamamıştım.

“Ömrün boyunca yapacağın bütün yolculuklarda sana eşlik ederim Alpay.”

Kahkaha atıp alnımı öptü. Beni ilk defa öpüyordu. Bu temasla heyecanlandım. Sarıldık. Ayrıldığımızda elinde bir yüzük vardı. Papatyadan kendisinin yaptığı belli olan yüzük o kadar güzeldi ki. Elimi nazikçe tuttu ve parmağıma geçirdi.

GÜNÜMÜZ

“Yüzüğü hala saklıyorum.”

“Sana aldığım her şeyi saklıyorsun.”

“Evet hepsi çok özel.”

Hava kararınca sahildeki taşlara oturduk. Üşümemem için beni kolları arasına aldı. Arkadan müzik açıp hafif dalgalı olan denizin ve yarım ayın uyumunu izledik. İçimden gelen dürtüyle ona doğru döndüm. O da bana bakıyordu. Çok yakındık. Nefesini yüzümde hissedebiliyordum. Kafasını biraz daha bana doğru eğdi. Bu bizim ilkimizdi. 3 yıl botunca bir ilişkimiz olmuştu ama bu konuma gelmemiştik. Bunun onun için de ilk olduğunu biliyordum. Gözlerimdeki gözlerine baktım. İzin ister gibi bana bakıyordu. Onaylamak için gözlerimi kapattım. Yaklaşık 2 saniye sonra sıcak dudaklarını dudaklarımda hissettim.

🌘


KIRIK KALPLERİN PARÇALARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin