29.BÖLÜM

240 16 2
                                    

🌘

“Onu pencerenin önüne koyalım.”

Nişanımızın üstünden 2 ay geçmişti. Evimiz için seçtiğimiz mobilyalar gelmişti. Yarın nikahımız kıyılacaktı. Alpay’ın çalışacağı yer evimize yakın bir yerdi. 1 hafta sonra tercihlerimi yapacaktım. Eş durumundan burada kalacaktım.

“Hayır o yan odaya.”

Alpay birazdan gelecekti ustalarla eşyaları yerleştiriyorduk.

“Alvina Hanım her şeyi yerleştirdik. Başka bir ricanız var mıydı?”

“Hayır çok teşekkür ederim. Ellerinize sağlık.”

Ustalar çıkarken elinde kutuyla Alpay geldi.

“Hoş geldin canım.”

“Hoş bulduk güzelim.”

Kutuyu yere koydu. Kutu hareket ediyordu.

“İçinde ne var?”

“Aç bakalım.”

Eğilip kutuyu açtım. İçinden mükemmel bir köpek çıktı.

“Alpay bu çok güzel.”

“Hem nikah hediyem olsun istedim. Hem de sahiplenmeyi düşünüyorduk zaten.”

“Çok mutlu oldum. Erkek sanırım?”

“Evet güzelim.”

“Oğlum merhaba. Evine hoş geldin.”

Dizime sürtünmeye başladı. Başını okşadım.

“İsmi var mıymış?”

“Her gelen farklı bir şey söylüyormuş. Ne koymak istersen koyarız. Eğitimi var bu arada.”

“Düşünelim o zaman. Her şeyi yerleştirdik. Gezmek ister misin?”

Kafasını sallayınca birlikte odaları gezmeye başladık. Her şey istediğimiz gibi olmuştu.

“Bence güzel oldu sence?”

“İçinde sen olan bir şeyin güzel olmamasına imkan yok.”

Kocaman tebessüm edip beline sarıldım. Bir süre öyle durduk.

“Artık eve dönmeliyim. Yarın nikahımız var.”

“Evet resmi olarak eşim olacaksın.”

“Bu çok güzel bir an.”

“Öyle güzelim.”

Ufak bir araba almıştık. Ortak olarak aldığımız ilk şeydi. Köpeğe isim düşünmeye başladım.

“İkimiz için de önemli bir şeyin ismini koyabiliriz.”

“Sanırım ikimizin aklına da aynı şey geliyor.”

“Sanırım.”

Bir petshopta durduk ve bir şeyler aldık. Tasmasına isim yazdırmak için Alpay gitti. Geldiğinde üstünde “AY” yazan bir tasma vardı.

“Ruh ikizimsin.”

Alnımı öptü.

“Oğlum sevdin mi ismini? Ay. Bence sevdin.”

“Düğün olana kadar sende kalsın güzelim. Batu’ya güvenemiyorum.”

Güldüm. Eve gelince Alpay’ı öpüp indik. Merdivenlerde Kaan ve Oğuz’u gördüm.

“Nasılsın?”

“İyiyim siz?”

“Bu küçük dostumuz da kim?”

“Alpayla sahiplendik. Ay selam ver abilere.”

Şapşal şapşal bakıyordu. Başını öptüm. Kaanlarla vedalaşıp eve çıktım.

“Anaa ne güzelsin sen. Nereden çıktı Alvina bu?”

“Alpayla sahiplendik. Düğüne kadar burada kalacak. İsmi Ay.”

“Sizden de başka şey beklenemezdi.”

“Ay oğlum bakma sen Bartu’ya. Gez bakalım evini.”

Bartu Ay’la oynarken bende üstümü değiştirdim.

“Her şeyin hazır mı abim?”

“Hazır abicim. Hatta ben yatayım erken kalkacağız.”

Ay’ı da alıp odama geçtim. Onun için aldığımız yatağı penceremin kenarına koydum. İkimizin fotoğrafını çekip Alpay’a attım.

Alvina: Aylı geceler müstakbel eşim.


Sabah erken kalkıp kuaföre gittik. Nikahta yakın arkadaşlarımız ve ailelerimiz olacaktı. Saçımı su dalgası yaptırıp önden hafif topladık. Hafif bir makyaj ve hazırdım. Beyaz sade bir elbise giymiştim. Alpayların geldiğini belli eden korna sesleri duyulunca Eda beni arkama döndürdü.

Alpay’ın arkama geçtiğini parfümünden anlamıştım. Yavaşça önüme geldi. Yine gözleri dolmuştu.


Neden mutlu da olsak üzgün de olsak gözlerimiz dolardı? Mutluluğumuz dudaklarımızdan anlaşılmaz mıydı?

“Tıpkı bir melek gibisin.”

Utanmıştım kafamı eğdim.  O da lacivert takımıyla çok hoştu. Çenemden tutup başımı kaldırdı  ve alnımı öptü. Kornalar eşliğinde nikah dairesine geldik. Nikah memurunu bekliyorduk.

“Hayalimiz gerçekleşiyor. O kadar mutluyum ki.”

“Bende Vera’m. Sadece hayal olarak kalacakmış gibi gelirdi.”

Birbirimizi izledik. Yüzlerimizi hafızalarımıza kazımak istermiş gibi izledik. Benim şahidim aralarındaki yazı turayı kazanan Sarptı. Onunki ise Ulaş. Nikah memurunun gelmesiyle nikah başladı.

“Gelin Hanım adınız soyadınız?"

“Alvina Vera Ulukurt.” Heyecandan sesim titriyordu.

“Damat Bey adınız soyadınız?”

“Alpay Karahan.” Sesinden heyecanı belliydi ama bana göre sesi daha güçlü çıkmıştı.

“Alvina Hanım anne ve babanızın adları?”

“Leyla ve Mehmet Ulukurt.”

“Alpay Bey anne ve babanızın adları?”

“Esma ve Sinan Karahan.”

“Esas soruya gelelim. Mehmet kızı Alvina Sinan oğlu Alpay’ı  hastalıkta sağlıkta, iyi günde kötü günde, ölüm sizi ayırana kadar eş olarak kabul ediyor musun?”

Derin bir nefes aldım. Elimi kavrayan eli sıktım.

“Ediyorum.”

“Sinan oğlu Alpay Mehmet kızı Alvina’yı hastalıkta sağlıkta, iyi günde kötü günde, ölüm sizi ayırana kadar eş olarak kabul ediyor musun?”

Bana baktı ve tebessüm etti.

“Ediyorum.”

“ Sizlerde şahitlik ediyor musunuz?”

“Ediyoruz.”

Defteri imzalamamız için önümüze uzattı. Sırayla imza attık.

“Bende İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bana verdiği yetkiye dayanarak sizleri karı koca ilan ediyorum. Gelini öpebilirsiniz.”

Nüfus cüzdanını bana uzatmıştı. Alpay alnımı öptü.

“Bir ömür boyu mutlu olalım.”

“Amin kocacığım.” Kıkırdadım. O da güzel gülümsemesini sundu bana. Fotoğraf çekildik. Yakınlarımızla sarıldık tebriklerini kabul ettik. Akşam eve imam gelecekti.
Çıkışta hep birlikte bize geldik yemek yedik. Üstümü değiştirmek için odama geçtim. Hemen ardımdan annemler ve abimler geldiler. Bana sarılıp tekrar tebrik ettiler.

“Evlendiğini kabullenmek o kadar zor ki.”

“Oğlum.”

“Öyle ama anne. Değerlimiz evlendi.”

“2 ay daha bu evdeyim.”

“Tek tesellimiz o.”

Beni bir kere daha öpüp çıktılar. İmam nikahı için abdest alıp giyindim. Başımı da örtünce hazırdım. İmam gelince nikahımız kılındı.

“Allah katında da resmi olarak da eşimsin. Çok şükür.”

Mutfakta birlikte oturuyorduk. Ayağıma dolanan Ay’ı kucağıma aldım.

“Oğlum anne ve babasının düğününü gören şanslılardansın.”

Havlayarak cevap verdi.

“Evet oğlum.”

“Poz verin.”

Ay’a sarılıp kocaman sırıttım. Bende onları çektim. Alpayların gitme vakti gelmişti.

“Evlisiniz ve ayrı yaşayacaksınız oğlum. Çok garip değil mi?”

“Yapacak bir şey yok. Abimler düğünden önce evimize geçmemize izin vermezler.”

“Evlendik ya ona da şükür.”

“Lan sarı öğrettiğim numarayı göster annene.”

“Batu oğluma sarı deme. Ne öğrettin demeye korkuyorum.”

“Sit sarı.”

Ay dediğini yaptı ve oturdu.

“Batu ne çeşit bir manyaksın? İngilizce komut mu öğretiyorsun?”

“Vizyonsuz mu olsun dimi lan sarı.”

“Güzelim sen Batu’yu öldürmeden biz gidelim.”

Ay’a ha bire sarı diyordu. Ay’da bakıyordu. Çıldıracaktım.

Bildirim sesiyle telefonuma baktım. Alpay Ay ve benim fotoğrafımı atmıştı.

@alpaykarahan: Dünya’nın en güzel annesi @alvinaulukurt

Fotoğrafına kalp atıp biyografimi düzelttim.

Alvina Ulukurt Karahan

Bende ikisinin fotoğrafını paylaştım.

@alvinaulukurt: Dünya’nın en şanslı köpeği Ay @alpaykarahan

Odama giren ikizlerle telefonumu bıraktım.

“Hala sen hala burada yaşıyorsun.”

“Evet kuzum.”

“Ama evlendin.”

“Evet ama düğün daha olmadı. Düğüne kadar buradayım.”

“Oley birlikte uyur muyuz?”

“Uyuruz koşun dişlerinizi fırçalayalım.”

İşlerimizi halledip yatağa girdik.
Düşmemeleri için onları duvar kenarına almıştım.


“Anne yapmayın böyle.”

“Kızımın kınası var bugün. Bir zahmet ağlayayım.”

Kına günüm gelmişti. Ankara’daydık. Düğüne de 1 hafta vardı. Kahvaltı yapıyorduk ama annem ağlamaktan yiyemiyordu.

“Leyla kızımız haklı. Üzülme kızım sen anne baba olunca böyle oluyor.”

Aklım annemde kalsa da Arden ablayla kuaföre geçtik. Önce elbisemi giydim. Bindallı giymek istememiştim. Kınam da kırmızıdan değil mordan oluşuyordu. Her şey de mor vardı. Saçlarıma hafif bi dalga yapıldı. Makyajım da yapılınca hazırdım.

“Arden abla sen niye ağlıyorsun?”

“Ne bileyim duygulandım.”

Alpay’dan önce abimler geldi. Hepsinin gözleri kırmızıydı.

“Mutlusunuz sanıyordum.”

“Senin için tabi ki mutluyuz ama…”

Hepsiyle uzun uzun sarıldım. Alpay geldi.

“Her seferinde sana bir daha aşık oluyorum.”

“Bende farksız sayılmam.”

Spor bir takım giymişti. Erkekler kınanın son 1,5 saatinde geleceklerdi. Arabalara binip mekana geldik. Bir otelin havuz başında yapılacaktı. Başıma çiçeklerden bir taç taktılar.

“Güzelim bizim gitme vaktimiz geldi. İyi eğlen.”

“Tamam canım görüşürüz.”

Alpaylar çıkınca beni içeri aldılar. Yaklaşık 2 saat boyunca oynadık. Çok yorulmuştum. Birazdan kına yakılacaktı.

Eda, Arden abla, Sinem ve Deniz nedimelerimdi. Başımdaki tacın bir değişiği onlarda da vardı. Ortaya sandalye koydular. Ben oturunca kızlar etrafımda dolanmaya başladılar. Başımda örtü olsa da az çok etrafı görebiliyordum.

Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
Annesinin bir tanesini hor görmesinler
Annesinin bir tanesini hor görmesinler
Uçan da kuşlara malum olsun
Ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı
Ben köyümü özledim
Babamın bir atı olsa binse de gelse
Babamın bir atı olsa binse de gelse
Annemin yelkeni olsa açsa da gelse
Annemin yelkeni olsa açsa da gelse
Kardeşlerim yollarımı bilse de gelse
Kardeşlerim yollarımı bilse de gelse
Uçan da kuşlara malum olsun
Ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı
Ben köyümü özledim
Hem annemi hem babamı
Ben köyümü özledim
Hem annemi hem babamı
Ben köyümü özledim

Şarkının ortasından itibaren ağlamaya başlamıştım. Sevdiğimle evlendiğim için tabi ki mutluydum. Ama artık ailemin küçük kızı değildim. Abileriyle yaşayan, onlara yemek yapan, onlarla uyuyan kız değildim.

Arden abla örtüyü kaldırdı. Benim gibi o da ağlamıştı. Topluluğa doğru bağırdı.

“Gelin elini açmıyor kaynana.”

Esma anne geldi.

“Güzel kızım benim.” Diyerek elime altını koyup kınayı sürdü. Kına merasiminden sonra üzücü hava biraz dağıldı. Ağlayan annemin yanındaydım. Alpayların içeri girdiğini gördüm. Önce gülümsedi ağladığımı fark edince kaşlarını çattı. Beni oturduğum yerden kaldırıp sarıldı.

“Niye ağlıyorsun güzelim?”

Yaşlarımı sildi.

“Abi adettendir bilmiyor musun?”

“Onur ikile.”

“Annem de ağlayınca kötü oldum iyiyim.”

“Ağlama daha fazla.”

Uzun zamandır göremediğim Onur’a sarıldım. Eğitimi için Alpay’ın ameliyatından sonra birkaç aylığına yurt dışına çıkmıştı.

Gelen erkeklerle de oynadık. Kına bittiğinde çok yorulmuştum. Arabaya binince ayaklarımın ne kadar ağrıdığını anladım.

“Topuklu giymeseydin keşke.”

“Elbiseyi kaldıramazdım.”

“Her türlü kaldırırdın.”

Başımı omzuna yaslayıp yolu izledim. Evin önüne gelince vedalaşıp indim. Odama geçince Ay direk kucağıma atladı.

“Annem beni mi özledin? Bende seni çok özledim.”

Onunla biraz oynayıp duşa girdim. Yatağıma girmeden Ay’ın fotoğrafını çekip Alpay’a attım.

Alvina: Bizli geceler.

🌘

Umarım beğenmişsinizdir.


KIRIK KALPLERİN PARÇALARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin